Nereden nereye

ESKİDEN: “Küçük cumhuriyetçiler” vardı... Gırtlaklarını patlatırcasına bağırırlar, hoyratlıklarını teşhir etmekten gizli bir zevk alırlar, çok konuşurlar, az dinlerlerdi... Öfkeliydiler... Taşkındılar... Cahildiler...

Haberin Devamı

ŞİMDİ: “Küçük demokratlar” türedi... Gırtlaklarını patlatırcasına bağırıyorlar, hoyratlıklarını teşhir etmekten gizli bir zevk alıyorlar, çok konuşuyorlar, az dinliyorlar. Öfkeliler... Taşkınlar... Cahiller...
* * *
ESKİDEN: “Laik cumhuriyet” diyenler vardı... Söz söyletmezlerdi sözlerinin üzerine... Karşıtlarına ambargo uygularlardı... Kampanyalar yaparlardı... Hep birlikte aynı yere vururlardı... Zalimdiler... Acımasızdılar... Tehditkârdılar...
ŞİMDİ: “Demokrasi” diyenler var... Söz söyletmiyorlar sözlerinin üzerine... Karşıtlarına ambargo uyguluyorlar... Kampanyalar yapıyorlar... Hep birlikte aynı yere vuruyorlar... Zalimler... Acımasızlar... Tehditkârlar...
* * *
ESKİDEN: “Laik Cumhuriyet” diyenleri, televizyon stüdyolarındaki anlayışsız ve küstah tavırlarından tanıyabilirdiniz. “Mürteci” diye ezerlerdi karşılarındakini... Savcıları göreve çağırırlardı... “Yoksa sen Atatürk’e dil mi uzatıyorsun” diye sıkıştırırlardı muhataplarını...
ŞİMDİ: “Demokrasi” diyenleri, televizyon stüdyolarındaki anlayışsız ve küstah tavırlarından tanıyabilirsiniz. “Ergenekoncu” diye eziyorlar karşılarındakini... Savcıları göreve çağırıyorlar... “Yoksa sen darbeci misin? Yoksa sen Ergenekoncu musun?” diye sıkıştırıyorlar muhataplarını...
* * *
Bana “dönek” diyorlar ya...
Doğrudur, döneğim ben...
Şöyle bir dönüş yaptım:
Eskiden “laik cumhuriyet” diyenlerden hiç hazzetmezdim.
Şimdi ise “demokrasi” diyenlerden hiç hazzetmiyorum.

Haberin Devamı

Deniz Baykal’la hayali bir telefon konuşması

AHMET HAKAN: Merhaba Deniz Bey... Nasılsınız?
DENİZ BAYKAL: Çok teşekkürler... Siz nasılsınız?
AHMET HAKAN: Kutlu Doğum Haftası nedeniyle konuşma yapmanız çok iyi oldu.
DENİZ BAYKAL: Şaşırtmıyor diyordunuz. Alın size bir şaşırtma daha...
AHMET HAKAN: Bizim gibileri asla tatmin edemezsiniz Deniz Bey... Siz bir şaşırtırsanız, biz on şaşırtma daha isteriz.
DENİZ BAYKAL: Ne gibi?
AHMET HAKAN: Mesela üniversitelerdeki türban sorununun çözümüne katkı sunun... İmam hatip sorununa da “din eğitimi hakkı” çerçevesinde bir çözüm getirin.
DENİZ BAYKAL: İyi ama Ahmet Hakan, o zaman bizim ne farkımız kalır AKP’den? Hem laiklik ilkesi ne olacak?
AHMET HAKAN: Merak etmeyin Deniz Bey, siz laikliğin bayraktarlığını yapmaya devam edeceksiniz. AKP’den farkınız şu olacak: Siz dindarın da, dini farklı yorumlayanın da, dinsizin de haklarını savunan bir lider olacaksınız. Herhangi bir din yorumunun topluma dayatılması karşısında aslan kesileceksiniz. Zaten laiklik dediğimiz bu değil mi?
DENİZ BAYKAL: Peki ne olacak böyle yaparsak?
AHMET HAKAN: Kutlu Doğum Haftası’nda yaptığınız ve herkes tarafından takdir edilen konuşmanızın etkisi büyüyecek... Sizin için “Dindarları avlamak için böyle konuşuyor” diyemeyecekler...
DENİZ BAYKAL: Ama bizim tabanımız... Onların duyarlılıkları...
AHMET HAKAN: Kızmayın ama size bir şey diyeceğim: Lider tabanını değiştiren, dönüştüren, ikna eden kişiye denir...
DENİZ BAYKAL: (Sessizlik).
AHMET HAKAN: Alo... Alo... Deniz Bey! Orada mısınız?

Haberin Devamı

Haftanın en kötü 5’i

-  BİR: Yaptığı şov programını, “yeni albümünü, yeni filmini, yeni kitabını kapan gelsin” programına dönüştüren BEYAZ.
-  İKİ: “Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü” gibi yazılar yazıp Ahmet Sever’in koltuğunu sallayan FEHMİ KORU.
-  ÜÇ: Dudak uçuklatan iddialarıyla birbirlerine karşı ağır saldırıya geçmiş olan AMİRAL ve EŞİ...
-  DÖRT: Yarattıkları tarz ve stille “bizimkiler”e kötü örnek olan MADONNA ve LADY GAGA...
-  BEŞ: İsraf ve şatafatın Osmanlı usulü olmasının sakıncaları ortadan kaldırmayacağını bilmediği için BÜLENT ARINÇ...

Ali Bardakoğlu’nun yıldızı neden parlıyor

-  Çünkü Diyanet İşleri Başkanlığı makamına vakur duruşuyla saygı ve güven kazandırıyor.
-  Çünkü küçük hesapların adamlarına özgü değil büyük kaygıların adamlarına özgü bir duruş sergiliyor.
-  Çünkü hükümet kuklası olmayı değil, inisiyatif sahibi olmayı tercih ediyor.
-  Çünkü ayırmıyor, birleştiriyor.
-  Çünkü Deniz Baykal’ın kendisine doğru attığı adımlardan ürkmüyor, seviniyor.
-  Çünkü dili temiz, üslubu mükemmel, ahlakı örnek alınacak cinsten...
-  Çünkü hem dini biliyor, hem de modern zamanları...
-  Çünkü ifrat ve tefrite savrulmak yerine “orta yol”da kalıyor.

Haberin Devamı

Bir şey soracağım

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın “yazarlarla buluşma” toplantısını herkes şöyle anladı:
“Edebiyatçılarla buluşma”.
Edebiyatçı... Yani romancı, öykücü, şair, denemeci...
O zaman soruyorum: Kendisini hep takdir ettiğim, ancak şu ana kadar herhangi bir edebi ürün vermemiş olan Mustafa Akyol kardeşimin bu toplantıda ne işi vardı? Yoksa Mustafa’nın yarım kalmış bir romanı falan mı var?
Yine soruyorum: Gazetelerde köşe yazarlığı yapan Etyen Mahçupyan’ın o toplantıda ne işi vardı? Yoksa Etyen Bey, “gizli şairler”den mi? Şiirler yazıp gün yüzüne çıkarmayanlardan mı?

Yazarın Tüm Yazıları