Trafik alkollü sürücüyü affetmiyor ama...

Çevremden, okurlardan bir süredir ilginç bir şikayet alıyorum. Trafik polislerinin artık alkollü sürücüleri asla affetmediğini söylüyorlar.

Haberin Devamı

Bunun nesi ilginç, zaten olması gereken bu diyeceksiniz...
İlginçliği şu...
Çevremdekiler ve okurlar bunun alkol karşıtı hükümetin sokağa yansıyan politikası olduğunu düşünüyor.
Trafik polislerinin “alkollü sürücüyü asla affetmeyin” diye kesin talimat aldığını, polisin alkollü sürücüye eskiden gösterdiği hoşgörüden eser kalmadığını söylüyorlar.
Bazen “Bir kadeh içtim, üflemeyeyim” diyen sürücüyü, “Dikkatli sür” nasihatiyle bırakırdı polis.
Şimdi yakaladığı anda affetmiyor.
Geçenlerde Deniz Seki’nin ehliyetine el konması da bu yeni politika yüzünden.
Sadece 0.8 promille yakalandı Deniz Seki, bu da 2-2,5 bardak bira demek.
Yasal sınır 0.5 promil zaten.
Eskiden bu durum olsa Deniz Seki’nin çok alkollü olmadığı görülür ve belki de hiç işlem yapılmadan bırakılırdı...
Şimdi emniyet, kamuoyuna bu işi sıkı tuttuğunu göstermek için özellikle ünlüleri kaçırmıyor.
Elbette alkol kontrolünü sıkı tuttuğu için emniyeti eleştirecek halimiz yok.
İşin doğrusu bu...
Alkollü araç kullanmayacaksın.
Eğlenceye, bara-restorana gidiyorsan, arabanı bırakıp taksiyle gideceksin.
Buraya kadar her şey tamam...
Tamam da, trafik polisleri alkole gösterdikleri hassasiyeti, aynı şekilde diğer trafik ihlallerine de gösteriyor mu?..
Yanlış parka, hatalı sollamaya, emniyet şeridi ya da kırmızı ışık ihlaline aynı şekilde ceza yazılıyor mu?..
Araçları çevirip sadece alkol muayenesi yapan memurlar, aynı hassasiyeti ruhsattaki eksiklere, emniyet kemeri takılmamasına gösteriyor mu?..
Trafik polisleri bunları da yaptığı takdirde sürücülerin kafasına yerleşen “sadece alkole karşı mücadele ediyorlar” algısını yıkmış olacaklar.

Çalıntı, alıntı...

Haberin Devamı

Her popüler şarkı için, her yıl Eurovision’a giden parça için çalıntı iddialarının ortaya atılması fazlasıyla sıkıcı artık.
Manga’nın Eurovision şarkısı We Could Be The Same de çalıntıymış.
Nereden?..
İlhan İrem’in 1988’de Eurovision Türkiye elemelerine katılıp elendiği Yurtta Barış Dünyada Barış şarkısından.
Manga’nın şarkısının ikinci bölümü İlhan İrem’in bu şarkısına benziyormuş.
Arkadaşlar bu kadar zorlarsak eğer...
Her şarkının bir yerinin, bir başka şarkının bir yerine benzediğini kolaylıkla bulabiliriz...
Her yazının bir yerinin, bir başka yazının bir yerine benzediğini kolaylıkla bulabileceğimiz gibi...
Ama zorlamaya gerek yok, bu kadarı manasız...

Neyi çağrıştırıyor

Haberin Devamı

Kara tahta başında kimi görürsek, aklımıza ilk olarak Atatürk’ün Latin harflerini öğrettiği unutulmaz fotoğrafı geliyor...
Dün sabah billboard’larda Başbakan Erdoğan’ın kara tahta önündeki fotoğrafını görünce benim de ilk aklıma gelen o oldu.
AK Parti Siyaset Akademisi’nde yeni dönemin başladığını duyuran bu ilanlarda Erdoğan kara tahtaya “Akademi için ders zili çalıyor” yazarken görüntülenmiş...
Okurlardan da anında “Gördünüz mü Erdoğan, Atatürk gibi kara tahta önünde poz vermiş” tepkileri geldi.
“İkon haline dönüşmüş fotoğrafları değiştirerek ya da çağrıştıracak şekilde kullanmak” reklamcılığın en bilinen yöntemlerinden biridir.
MediaCat dergisi de geçen yıl Atatürk’ün kara tahta önündeki fotoğrafına Obama’yı montajlamış, büyük tartışma çıkmıştı.
Erdoğan’ın bu pozu da ister istemez Atatürk fotoğrafıyla kıyaslanacaktır.
Reklamcılar bunu mu hedefledi bilmem ama kara tahtanın tarih olmaya başladığı bir çağda, yenilikçiliği öne çıkaracak modern bir ders tahtası yerine Erdoğan’ın kara tahta önünde poz vermesi manidar...

Yazarın Tüm Yazıları