İsrail bunları dosyaya koyar

DÜN sabah saatlerinde bir dostum aradı.

Fethullah Gülen’in Wall Street Journal’deki sözlerine çok şaşırmış görünüyordu.

“Ben hiç şaşırmadım” dedim.

Haberin Devamı

Evet, şaşırmadım, tanıdığım Fethullah Gülen bu insandır.
Ne Türkiye içinde, ne Türkiye dışında din eksenli maraza çıkarılmasından hoşlanmaz.
Tam aksine, din eksenli gerginliklerde hep yatıştırıcı bir rol oynamıştır.
Yıllar önce Çevik Bir’e telefonda bunları anlatmaya çalışmıştım.
Dün Fethullah Gülen’e yakın sayılabilecek bir kişi ile konuştum.
“Hocaefendi başından beri bu olaya temkinli yaklaşıyor” dedi.
Anladığım kadarı ile İHH’ye hâkim olan “İslamcı” kesimle de aralarına bir mesafe koymak istiyorlar.
* * *
Benim gördüğüm manzara şu:
Türkiye dış politikası, Abdülhamid döneminden beri sürdürdüğü “rasyonel”, yani akılcı çizgisinden çıkıp, tam anlamıyla bir “duygular imparatorluğunun” emrine girdi.
“Duygu imparatorluğu” çok cazip ama çok tehlikeli bir şeydir.
İnsanın akli melekelerini etkiler.
Üç gündür yapılanlara bakıyorum.
Neredeyse, kendi elimizle İsrail’in savunma dosyasını hazırlıyoruz.
Dün hükümete yakın Sabah Gazetesi’nin manşetine bakıyorum.
“Gaza’dan dönüş”.
Gazze’yi “Gaza” olarak yazmak, bir yazıişleri zekâsı olarak görülebilir.
Ama yardım gemisinin gerçekten “insani” bir niyeti varsa, bu manşet ona hizmet mi ediyor, yoksa ihanet mi?
Cevabı ben vermeyeyim.
Ferit Devellioğlu’nun “Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat”inin 337’nci sayfasında “Gazâ” kelimesinin karşısında, tek bir cümle var:
“Din uğruna savaş.”
Allah aşkına o gemi oraya “din uğruna savaş” misyonu ile mi gitti?
E hani niyet sadece “insani yardımdı”.
Şimdi siz İsrailli olsanız, bu manşeti savunma dosyanıza koymaz mıydınız?
Unutmayın, sizin “psikolojik savaş” uzmanınız varsa, onların da var.
* * *
Gemide bulunanlar çektikleri fotoğrafları basına dağıtmışlar.
Fotoğraflardan biri başı gözü yarılmış bir İsrailli askeri gösteriyor.
Bu fotoğraf hangi amaçla dağıtılmış?
“Bakın biz İsrailli askere bile insanlık yapıyoruz, tedavi ediyoruz” demek için mi?
İyi ama bir başkası, “O askerin kafasını kim yarmış” diye sormayacak mı?
Ne diyeceksiniz? “Barış aktivistleri mi?”
Demek ki İHH, asıl misyonunu saklamıyor.
Tabii misyon bir “gaza” olarak görülünce, 9 insanın canının da bir kıymeti kalmıyor.
Aileler memnun, örgüt memnun.
Bu olayı siyasi açıdan sömürmek üzere ellerini kollarını sıvayanlar da memnun.
* * *
Fethullah Gülen’in çıkışı bana göre, “İslami hassasiyetle”, “İslamcı hassasiyet” arasındaki sınırları çiziyor.
İHH bir sivil toplum kuruluşu.
Onun “İslamcı hassasiyet” hakkı da var.
Ama Türk dış politikasını “İslamcı hassasiyetin” emrine tahsis etmek söz konusu olduğunda benim itirazım var.
Orada samimi olmak lazım.
Bakın Kuzey Irak Kürt Yönetimi’nin seçilmiş başkanı Ankara’ya geldiğinde ona bir yöresel bayrağı çok görüyorsunuz.
Niye çünkü “Türkiye’nin menfaati” budur.
Kuzey Irak Kürtleri Budist olmadığına göre o “İslamcı hassasiyet” burada neden devreye girmiyor?
O insanlar, bir zamanlar Saddam’ın zehirli gazla katletmeye çalıştığı Müslümanlar değil mi?
Yoksa Barzani’nin “Yahudi” olduğu yolundaki o şahane komplo teorisine, devletimizin yöneticileri de ciddi şekilde inanıyor mu?

 

Yazarın Tüm Yazıları