Trafikte cep telefonuna kesilen ceza kırmızı ışık ihlalini geçti...

Trafik polislerinin sıkı alkol denetimi yapması, kamuoyunda “alkol karşıtı hükümetin sokağa yansıyan politikası” şeklinde değerlendirilmiş, geçenlerde bu algıyı köşeye taşımıştım...

Haberin Devamı

Bu yazı üzerine dün sabah İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Oktay Budak aradı...
Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın İstanbul’da trafiğin başına getirdiği ve çok güvendiği isimlerin başında geliyor Budak.
“Bize alkol kontrollerini artırın diye ne hükümetten ne de başka bir yerden telkin geldi. Kimin alkol içip içmediğiyle ilgilenmiyoruz biz, isteyen içer isteyen içmez. Bizim görevimiz sadece trafiğin güvenliğini sağlamak” dedi Budak...
İstanbul’da alkol denetimlerinin artmasında ise Çapkın ve ekibinin göreve başladığı ilk günlerde şehir içinde peş peşe yaşanan ölümcül kazalar neden olmuş.
Haliç’te köprü üzerinde yaşanan kazalarda da, Budak’ın bana verdiği diğer kaza örneklerinde de sürücüler hep alkollü çıkmış.
Bunun üzerine İstanbul’da alkol denetimlerinin artırılmasına karar vermiş emniyet.
Alkol yüzünden kesilen cezaların ise toplam trafik cezaları içinde en düşük kategoriyi oluşturuyormuş.
Müdür Budak, 2010 yılının ilk iki ayında İstanbul’da kesilen trafik cezalarının dökümünü de paylaştı benimle...
Ocak ve şubat ayında toplam 420.674 adet ceza kesilmiş, sürücülere en çok ceza ise hatalı park yüzünden kesilmiş.
Onu emniyet şeridi ihlali takip ediyor.
En dikkat çekici nokta ise cep telefonu kullanmaya kesilen cezaların, kırmızı ışık ihlali ve emniyet kemeri kullanmamak yüzünden kesilen cezalardan fazla olması.
Cep telefonu yüzünden kesilen cezaların üçüncü sıraya çıkması, sürücülerin hâlâ araç sürerken telefonla konuşmayı hata olarak görmediğini gösteriyor bize...
Hepimizin bu alışkanlığı en kısa sürede değiştirmesi gerekiyor.
1 Ocak-28 Şubat 2010 arasında İstanbul’da kesilen trafik cezalarını ben de size aktarayım;
Yasak park....................104.168
Emniyet şeridi.................80.688
Cep telefonu kullanmak....42.072
Kırmızı ışık ihlali..............37.673
Emniyet kemeri...............11.888
Alkollü araç kullanmak.......8.788
Fazla yolcu taşımak...........8.521
Kask takmamak................1.187
Diğer cezalar................125.689
Toplam ceza sayısı........420.674
Tablo gösteriyor ki, emniyet akıllara takıldığı gibi sadece alkollü sürücülerin peşinde değil.
Bu vesileyle bir kez daha hatırlatayım; dışarıya alkol almaya çıkıyorsanız arabanızı bırakın taksiyi tercih edin.
Sonuçta taksiye ödenen para, araba için otoparkçılara verilen paradan çok da fazla olmuyor...

Haberin Devamı

Müjde Ar’la Cem Yılmaz Nilüfer’le Kayahan, Okçular Köyü için bir araya gelir mi...

Haberin Devamı

2010 Türkiye’sinde 6 şiddetinde bir depremde kerpiç evler yüzünden hâlâ insanlar ölüyorsa bu hepimizin ayıbıdır.
“TOKİ bölgede toplu konut için çalışma yapacak” diyen Başbakan Erdoğan’ı eleştiriyorlar, “Bugüne kadar neredeydin” diye...
Tek başına suçu hükümete yıkmak kolay...
Hâlâ kerpiç evler yüzünden insanlar ölüyorsa bugüne kadar medya neredeydi?..
Topu Başbakan’a atan köşe yazarı ne yaptı bu konuda?..
Büyük holdingler, sanatçılar, sivil toplum kuruluşları kerpiç evlere dikkat çekmek için parmağını mı kıpırdattı?..
Gelin bari bu noktadan sonra işi sadece hükümetlere bırakmayalım.
Küçük bir kampanya öneriyorum; “O köy bizim köyümüzdür” diye...
Çok dallanıp budaklandırmaya Haiti’ye yardım gecesi fiyaskosuna döndürmeye gerek olayı...
Küçük ama büyük ses getirecek bu kampanyada çağrım sadece dört sanatçıya;
Müjde Ar’la Cem Yılmaz’a...
Nilüfer’le Kayahan’a...
Dün On Yapım’ın sahibi Murat Yıldırım’la konuşurken bu iş çaktı kafamda...
Murat Elazığlı’dır, annesi-babası hâlâ Elazığ’da, öğrendim ki ninesinin mezarı Okçular Köyü’ndeymiş.
Dün aradığımda uçağa biniyordu, ninesinin mezarına bakmak, anne-babasını görmek için Elazığ’a gidiyordu.
“Okçular Köyü için Nilüfer’le Kayahan’ı birlikte sahneye çıkarsa çıkarsa sen çıkarırsın” dedim.
Herkesin taraf olduğu, küs olduğu, gerildiği bir dönemde yıllardır küs olan iki sanatçının sahneye birlikte çıkıp “Farklı düşünsek de, tartışsak da yan yanayız” mesajı vermesi önemli değil mi...
Bu ülkenin zor gününde sanatçıları taşın altına ellerine koyar...
Depreme dikkat çekmek için Nilüfer’le Kayahan’ın da bu teklifi düşüneceklerine, “O köy bizim köyümüzdür” diyeceklerine şüphem yok...
Ama yetmez Müjde Ar’la Cem Yılmaz da o sahnede olmalı.
Neden mi onlar...
Acılarımızı en iyi onlar hafifletiyor da ondan, birlikte tam panzehir olurlar...

Yazarın Tüm Yazıları