Yanal gerçeği

BİZİM basın muazzam. Hangi gazeteyi açsam, hani yemeğin içine biraz tuz, biraz biber atarsın ya. Her sayfada bir Ersun Yanal var.

Yoldaki adam zaten bir alem. Ne olacak Fener'in hali diyor ve teknik direktörü soruyor. Merak ettim, en kestirme yol olan telefona sarıldım. Önce Ersun Yanal'ı buldum. Net bir şekilde sordum ve net cevaplar aldım.

‘‘Abi sana şerefimle söz veriyorum. Bir tek kelime konuşmadım. Gazetelerde okuyorum. Yok Ortega'yı geri istemişim. Takım kaptanı yapacak mışım? Yusuf affedilsin diyor muşum. Yok 10 kişiyle geliyor muşum. Yok maliyeti 6 milyon dolarmış. Bunların hiç birisi gerçek değil. Bu konuda konuşabilecek bir tek kişi var o da İlhan Cavcav. Hiçbir kimseyle sezon sonuna kadar konuşmayacağım. Bu durumda kendime, takımıma ve futbola ihanet ederim. Beni evden aramışlar. (Bunun kim olduğunu sormadım) Eşimle konuşmuşlar. O da uyuyor demiş. Ben kendilerine geri dönmedim. Çok büyük bir fikstür avantajına sahibiz. İki rakibim Beşiktaş ve G.Saray'ın maçlarını çok fazla düşünmüyorum. Çünkü futbolcularım otomatik olarak bunlara hazırlanacak. Benim için en büyük tehlike diğer maçlar. Bu hafta Altay maçını, haftaya Adana maçını tek tek düşünerek aldığımız an biz büyük ihtimalle şampiyon oluruz’’ diyor.

Telefonu kapatıyorum. Bu kez Nihat Özdemir'i arıyorum. Nihat benim arkadaşım. O konuşmaya sitemle başlıyor.

‘‘Erman'cığım her ne kadar sen kulüplerin müteahhitler tarafından idare edilmesini istemiyorsun ama bu işler dünyada böyle. Real Madrid başkanı müteahhit, NBA'daki başkanlar müteahhit.’’

Ersun Yanal
diyorum. Cevap, ‘‘Erman'cığım sen transfer komitesini de beğenmiyorsun ama bu komitenin belirlediği 5 tane isim var. Hepsinin F.Bahçe'ye gelme şansı şu anda eşit. Komiteden arkadaşlar bu hafta yine bu iş için Avrupa'ya gidiyorlar. Biz Ersun Yanal'a hiçbir teklif götürmedik. Bu futbolun etiğine aykırı bir olay. G.Birliği Kulübü şampiyonluğa oynuyor. Ben de olmasını istiyorum. Eğer bu teklifi götüreceksek, G.Birliği'nin puan sıralamasındaki yeri belli olsun, ondan sonra belli olur.’’

İşte size F.Bahçe- Yanal olayının perde arkası. Yorumunu siz yapın.

Beyinler hareketli olsa

THY
yolcu uçağı Esenboğa'ya iniyor. Herkes ayakta, kapının açılmasını bekliyor. Bir anons... Yurt dışından gelen yolcular lütfen arka kapıdan insin. Uçağın içi bir anda karışıyor. En arkadan öne gelmek isteyenler veya en önden arkaya gidenler. Halbu ki, cümleyi değiştirerek söyleseler. Yurt dışından gelen yolcular arkadaki otobüse binsinler deseler. Beyinler biraz haraketli olsa veya çalıştırılsa, her şey tık diye olacak. Size ne kadar detay gözüküyor değil mi?

Nasıl konuşuyor?

SAVAŞA
hayır diyenler nerdesiniz. Ses versenize. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihinin en büyük fırsatını kaçırdı. Uğruna binlerce can verdiğimiz davayı ellerimizle rakiplerimize hediye ettik. Bu konuda AKP'ye fazla bir şey söylemek içimden gelmiyor. Çünkü onların şekilleri, yapıları ve yolları belli. Hiç değişmediler ve değişmeyecekler. Ve göreceksiniz değişmediklerini. İnşallah yanılırım. Ama benim bu konudaki esas tenkit edeceğim grup CHP ve başındaki Deniz Baykal. Hala çıkıp nasıl konuşuyor, aklım almıyor.

Nouma büyütüyor

SEKS her yerde var. Aynı sigara gibi, alkol gibi. Dozunu iyi ayarlarsan, vücuda faydası fazla. Görüntü olarak bunun sınırı ne olmalı. Bir kısım İlhan Cavcav ile Pascal Nouma'nın yaptığını karşılaştırıyor.

İlhan Cavcav'ın yaptığı bir güç gösterisi. Bazen futbolcular da yapıyorlar Avrupa'da. Bu konuda Cavcav hata yaptı. Dozu kaçırdı. Çünkü Türk toplumu bu hareketi kabul etmiyor. Haa, diyebilirdi ki, ben viagranın faydalarından bahsetmek için bu görüntüyü verdim. Millet yermiydi, yemezdi tabii.

Bazıları diyorlar ki, G.Saray, Beşiktaş, G.Birliği kapıştı. Rakipler yine Nouma'nın üzerine fazla giderek işi büyütüyor. Ben de diyorum ki, işi büyüten biz değiliz. Nouma göstere göstere büyütüyor.

Süleyman Seba...

BEŞİKTAŞ'ta
neler oluyor? 6-7 haftadır bu takım geri gitmeye başladı. Nedeni çok basit. Şahıslara dayalı sistem yürüdü. İlhan ‘‘Dizim ağrıyor’’ dedi, Almanya'ya uçak biletini eline verdiler, gitti. Öteki ‘‘Kılım döndü’’ dedi, aman otur dediler. Ve bunlara hep prim verildi. Takımda hamallar var. Cordoba, Zago, Ronaldo, İbrahim, Ahmet Yıldırım ve Tayfur. Bu arada Pancu var bir de. mukavele yapılana kadar harikalar yaratmıştı. Hani nikahta keramet vardır derler ya, nikahtan keramet çıkmadı. Şu anda Sırat Köprüsü'nde yürüyor gibiler, rahat değiller. İlhan beyefendi, leblebiden dördüncü sarı kartı gördü. Tahmin ediyorum, artık utanır da Almanya'ya gitmez. Bu tarz haraket eden futbolcuyu bakalım Beşiktaş takımının gücü Elazığ'a götürmeye yetecek mi? Dünyadaki seyircinin yaptığı tek transfer olan Nouma, İstanbul'da artık eli cebinde geziyordur. Bakın bazı değerler, 'Ben şampiyon olayım da, nasıl olursa olsun'dan daha önce gelir. Serdar Bilgili ve ekibinin hemen o akşam toplanıp, Nouma ile Beşiktaş Kulübü'nün ilişkisini kesmesi gerekirdi. Süleyman Seba eğer devam etseydi, Nouma'nın ipi anında kesilmişti. İşte Süleyman Seba onun için Süleyman Seba. Beşiktaş Kulübü Başkanı ve Yönetim Kurulu, gecikmeli de olsa gerekeni yapmıştır. Kendilerini canı gönülden kutlarım.
Yazarın Tüm Yazıları