Ekşi Sözlük’e bir hatırlatma: Hastalıkla dalga geçilmez!

Savaş Ay dünkü yazısında sitem ediyordu Ekşi Sözlük yazarlarına...

Haberin Devamı

Açtım baktım Ekşi Sözlük’te neler yazılmış hakkında diye...
- Neden kısık sesiyle ekrana çıkıyor...
- Fısır fısır Burhan Altıntop gibi konuşuyor...
- Bildim bileli kısık sesiyle konuşuyor...
Arkadaşlar birinin rahatsızlığı, sağlığı ne zamandan beri dalga konusu olmaya başladı bu toplumda?
Savaş Ay uzun süredir amansız hastalıkla boğuşuyor, bu sürede sesini de belli bir oranda kaybetti...
Ama yılmadı haber peşinde, muhabirliğin ölmediğini kanıtlıyor her gün bize...
Onu ayakta tutan da habercilik aşkı...
Dün laflarken “Sağlığın nasıl” dedim, “Haber varsa ben ölmem merak etme” dedi.
“Üç ay içinde gidicisin” diyen konsültasyon ekibindeki 14 doktordan 5’i vefat etmiş son iki yıl içinde, Savaş Ay dimdik ayakta.
Ekşi Sözlük’te çıkan yazılar moralini bozmuş birazcık.
“Hastalıkla böyle dalga mı geçilir” diyor...
“Eve çekilip ölümü mü bekleyeyim, beygir gibi çalışıyorum her gün” diyerek kızıyor Ekşi Sözlük yazarlarına.Sonra da ekliyor;
“Fatiha’dan vazgeçtik mezarımdan taş çalma yeter derdi dedem. Bunların ki de o hesap”...
Ekşi Sözlük’çüler umarım ayıplarını düzeltir.

Haberin Devamı

Şirketler interneti yasaklamakta haklı!

Facebook, Twitter gibi sosyal paylaşım siteleriyle ilgili yapılan son araştırma çok ilginç...
Dünyada bu tür sitelerde en çok zaman geçiren ilk 10 ülkenin listesini yapmışlar.
Avustralyalılar günde 7 saatlerini geçiriyorlarmış.
İngilizler 6,5 saatlerini...
İtalyan, Amerikalılar 6 saatlerini...
İşyerlerinden bu sitelere girenler nedeniyle İngiltere’de yıllık kaybın 2,3 milyar olduğu tahmin ediliyor.
Şimdi gel de Türkiye’de Facebook’u, Twitter’ı yasaklayan şirlketlere hak verme.
İnternetin insanı yalnızlaştırdığı, sosyallikten uzaklaştırdığı eleştirileri yapılırdı yakın geçmişte değil mi?
Bu araştırmalar da gösteriyor ki, internetin insanı yalnızlaştırdığı falan yok...
Sadece insanın sosyalleşmesinin tarzı değişti.

Yavuz Bİngöl

MED Yapım Ağca’yla çalışmayı düşündüğü için Yavuz Bingöl, MED Yapım’la hazırlamakta olan diziden ayrılacağını açıkladı.
“Ağca’yla çalışan bir şirketle ben çalışmam” diyerek...
Taraflar bir dizi için prensipte anlaşmıştı, hazırlıklara başlayacaklardı.
Yavuz Bingöl buna rağmen bu dönemde pek çok oyuncunun yapamayacağı bir çıkışı yaptı ve projeyi iptal etti.
Yavuz’u çok eskiden tanırım, duruşu, görüşü, bakış açısıyla asla eğilip bükülen birisi değildir.
Kendi doğruları vardır.
Bunu bir kez daha gösterdiği için geçen haftanın kazananıydı Yavuz...
Bu arada anlaşılan hâlâ şakadan ağzı yanmamış Yavuz’un.
Yılmaz Erdoğan’dan sonra Azra Akın’a da şaka yapmış.
Beraber sahne aldıkları oyunda Azra’nın ağzına attığı ekmek kırıntılarına çaktırmadan acı sos sürmüş Yavuz. Oyun sırasında ekmekleri yiyen Azra’nın ağzından ateşler çıkmış.
Yılmaz intikamını “Nuri Bilge seni son filminde oynatacak” diyerek Yavuz’dan ağır şekilde almıştı, Azra bu şakaya karşılık verecekse gideceği doğru adres Yılmaz Erdoğan’dır.

Muhabir neyin peşinde?

Haberin Devamı

Deneyimli magazin muhabiri Rıza Öziş, Facebook’ta manken Senem Kuyucuoğlu’yla tanışıyor.
Ancak tanıştığı sahte Senem Kuyucuoğlu.
Sahte Senem, internetten sonra telefonla konuşmaya başlıyor Rıza’yla, arkadaşlığı ilerletiyorlar.
Daha sonra “Ev arkadaşıma tatil ayarlar mısın” talebi geliyor sahte Senem’den... Sonra da Rıza’nın karşısına Senem’in ev arkadaşı olarak çıkıyor dolandırıcı kadın. Bir haftalık tatil masrafını, kiraladığı evinin 1000 dolarlık depozitosunu ödetiyor, evine de eşyalar aldırtıyor. Rıza, bir davette tesadüfen gerçek Senem Kuyucuoğlu’nu görünce de dolandırıldığını anlıyor.
Tüm bu dolandırıcılık hikâyesini okuduktan sonra magazin muhabiri neyin peşinde diye uzun uzun düşündüm.
Muhabirlerin mankenlerle, onların arkadaşlarıyla böyle garip ilişkiler kurması normal demek ki...
Normal ki, 52 yaşında deneyimli bir magazinci bile bu işe balıklama atlıyor.

Yazarın Tüm Yazıları