Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Sonbahar beklentileri

TÜRKLERİN çok konuşup az icraat yaptığı anlayışının, büyük bir Meclis çoğunluğu ile iktidar olan AKP tarafından değiştirileceğine inananların umutlarının giderek zayıfladığı gözleniyor.

Bu çevrelere katılım, yabancı ülke temsilcileri arasında daha fazla.

Neden olarak da AKP'nin Kıbrıs, AB ve ABD politikaları gösteriliyor.

Güncel konu ise 6'ncı Uyum Paketi, hatta Ulusal Program.

Hem AB'nin hem de AB üyesi ülkelerin Türkiye temsilcileri, önüne gelen Türk yetkiliye bu iki konunun akıbetini soruyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘‘AB yolunda takoz olmayın’’ diye birilerine gönderme yapıyor. Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, paketin MGK'ya gitmek zorunda olmadığını söylüyor. Adalet Bakanı Cemil Çiçek ise herkesin AB konusunda konumunu belirlemesini istiyor.

Paket hazırlanalı tam 4 ay oldu. Bu altın değerindeki zaman hep bu içerikteki konuşmalarla tamamlandı.

Sanki paketi TBMM'ye sevk edecek olan hükümet değil de MGK; hükümet de bu nedenle MGK üzerinde baskı uyguluyor.

Zaman böyle geçirilince hükümetin Ulusal Program'la ilgili, ‘‘15 Haziran'a yetiştirme’’ hedefi bile riske sokuluyor.

ABD'DEN MESAJLAR

ABD ile ilişkilerde de durum farklı görülmüyor.

Hükümet konuşmakla yetinince TUSİAD, TOBB ile bazı ünlü işadamları kendiliğinden harekete geçti. İlişkileri iyileştirmeye katkı sağlamak amacıyla ABD'ye gittiler. Başta baba Bush başta olmak üzere, karar noktalarındaki önemli isimlerle görüştüler.

ABD tarafının verdiği mesaj hep aynı oldu:

‘‘50 yıllık müteffikliğimizi yırtıp atmamız söz konusu olamaz. Ama, kabul edin ki ilişkiler artık eskisi gibi değil. Karşılıklı hatalar oldu. Siz bizim hatalarımızı iyi görüyorsunuz ama kendi hatalarınızı ortaya koymaktan çekiniyorsunuz. Başbakanınız bile ‘Biz hata yapmadık ki' diyor.’’

Ardından da kendi bakışlarıyla eleştirilerini 4 maddede topladılar...

1- Tezkere konusunda ‘demokratik süreç'e dayalı savunma yerine, yeni ve somut işbirliği önerilerini belirleyin.

2- Zaten, bizim tepkimiz TBMM kararına değil; bu karar öncesi yapılan müzakere biçimine. Bir müttefikle değil, sanki soğuk savaş döneminin rakip bir ülkesiyle müzakere eder gibiydik. Heyet başkanının seçimi de müzakereleri bir meydan savaşına dönüştürdü.

3- Kuzey Irak'ta kırmızı çizgilerden o kadar söz ettiniz ki iş sulandı.

4- Artık Irak'ta işbirliği şansı zayıf. Çünkü, müttefiklik konumunu sorguladınız, bu da bizde ileriye yönelik güven kuşkusu yarattı.

FATURA KİME?

Amerikalılar ilişkilerin düzelmesi için ise iki noktada yoğunlaştılar.

1- Kıbrıs'ı çözmeniz, Ermenistan'a ambargoyu kaldırmanız, Suriye ve İran konusunda işbirliği düzeyinizi belirlemeniz çok yararlı olur.

2- İlişkilerin yara almasına neden olanların bedel ödemesini sağlamak geçmişin muhasebesinin yapıldığını gösterir. Bu da geleceğe daha iyi bakılmasını sağlar.

İkinci maddenin Ankara siyasi kulislerindeki yorumu, ‘‘ABD, ilişkileri yaralayanlardan hesap sorulması mesajı gönderiyor’’ biçiminde oldu.

Bu mesajla Başbakan Erdoğan'ın hükümet ve parti vitrininde düzenleme yapma isteğinin çakıştığını savunan siyasi gözlemciler, ‘‘Bu kez eylem kaçınılmaz. AKP'nin sonbahardaki kongresinin ardından Erdoğan, herkesi şaşırtacak bir operasyona girişecek’’ öngörüsünde bulunmaya başladı bile.
Yazarın Tüm Yazıları