Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Muhalefeti devirmek

İKTİDARI destekleyen çevrelerde garip bir hava estiriliyor.

Oradan yayılan havaya bakarsak, asker darbeyle, Ergenekoncular karışıklık çıkararak, yargı kararlarıyla AKP hükümetini devirmeye çalışıyor.
İktidar görüşünün milim dışına çıkan, bu organizasyonların içine sokuluyor.
Kemal Kılıçdaroğlu sonrası bu iddialar tepe yaptı, diyebiliriz.
CHP’deki değişiklik de iktidarı devirmek için düzenlenmiş bir senaryo! Bir muhalefet partisinin ortaya çıkan şartları lehine değerlendirmesi, iktidar çevrelerinin beklentilerine tezat lider tercihi yapması ve bütün bunların demokrasi içinde gerçekleşmesi de AKP iktidarını “devirme” diye görülüyor.
Muhalefet partisinin, iktidarı devirme hedefine soyunması suçsa, bunun adı demokrasi olmaz, yoksa bir parti sonsuza dek iktidar ilan edilsin olsun bitsin.
Ancak bu çevrelerin dillendirdiği, “milli irade üzerinde baskı” veya “milli iradeyi demokrasi dışı yolla devirme girişimleri” tezleri ise, o zaman gelin bir başka açıdan bu iddialara bakalım.
YAPANLAR BULUNMADI
Bu ülkede ana muhalefet partisi de milli iradeyi temsil ediyor; ama son birkaç yılda CHP’nin başına neler geldi, tek tek sıralayalım.
1- Deniz Baykal’ın kızı Aslı Baykal’ın yurtdışında yüklü bir serveti olduğu bazı belgelere dayanılarak ileri sürüldü, bu belgeler sahte çıktı.
2- CHP’ye Alman Ebert Vakfı’ndan para aktarıldığı belgelerle ileri sürüldü. Bu belgeler hem Alman hükümeti hem de CHP tarafından sahte diye ilan edildi.
3- CHP’li TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu’nun başkanı olduğu UM-AG vakfına, iki kişi kendisini polis olarak tanıtıp girdi, araştırma yapmak istedi. Kamera kayıtlarında görülen bu iki kişi henüz bulunamadı.
4- Edirne ve Çankaya Belediye Başkanları başta, bazı CHP’li belediye başkanların odalarında dinleme cihazları bulundu.
5- CHP Genel Başkanı’nın Van’a yaptığı gezi engellenmek istendi.
6- CHP Genel Başkanı’na suikast ihbarı 21 gün emniyette gizli saklı tutuldu.
7- CHP Genel Başkanı’nı koltuğundan eden bir kaset yayınlandı.
Kasedin ortaya çıktığı andan itibaren Deniz Baykal’ın o makamda artık oturamayacağını ileri süren biri olduğumun altını çizerek, yine de soruyorum, ana muhalefete bu yapılanları nasıl okuyacağız?
Eğer Türkiye’de siyaset böylesi iradelerle değiştirilecekse bu ülke yönetilebilir mi, bu ülkede demokrasi yerleşir mi? İyi güzel; iktidarı devirmek istiyorlar diye yüzlerce insan hapsi boyluyor; ama ana muhalefete bu yapılanlar neden sorgulanmıyor? Bunları yapanları ortaya çıkarmak hükümetin asli görevlerinden değil mi?  Unutmayalım, demokrasi ancak muhalefet varsa vardır; bunu korumak da öncelikle iktidarın sorumluluğundadır. İktidar, CHP’ye yapılanları ortaya çıkardıkça demokrasiyi güçlendirecektir.
RECEP AKDAĞ’IN AÇIKLAMASI
Sağlık Bakanı Recep Akdaş, selefi MHP’li Osman Durmuş’la ilgili yazım üzerine aradı, Durmuş’un hiç haklı çıkmadığını savunarak şunları dedi:
“Buna aşı tartışması dahil. Aşı olmamak haklı çıkmak mı? Yüzlerce insan hayatını kaybetti. Zatürrreeden her yıl iki hamile hayatını kaybederken, 2009’da 36 hamile öldü. Kuş gribinde de akıllıca şeyler yaptık, bütün dünya takdir etti, Türkiye’yi örnek gösterdi. Müfettişlerimiz konusunda da Osman Bey çok haksız. Onu mahkemeye verdiler. Konu yargıda. Karalamak kolay; ama siyasetçi olarak bu bize yakışmaz. Adalet yerini bulacak o hususta.”
Yazarın Tüm Yazıları