Gerilim yükselirken liderlere ne görev düşüyor?

TBMM Genel Kurulu’nda geçen salı akşamı cereyan eden olaylar çok uzun bir süre Türk toplumunun ruh dünyasında ve hafızasında çok tatsız izler bırakacaktır.

Haberin Devamı

Ekrandan evlerimize yansıyan kavga ve kargaşa tablosunun TBMM’nin 23’üncü yasama döneminin sahne olduğu en olumsuz görüntüler olduğunu söyleyebiliriz.

Parlamentonun çatısı altında patlak veren meydan muharebesi ve ayrıca bazı siyasilerin sergiledikleri yakışıksız davranışlar, seçilmişlerin önemli bir bölümünün demokrasi kültüründen ne kadar uzak olduklarını gösterdi.

Sokakta sıkça karşılaşılabilecek bir çatışma kültürünün, parlamentoyu bu kadar kolaylıkla rehin alabilmesi Türk demokrasisinin gelişkinlik düzeyi bakımından hepimizi büyük bir karamsarlığa itiyor.

Olayın sıcaklığı geçtikten sonra tabloya soğukkanlı bir şekilde bakıldığında, aslında olaylara karışan aktörlerin büyük bir bölümünün kusurlu olduğunu görmek mümkün.

Haberin Devamı

DURMUŞ’UN HAKSIZ OLDUĞU KONU MHP milletvekili Prof. Osman Durmuş’la başlayalım. Durmuş’un konuşmasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşinin muhatap olduğu nahoş bir durumu, üstelik yakışıksız bir üslupla siyasi malzeme haline getirmesi çirkin bir davranıştı. Başbakan’ı eleştirmek için eşi üzerinden hamle yapmak, siyasi nezakete sığmıyor.

HAKLI OLDUĞU KONU Bununla birlikte, Durmuş’un Başbakan’ın peygambere benzetildiği bir açıklamayı hatırlatması bir siyasetçinin meşru ifade özgürlüğü alanı içindedir. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Aydın eski İl Başkanı olan zatın, geçmişte Başbakan’ı “peygamber” olarak nitelendiren bir açıklama yapmış olduğu bir olgudur. Bu açıklama kayıtlardadır. Dolayısıyla bunun kürsüden tekrarında bir hata yoktur.

İKTİDARIN TUTARSIZLIĞI Burada kızgınlığın MHP milletvekiline değil, benzetmeyi yapan parti yöneticisine yöneltilmesi gerekirdi. İktidar partisi, bu yöneticisini pekâlâ daha önce görevden alma basiretini sergileyebilirdi. Bu zat Başbakan’ı överken pekala müsamaha edilen bir davranışının, muhalefet tarafından konu edilince tepki gösterilmesinde ciddi tutarsızlık vardır.

BAŞBAKAN HAKLIYDI AMA Başbakan Erdoğan, eşine kürsüden laf edilmesi üzerine tepkisini ortaya koymakta yerden göğe haklıdır. Bununla birlikte, bir kez daha öfkesine yenik düşmüştür. Kendisinin sinirlendiğinde frene basamadığını biliyoruz. Kürsüden bu ölçüde öfkeli bir tepki gösterdiğinde, bunun zaten gerilmiş olan Meclis’ten alevlerin yükselmesine yol açacağını kestirmesi gerekirdi. Liderlerin en çok sinirlendikleri anlarda bile asgari bir sağduyu pusulalarının olması gerekiyor.

Haberin Devamı

ARINÇ’A YAKIŞMADI Ve nihayet “Başbakan Yardımcısı” unvanını taşıyan Bülent Arınç’ın Meclis Başkan Vekili Güldal Mumcu’ya karşı sergilediği eylem de neresinden bakılırsa bakılsın nezaketsizliktir ve Taha Akyol’un ifadesiyle “bu sıfatın gerektirdiği ağırbaşlılıkla bağdaşmamaktadır.”

GERİLİM YÜKSELİYOR Sonuçta geçen salı akşamı TBMM’ye yayılan gerilim, Türk siyaseti üzerinden kolay kolay kalkacağa benzemiyor. Yaşanan olaylar, Meclis’ten herhangi bir konuda anlamlı bir uzlaşının çıkabilmesini iyice güçleştirmiştir. Ayrıca, iktidar partisinin anayasa değişikliği paketleri gibi kendi başına atmayı düşündüğü adımların yaratması muhtemel gerilimi daha yüksek eşiklere çekebilir.

Haberin Devamı

TARAFSIZ BİR HAKEMİN EKSİKLİĞİ Yine de ortaya çıkan gerilim tablosunun bir şekilde aşılması gerekiyor. Bütün sorun, siyasal sistemimiz içinde bu tür gerilimlerde devreye girip uzlaştırıcı bir rol oynayabilecek, herkesin kendisinin bu rolü üzerinde mutabık olduğu tarafsız bir hakemin, yol göstericinin bulunmamasıdır. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün uyarıları ne yazık ki bu bakımdan yeterli olmuyor.

YUMUŞATICI JESTLERE İHTİYAÇ VAR Yine de tansiyonun aşağı çekilmesi açısından başbakan ile muhalefet arasında sembolik de olsa bazı adımların atılması, jestlerin yapılması yumuşamaya yararlı olabilir, toplumda bir çatışma ortamının belirmesini önleyebilir.

Haberin Devamı

SORUMLU SİYASİLERE DÜŞEN GÖREV İster iktidarda, ister muhalefette olsunlar, siyasilerimizin Türk toplumuna bu huzursuzluğu yaşatmaya hakları yok. Ülkesine, halkına saygısı olan sorumlu siyasetçiler birbirlerine de daha saygılı davranmak yükümlülüğü ile karşı karşıyadır.

 

Yazarın Tüm Yazıları