Hrant Dink’in ölümüne giden süreç

* Hrant Dink cinayetinin bilinmezlerinin çoğu aslında bu olayda saklıdır. Bu eylemin aktörleri, bugün aynı zamanda Hrant Dink suikastının da kilit isimleri olarak karşımıza çıkıyor. Bu olay doğru dürüst soruşturulmuş olsaydı ve yargılama sürecindeki bazı gariplikler yaşanmasaydı, Hrant Dink muhtemelen bugün yaşıyor olacaktı.

ERHAN TUNCEL NEDEN YARGILANMADI?

* En baştan başlayalım. Trabzon’daki McDonald’s bombalaması, 24 Ekim 2004 tarihinde meydana geldi. Hrant Dink 19 Ocak 2007’de öldürüldü.

Toplam 6 kişinin yaralandığı bu bombalama eyleminde fail olarak Yasin Hayal yakalandı. Bu olayda yer alan isimlerden biri, halen Hrant Dink davasında da azmettirici olduğu iddiasıyla yargılanan “büyük abi” Erhan Tuncel’den başkası değildi. Suça katıldığına dair pek çok delilin varlığına rağmen Trabzon Savcılığı, Emniyeti ve Jandarması kendisine dokunmadı.

* Dink cinayetinin azmettiricisi Yasin Hayal, sonradan McDonald’s’a atılan bombayı bizzat Tuncel’in imal ettiğini söyledi. Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunda da Tuncel’le Hayal’in McDonald’s eylemini birlikte gerçekleştirdikleri açık bir dille yazılmıştır.

Hâlâ izaha muhtaç olan soru şudur: Trabzon’daki Savcılık, Emniyet ve Jandarma kendisi hakkında neden işlem yapmamıştır? Mahkemede Tuncel’in zorla getirilerek dinlenmesi kararı alınmasına rağmen, bu karar uygulanmamıştır. Jandarma, Tuncel’i bir türlü bulamamıştır.

HAYAL SERBEST BIRAKILMASAYDI...

* Düşündürücü bir diğer nokta, mahkemenin zorla getirilmesini istediği kişinin bu olaydan sonra dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek tarafından “yardımcı istihbarat elemanı” yapılmış olmasıdır.

Tuncel, istihbarat elemanı yapılacağına adalete teslim edilseydi olayların seyri muhtemelen başka bir yön üzerinde şekillenecekti. Bu takdirde Tuncel muhtemelen mahkûm olup hapse düşecek, belki de Hrant Dink cinayetinin planlaması aşamasına bile gelinmeyecekti.

* Bunun gibi üzerinde durmamız gereken bir başka kritik nokta daha var: Yasin Hayal’in eylemi bombalama olduğu halde dosya Trabzon Adliyesi’nde terör suçlarına bakan Savcılık tarafından yürütülmedi, buna adli bir olay muamelesi yapıldı. Eylem terör suçu kapsamında görülseydi, Hayal’in aldığı hapis cezası artacak, serbest bırakılması söz konusu olamayacağı için Hrant Dink’in cinayetine giden yolun önü de kesilmiş olacaktı.

* Trabzon Adliyesi’ndeki gariplikler bununla sınırlı değil. Hayal, yargılama sürerken tutukluluğunun 11’inci ayında (2005 Eylül) serbest bırakılmıştır.

Burada ısrarla projektör altında tutmamız gereken nokta şudur: Serbest bırakma kararını veren, Hayal’i yargılayan asıl heyet değil, bu heyet izindeyken yerine bakan nöbetçi heyettir. Serbest bırakılmasına ilişkin kararın altında bir ticaret mahkemesi üyesi ile icra hâkiminin imzaları yer alıyor. Serbest bırakılması talebinin heyetin izinde olduğu döneme denk getirilmesindeki soru işaretleri izaha muhtaçtır.

YARGITAY’DAKİ TEMYİZ GECİKMESEYDİ

* Sonuçta Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi 14 Haziran 2006’da Yasin Hayal’i 6 yıl 8 ay hapis cezasına mahkûm etti. Yapılan infaz indirimleri ile bu ceza 32 aya düştü, ama Yargıtay’daki temyiz süreci beklendiği için Hayal bir daha hapse girmedi. Şimdi de Yargıtay’daki garipliğe bakalım. Yargıtay’daki temyiz süreci 2 Mayıs 2008 tarihinde sonuçlandı. Yargıtay’ın bu kararına göre Hayal’in yattığı 11 aya ek olarak 21 ay daha hapis yatması gerekiyordu.

Bu karar vakitlice alınmış olsaydı, Hayal yeniden hapse girecek ve Dink cinayetinin planlamasını yapamayacaktı.�

* Neresinden bakılırsa bakılsın McDonald’s’ın bombalanması olayının soruşturulması gerek kolluk güçleri gerek Savcılık tarafından daha düzgün bir şekilde yürütülmüş olsaydı, muhtemelen Hrant Dink bugün aramızda olacaktı.