Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Belgrad'da Kıbrıs'la yatıp Kıbrıs'la kalktılar

BELGRAD, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ü yarıya indirilmiş bayraklarla karşıladı.

Bundan 40 gün önce Başbakanları Cinciç'i devletin yarattığı bir çeteye kurban veren Belgrad, 2000 yılında sabah koşusunda kaybolan eski Cumhurbaşkanları Stamboliç'in cesedini de bu çeteye karşı başlatılan operasyonla ele geçirmenin şokunu yaşıyordu.

Stamboliç de aynı çetenin kurbanıydı. Belgrad, iki gün önce sembolik devlet töreniyle toprağa verilen eski Cumhurbaşkanı için bir kez daha bayrakları yarıya indirmişti.

Erdoğan, Belgrad'a iner inmez Başbakan Zoran Zirkoviç'i ziyaret etti. Başbakanlık binasının tam karşısında Genelkurmay'ın bombalanmış binasının yıkıntıları duruyordu.

MASADAKİ RAPOR

Yıkıntı, sokaktaki halkın ABD'ye protestosunun ortak bir simgesi gibi duruyordu.

Ancak ne Erdoğan, ne de Gül'ün Belgrad'ı sarsan bu iç çalkantıyla, bu yıkıntılarla ilgilenecek pek halleri yoktu.

Her ikisinin de kafasındaki tek konu, Yunan Başbakanı Simitis ile yapılacak görüşmeydi.

Türk ve Yunan tarafları ne kadar iyi niyet gösterileri yapsalar da Kıbrıs'ta işler iyi gitmiyordu.

Her ikisi de bu durumdan rahatsızdı; ama yapabilecekleri de sınırlıydı.

Cumhurbaşkanı, asker, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, onlardan farklı görüşlere sahiptiler.

Dışişleri'nin Kıbrıs'la ilgili birimleri de şahin bir çizgide görülüyorlardı.

Buna karşın, kendi kadrolarının hazırladığı raporlarda çarpıcı değerlendirmeler vardı.

- Türkiye 16 Nisan'dan sonra tanımadığı bir devletle muhatap olmak zorunda kalacak, özellikle Kıbrıs Rum Yönetimi'nin tam üyeliğinin 2004 ilkbaharında resmen başlamasıyla birlikte bu ülkeyle gümrük birliği içine girecekti.

- AB komisyonlarının tümünde karşısında artık bir Yunanlının yanında bir de Rum üye bulacaktı.

- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki yalnızca bir tek Laizidu davasında hükmedilen tazminat 1 milyon doları buluyordu. Yaklaşık 2 bin dava da çözüm umuduyla askıya alınmıştı. Binlercesi de sırada. Türkiye 10 milyar doları bulan tazminatla cezalandırılabirdi. Tazminatı ödememek de söz konusu değildi. Ayrıca, bu davalar AB vatandaşlarının davasına dönüşecek, AB, ‘‘Vatandaşımın tazminatını neden ödemiyorsun’’ diyebilecekti.

- KKTC'de Rum pasaportu alanların ve o kesimde çalışmaya gidenlerin sayısı 10 binlere ulaşıyordu.

GÜL VE ERDOĞAN'IN KAYGILARI DİNMEDİ

İşte Erdoğan ve Gül'ün kafasındaki bu sorular, onları Belgrad gerçeğinden uzaklaştırıyordu.

Erdoğan, kurmaylarıyla Kıbrıs toplantıları yaparken, Gül, meslektaşlarıyla akşam yemeğinde, piste çıkıp Yunan folklorundan figürler sergileyen Yorgo Papandreu kadar keyifli değildi.

Bir yandan Yorgo'yu alkışladı, ama diğer yandan onun avantajlı konumunu kıskanmadı da değil.

Gül ve Erdoğan, Belgrad'da bu ruh haliydeydiler. Yunan meslektaşlarıyla toplantının ardından kaygılarının bir bölümünü gidermek de onlar için yeterli olmadı.
Yazarın Tüm Yazıları