2-0’a dua edelim

Bakınız, Dünya Kupası'nda üçüncü olduk. Ama, ‘‘Orada bir Avrupa takımıyla eşleşmedik’’ demiş ve eklemiştik: ‘‘Doğru dürüst rakiple oynamadan üçüncü olduk. Biraz dikkatli olsak şampiyon olurduk.’’ Orada şans da çok yardım etti üstelik. ‘‘Hep düşeş attık’’ demiştik. Demiştik de demiştik...

Fakat bu İngiltere maçından önce öyle bir hale geldik ki, daha oynamadan üç atmaya, dört atmaya kalktık. İnsan üzülüyor. Mağlup olabiliriz, önemli değil. Oynadığımız takım İngiltere. Ama bu kadar aciz oynayabileceğimizi düşünmemiştim. Bu, neden kaynaklanıyor? Tabii ki, kenar yönetiminden. Şu anlaşılıyor ki, takımın içinde derebeylikler çıkmış. Mesela bir tanesi Emre. Takım bir yana, o bir yana. ‘‘Maradona’’ lakabı ağır gelmiş, ezilmiş. Futbol oynamadan, mücadele etmeden dünyada isim olunmuyor. Bak bakalım Beckham'a, sahada yırtındı. Sen ne yaptın bir düşün?

Kontenjan senatörü!

Sahaya ilk çıkan kadro tamam. Eldeki imkanlara göre de doğru. Ya sonrası? Sahadaki hangi futbolcu, yedek kulübesine bakarak ‘‘Acaba benim yerime kim oynar?’’ diyor. Hiçbirisi. Emre'nin alternatifini kim gösterebilir. Fatih Tekke var diyoruz. O da onsekizde yok. Ümit Davala kontentajan senatörü. Türkiye'de ne oynuyordu ki, milli takıma alasın. Hasan Şaş, kendi takımında oynamıyor. Dünya üçüncüsü olmuşsun, öyle veya böyle yeni alternatifler arayacağımıza, bizim teknik direktörümüz ve federasyon başkanımız kavga ediyorlar, ‘‘üçüncü sen oldun, ben oldum’’ diye.

Farkı Rüştü önledi

İlhan'la Nihat ilk 70 dakika topu alıp, rakibi rahatsız edip, etkili olamadılar. Böyle olunca da toplar duvara vurur gibi defansın önüne kadar geldi. Bakın orta alan demiyorum. Ne Okan, ne Emre, ne de Yıldıray, orta alanda hiçbir şey yapmadılar. Herhalde oynadıkları kulüp takımları milli takıma daha ağır bastı. Sakatlanmaktan korktular.

Aslında, İngiltere defansından Beckham'a ani ve çabuk toplar çıkabilse, daha ilk yarı çok zor durumlara düşerdik. Ben sayamadım, çentik atamadım. Rüştü kaç tane top çıkardı? O zaman milli takım iyi oynadı deme şansımız var mı? Yok. Hem de aciz durumlara düştük. Bence sahanın en iyisi hakem Maier'le beraber kaleci Rüştü idi. Bizim takımda Bülent, Alpay ve Tugay, Rüştü'ye yardımcı olabildiler. Yani, sayabildiğim onbir kişiden dört isim var. O zaman 2-0'a dua edelim. Daha acıklı ve cacıklı durumlara düşebilirdik. Ve en kötüsü, meşhur rekor egale olabilirdi.