Batı’daki Türkiye algısı değişiyor

İSRAİL’in Mavi Marmara baskınında 9 Türk’ü öldürmesiyle patlak veren krize, Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi’nde İran’a yaptırım kararına “hayır” oyu kullanması da eklenince, Batı dünyasındaki Türkiye algısı da başkalaşmaya başladı.

Daha önce başlamış olan eksen kaymasına ilişkin soruların yaratmış olduğu birikim üzerinden alevlenen tartışma, Batı dünyasının Türkiye’ye ve özellikle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a bakışı üzerinde önemli izler bırakacak gibi gözüküyor.
 ERDOĞAN’A ÇİFTE STANDART SUÇLAMASI
Batı basınında birden ortalığı kaplayan bu yayınlara çarpıcı ve çok yeni bir örnek olarak ABD’nin en nüfuzlu gazetelerinden “Wall Street Journal”da dün çıkan sert içerikli başyazıyı gösterebiliriz.
Başyazı, geçmişte Avrupalılar PKK karşısında ikircikli davranırken ABD’nin sapasağlam bir şekilde Türkiye’nin yanında durduğunu, keza İsrail’in de Türkiye’ye bu konuda yardımda bulunduğunu hatırlatıyor.
Türkiye’nin PKK sorunu varsa, İsrail’in de Hamas nedeniyle bir terör sorunuyla karşı karşıya olduğunu anlatan Wall Street Journal, şöyle devam ediyor:
“Türk hükümetleri geçmişte, bölgedeki radikallere karşı Batı’nın ve İsrail’in yanında durmanın yararlarını anlamışlardı. Tahran ve Şam’daki yeni dostlarının hoşuna gidecek şekilde İsrail’e karşı bayrak açmış olan şimdiki Başbakan Erdoğan ise böyle düşünmüyor. İsrail’in Türk gemisine düzenlediği baskın, Yahudi devletine karşı çıkmak ve Hamas’ın taraftarlığını yapmak için Sayın Erdoğan’a yeni bir fırsat yaratmıştır. İslamcı aşırı uçlarla içli dışlı olması Erdoğan’a içte yarayabilir ama dünya kendisinin çifte standartlarını açık bir şekilde görebilmektedir.”
TÜRKİYE ORTADOĞU BATAKLIĞINA MI İTİLDİ?
ABD’nin bir başka saygın gazetesi New York Times’da hafta içinde çıkan bir yazı ise bir dönem ABD’nin “uysal bir müttefiki” olan Türkiye’nin artık ABD için bir “dikene dönüşmekte olduğunu” anlatıyordu.
Yazıda, “Türkiye’nin -kaymakta olan- dış politikasının Başbakan Erdoğan’ı Arap dünyasında bir kahraman yaptığını, kendisinin ABD’nin İran ve barış süreci gibi politikalarına açıkça kafa tuttuğu” belirtildikten sonra şöyle deniliyor:
“Amerikalıların çoğu, Erdoğan’ın İsrail’e karşı yaptığı ateşli konuşmaları AB’ye tam üyelik hedefinden vazgeçmekle kalmayıp, Batı’nın Müslüman hasımlarıyla ittifaka girmekte oluşunun işaretleri olarak görüyor.”
Geçen hafta Economist’te çıkan bir yazıda da Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesi hatırlatıldıktan sonra İsrail’in saldırısıyla birlikte “Türkiye’nin Ortadoğu bataklığının içine itildiği” görüşü işleniyor.
TÜRKİYE’Yİ DOĞU’YA AVRUPA MI İTTİ?
Türkiye’nin rotasını Doğu’ya çevirmekte olduğu yolundaki hava ortalığa yayılırken, bu durumdan Avrupa’nın da sorumlu tutulması gerektiğini vurgulayan bir bakışın da uç vermeye başladığı gözleniyor.
Bu görüşü en kuvvetli ifade eden ABD Savunma Bakanı Robert Gates oldu. Şöyle dedi Gates:
“Türkiye’nin Doğu’ya döndüğü yolundaki düşüncenin bir geçerliği varsa, kanımca Türkiye’nin istediği organik bağlantıyı reddeden Avrupa’daki bazıları tarafından itilmiş olmasının bundaki etkisi az değildir. Dolayısıyla Türkiye’deki bu gelişmelerin nedeni ve buna nasıl karşılık verebileceğimiz, Türkiye’nin liderlerine değerli ve cazip gelecek kuvvetli bağları kurabilmek için ne yapabileceğimiz üzerinde uzun uzun düşünmeliyiz.”
İlginçtir ki, İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini’nin önceki gün yaptığı “Bir an önce Avrupa’nın Türkiye’ye karşı ne gibi hatalar yaptığını düşünmesi lazım. Biz Avrupalılar, Türkleri yanımıza çekmek yerine fazlasıyla Doğu’ya ittik. Eğer Türkleri Avrupa ailesi içinde istemediğimiz izlenimini yaratırsak, onlar da İran, Kafkaslar ve Suriye gibi bölgelere yönelerek farklı perspektifler arayacaktır. Bu da Avrupa’nın çıkarına değil” şeklindeki açıklama, Gates’in eleştirisine hak verenlerin olduğunu gösteriyor.
Avrupa’nın, Doğu’ya kaymakta olan bir Türkiye’nin Batı dünyası açısından ne anlama geleceği, bunun ne gibi sonuçlar doğuracağı sorusu üzerinde ciddi bir şekilde düşünmeye başlaması zamanı galiba gelmiş bulunuyor.
Yazarın Tüm Yazıları