AB Anayasa’da içerikten memnun yöntemden değil

HÜKÜMET, Anayasa değişikliklerinde Avrupa Birliği ölçütlerinin dikkate alındığını belirterek, yaptığı büyük siyasi hamleyi AB doğrultusunda bir adım olarak takdim ediyor, destek zeminine AB’yi de dahil ediyor.

Peki AB, hükümetin anayasa değişikliği girişimini gerçekten destekliyor mu? Yanıt olarak AB’nin paketin içeriğinden memnuniyetini belirtirken, hükümetin bu süreçte izlediği yöntem karşısında aynı memnuniyeti hissetmediğini söyleyebiliriz. Geçen bir buçuk aylık süre içinde AB’nin muhtelif kanatlarından yapılan açıklamaları dikkate alarak yapacağımız bir değerlendirmede şöyle bir tabloyla karşılaşıyoruz:
KOMİSYON: DİYALOG VE UZLAŞIYLA OLMALI
AB Komisyonu, uzun bir sessizlik döneminden sonra ilk resmi tutumunu 30 Mart tarihinde Genişlemeden Sorumlu Komiseri Stefan Füle’nin yazılı açıklamasıyla ortaya koydu.
Fule, değişikliklerin “doğru yönü işaret ettiğini” belirttikten sonra “bununla birlikte” dedi ve şöyle devam etti: “Söz konusu reformların ülkenin geleceği açısından taşıdığı temel önem dikkate alındığında, tüm siyasi partilerin ve sivil toplumun katılımıyla bir diyalog ve uzlaşma ruhu içinde mümkün olan en kapsamlı istişarelerin yürütülmesi de aynı derecede önem taşımaktadır. Böylelikle, her türlü görüş ve hassasiyet dile getirilebilir ve tüm Türkiye bu büyük çaplı reform için fazlasıyla ihtiyaç duyulan mutabakata katkıda bulunabilir.”
Fule’den kısa bir süre önce 26 Mart tarihinde de Avrupa Parlamentosu’ndan benzer içerikte bir açıklama geldi. Türkiye-Avrupa Parlamentosu Karma Komisyonu Eşbaşkanı Helene Flautre, Anayasa değişikliği konusunda “tüm tarafların önerilerinin göz önüne alınacağı geniş bir tartışma” çağrısında bulundu.
Flautre, açıklamasında paketin içeriğiyle ilgili memnuniyetini de kayda geçirdi, ancak Adalet Bakanı ve Müsteşarı’nın HSYK’da üye olmasına “kuvvetler ayrılığı ilkesini zedeleyeceği” gerekçesiyle açık bir dille karşı çıktı.
PIERINI: YÖNTEM REFORM KADAR ÖNEMLİ
AB Komisyonu, uzlaşı ve diyalog beklentisini Türkiye Temsilcisi Büyükelçi Marc Pierini aracılığıyla da kayda geçirdi. Pierini, 22 Nisan tarihinde yaptığı açıklamada, anayasa değişikliği sürecinde iktidarla muhalefet arasındaki diyaloğun önemine dikkat çekti, “Aksi takdirde kutuplaşma kaçınılmaz olacak” diye konuştu.
Pierini, şunları söyledi:
“Anayasa ile ilgili gerçek bir reform başlatıldı. İçeriğinde bir takım AB prensipleri var. AB ülkelerinde de sadece tek bir Anayasa, Anayasa Mahkemesi ve HSYK modeli yok. Bununla birlikte Anayasa değişikliğinin yöntemi, reformun kendisi kadar önemlidir. Reformlar bu ülkede çoğulculuğu korumalı ve geliştirmeli. Bu da muhalefet partileriyle ve sivil toplum kuruluşlarıyla güçlü bir diyaloğu gerektirir. Bu nedenle Anayasa değişikliği için gerçek bir diyalog ortamı görmek istiyoruz.”
İlginç olan, geçen pazartesi günü Brüksel’de yapılan, siyasi düzeyde Türkiye ile AB arasındaki en önemli karar organı olan Ortaklık Konseyi toplantısında, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Başmüzakereci Egemen Bağış’ın önüne konan AB’nin ortak tutum belgesinde de anayasa değişikliği konusunda Fule’nin 30 Mart tarihli açıklaması satırı satırına tekrarlandı. Belgede, ayrıca “hükümeti ve muhalefeti yapıcı tartışmaya girmeye teşvik ediyoruz” denildi. Görüleceği gibi, AB Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu’ndan gelen bütün açıklamalarda, anayasa değişikliğine sıcak bakılmakla birlikte, yöntem konusunda hükümetin izlediği çizgiden farklı bir yol öneriliyor. AB, diyalog ve uzlaşı istiyor.
İSPANYA: TAM DESTEK VERİYORUZ
AB’nin bu tutumundaki tek değişiklik, geçen pazartesi günü AB dönem başkanı İspanya’nın Dışişleri Bakanı Miguel Angel Moratinos’un Ortaklık Konseyi sonrasındaki açıklamasında ifade edildi. Moratinos, aynen şunları söyledi:
“Toplantılar sırasında Başbakan Erdoğan’ın taahhüt ettiği ve Meclis’te görüşülmekte olan anayasa değişikliği reformu sürecinden duyduğum memnuniyeti dile getirdim. Bu süreç AB’nin tam desteğine sahiptir.”
Görüleceği gibi Moratinos, Komisyon’dan farklı olarak hükümete çok açık bir destek sundu. Ancak Türk heyetinin önüne konan ve yöntemi öne çıkartan resmi AB tutumu ile Dönem Başkanı’nın açıklaması arasında farklar var.
Yine de Moratinos’un bu açıklamasıyla, referandum sürecinde AB’nin siyasi kanadını açıkça hükümetten yana taraf konumuna soktuğu aşikârdır.
Yazarın Tüm Yazıları