ABD’den Diyanet’in Hanefi çizgisine eleştirel bakış

“TÜRKİYE’ de İslam’ın buyruklarının barışçı ve bağımsız bir şekilde yerine getirilmesinde Diyanet’in alanı dışına çıkılmasına izin verilmelidir ve Sufi tarikatlar üzerindeki yasal engeller kaldırılmalıdır” diye tavsiye ediyor ABD’nin raporu.

Ardından çok uzun biri paragrafta kadınların durumu ele alınıyor ve özetle “Kadınların örtünmesi yönündeki baskılar önlensin, örtünenlerin eğitimi ve istihdamı üzerinde de baskı olmasın” mesajı veriliyor.
Raporun Alevilerle ilgili bölümündeki tavsiyeler daha az köşeli değil:
“Cem evlerine ibadet mekânı olarak resmi statü tanınmalı, okullardaki (zorunlu din dersleri) müfredatı AİHM’nin ilgili kararıyla uyumlu hale getirilmeli, Alevilerin korunması ve onları hedef alan ayrımcılığın cezalandırmasında uluslararası insan hakları yükümlülükleri ile uyumlu bir şekilde hareket edilmelidir.”
KOMİSYONUN BÜTÇESİ ABD YÖNETİMİNDEN
Türkiye’ye bu önerileri getiren herhangi bir araştırma kuruluşu değil, Amerika’da dini özgürlükler alanında en saygın otoritelerden biri olarak kabul edilen ve harcamaları federal bütçeden karşılanan “ABD Uluslararası Din Özgürlükleri Komisyonu” (USCIRF).
Komisyon, her yıl yayımladığı geleneksel raporunda ABD Yönetimi’nden bu adımları ivedilikle atması için Türk hükümetine telkinde bulunmasını istiyor. Geçen ekim ayında da ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yıllık din özgürlükleri raporu yayımlanmıştı. USCIRF’ın raporu, Yönetim’in raporuna kıyasla “daha da eleştirel” bir çizgi taşıyor.
USCIRF, ABD Kongresi’nin dünyada din ve inanç özgürlüklerinin durumunu yakından izlemek amacıyla 1998 yılında özel bir yasa çıkartarak kurduğu partiler üstü bir komisyon.
Kendi sekretaryası da bulunan komisyonun partiler üstü konumunu, tarafsızlığını güvence altına almak için ilginç bir formül bulunmuş. Komisyon’un üç üyesi ABD Başkanı tarafından seçiliyor, 4 üye başkanlık seçimini kaybeden partinin Kongre’deki liderleri tarafından seçiliyor. Bu arada 2 üye de Başkan’ın partisinin Kongre’deki liderlerinin tercihi ile belirleniyor. Üyeler iki yılda bir yenileniyor.
TÜRKİYE GÖZLEM ALTINDA TUTULAN ÜLKELER LİSTESİNDE
Komisyonda üç semavi dinin de temsilcileri var. Örneğin, Boston İslam Enstitüsü Direktörü İmam Talal Eid kurulun Müslüman üyesi. Komisyon, Yönetim’e yalnızca tavsiyede bulunabiliyor. Ancak partiler üstü konumuyla hem Yönetim, hem de Amerikan kamuoyu üzerinde etki ve saygınlık sahibi olduğu bir gerçek.
USCIRF raporlarında sorunlu ülkeler bazında iki kategori var. Bunlardan birincisi “durumu kaygı yaratan ülkeler”, yani kırmızı liste. Burada İran, Sudan, Suudi Arabistan, Kuzey Kore, Çin gibi ülkeler var.
Bir de ikinci bir liste var. Bu, birincisi kadar vahim olmayan ama yine de yaygın ihlaller nedeniyle gözlem altında tutulması gerektiği düşünülen ülkelere ilişkin “Gözlem Listesi”. Bu listede Afganistan, Beyaz Rusya, Küba, Mısır, Hindistan, Endonezya, Laos, Rusya, Somali, Tacikistan, Türkiye ve Venezüella yer alıyor.
ERDOĞAN’A DAVOS ELEŞTİRİSİ
Rapor, “Türkiye’de din ve inanç özgürlüğü üzerinde ciddi sınırlamaların bulunduğu” ana saptamasından yola çıkıyor. Komisyon, bu saptamayı yaparken Türkiye’nin resmi laiklik yorumuna da oldukça eleştirel bir şekilde yaklaşıyor, devletin dini kontrol etme ve kamusal alanın dışında tutma çabasının Sünni çoğunluk açısından da ciddi hak ihlallerine yol açtığını kaydediyor.
Komisyon, dini özgürlükler bağlamında Türkiye’yi hemen hemen her alanda eleştiriyor. Örneğin Diyanet’in yapısını da sorguluyor, İslamiyet’in yalnızca Hanefi Sünni öğretisinin izin vermesinden eleştirel bir şekilde söz ediyor. Türkiye, ayrıca dini azınlıklar söz konusu olduğunda Lozan Antlaşması’ndan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemekle suçlanıyor, azınlık vakıflarının taşınmazlarıyla ilgili sorunlar da ayrıntılı bir şekilde işleniyor.
USCIRF, Türkiye’de medyada ve toplumda antisemitizmin son yıllarda “yükselmekte olduğunu”, bunun “ciddi bir sorun” olduğunu vurgularken, bu durumun “bir miktar” Başbakan Erdoğan’ın açıklamaları ve davranışlarından kaynaklandığını ifade ediyor. Raporda, bu bağlamda Başbakan’ın Davos’taki çıkışına da atıf yapılıyor.
Görüleceği gibi, Başbakan Erdoğan da rapordaki eleştirilerden muaf tutulmamış.
Yazarın Tüm Yazıları