Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Gül, hem üzgün hem kırgın

CHP Milletvekili Kemal Derviş, önceki gün bütçe görüşmelerinde kendisini eleştiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı yanıtlarken, ‘‘Vatandaş Sayın Abdullah Gül'ün alçakgönüllü üslubunu arıyor’’ dedi.

Derviş'in Gül'le ilgili tanımına hoşgörü, uzlaşma ve nezaket sözcükleri de ilave edilse, eminim buna itiraz edecek kime çıkmaz.

Gül'ün bu özelliklerini, çok sıkıntılı geçen 112 günlük başbakanlığı süresince de korumaya çalıştığı rahatlıkla söylenebilir.

Ama, TBMM'nin kabul etmediği tezkere sonrası yapılan eleştirilere çok üzüldüğünü, kırıldığını söylemeliyiz.

Samimiyetinin görülmemesinden, aksine ABD-Türkiye ilişkilerini bilerek sabote eden bir başbakan gibi gösterilmesinden oldukça rahatsız.

Cuma akşamı kendisiyle uzun bir söyleşi yaptım. Bir kez daha gördüm ki medyanın önemli bir kesimi ve bazı siyasetçilerin eleştirilerine üzülmüş.

Dillendirmese de üzüntüsünün nedenleri şöyle sıralanabilir:

Tezkerenin kabul edilmemesi hiç beklenmedik bir gelişmeydi. Ama Gül'ü, yeterince çaba göstermedi diye eleştirenler İngiltere parlamentosunda savaş kararının muhalefet desteğiyle geçtiğini görmezlikten geldi.

Üstelik, TBMM, Saddam'ın meclisi olsaydı iş kolaydı; ama öyle değil işte. Türkiye'de kuvvetler ayrılığı var ve buna en çok saygı duyanların başında da Gül geliyor.

BAYKAL'I ELEŞTİREN YOK

Afganistan'a asker gönderme kararının alındığı TBMM oturumuna Fazilet Partili milletvekillerinin yarısı katılmadı. Bu Gül'ün çabasıyla oldu.

Peki tezkere oylamasında CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ne yaptı?!

Oysa bunlar Meksika'ya bakmalıydı. Meksika, ABD'nin komşusu ve ondan en büyük desteğini alan, devlet başkanının da George W.Bush'un yakın arkadaşı olduğu bir ülke. Meksika, BM'de bile ABD'ye destek vermedi.

Türkiye, MGK'da yaşanan bir tartışma nedeniyle tarihinin en büyük ekonomik krizine girdi.

Gül'ün başbakanlığı döneminde devletin tepesinde her şey saygı ölçüleri ve anayasal kurallar içerisinde yürütüldü; en ufak kriz yaşanmadı.

Bunun önemi, faizlerin bir gecede yüzde 7000'lere çıktığı anımsanır, bugün ise çok ciddi bir tehlike bulunmasına karşın doların 1 milyon 700 binlerde durduğu görülürse daha da iyi anlaşılır.

YA ESKİ DEVLET BÜYÜĞÜNE NE DEMELİ

Ama Türkiye'de bazıları bunları görmüyor.

Siyaset üstü eski bir devlet büyüğünün tavrı da buna en iyi örnek olur.

Tezkerenin Meclis'e sevk edildiği gün, geç vakit evine giden Gül, TV'yi açtığında bu ünlüyü karşısında buldu. Eski devlet büyüğü tezkerenin sevk edilmesi nedeniyle eleştiri bombardımanı yapıyordu.

Gül, tezkerenin kabul edilmediği gün de aynı ünlüyü TV'de izledi.

Bu kez, bunun bir vahamet olduğunu söylüyordu.

Gül çok şaşırdı; yine de tepkisini sadece ‘‘Bu kadar da olamaz’’ sözleri ile ve TV'yi kapatarak gösterdi.

Gül'ün kendisine eleştiri yöneltenlerin ABD'nin hatalarını görmediğine üzüldüğünü de en yakınındaki iki arkadaşından öğreniyoruz.

Biri AKP'nin Meclis yöneticilerinden ve şöyle konuşuyor:

‘‘Türkiye ABD'nin stratejik ortağı mı? Biz ne yapıyoruz, İsrail ne yapıyor? Onlara 10 milyarlarca dolar destek, bizimle pazarlık... Stratejik ortak İsrail, Türkiye ise sadece eksen ülke. Bu konu tartışılmalı.’’

Diğeri ise genel merkez yönetiminden. O da konuya, ‘‘Abdullah Bey konuşsa da, ABD'nin bir gün ‘evet' dediğine ertesi gün nasıl ‘hayır' dediğini öğrensek’’ sözleriyle katkı sağlıyor.
Yazarın Tüm Yazıları