Yumurta ikizleri

ŞİMDİ gelelim esas yazıya... Roma'ya giderken, Altaylı ile Uluç'a bir yazı yazdıydım... Arkadaşlar hızlarını alamamışlar, herhalde yazı fazla acıtmış olsa gerek.

İki gün üst üste cevap vermişler. Kızmaları normal, çünkü onları kendi silahlarıyla vuruyorum. Yani yazdıkları eski yazılarla.

Bakın şimdi... Tarih 18 Mart 1999. Hıncal Uluç, Homo homini Lupus (İnsan insanın kurdudur) başlıklı bir yazı yazmış. Yazı Galatasaray- G.Birliği maçıyla ilgili. ‘‘Fenerbahçe'yi yenip farkı 4'e çıkaran Galatasaray'ı bir hafta önce şampiyon ilan etmiştim. Yahu bu ne sorumsuzluk, Arif, Emre, Bülent, Hagi, Okan, K.Hakan, Fatih, Taffarel adeta beni atın diye yalvarıyorlar. Bu takımın ruhsal seanslara ihtiyacı var. Arif ve arkadaşları, inanın bu ülkenin en hasta Galatasaraylı'sını getirin, G.Saray maçına hakem koyun. 10 dakika geçmeden adamı öfkeden delirtir ve G.Saray düşmanı yaparlar’’ diye yazıyor. ‘‘Çifte şampiyonluk yolundaki G.Saray'ı yol kenarında pusu kurmuş kurtları, G.Saray'ın kendi futbolcuları. G.Saray'ı yerse, G.Saray formalılar yer’’ diye biten bir yazı.

Kötü niyetli olsa...

Bu maçın hakemi kim biliyor musunuz? Erol Ersoy. Bu yazının içinde Erol Ersoy için hangi cümle var biliyor musunuz?

Aynen şöyle: Erol Ersoy'un yerinde birazcık, ama birazcık kötü niyetli bir hakem olsa, G.Saray maçı 7 kişi bitirirdi. Maçla beraber, şampiyonluğu da kaybederdi.

Yorum farkı!..

Geliyoruz 11 Mart 2001'e... Aynı Uluç, tesadüfe bakın ki, rakip yine G.Birliği. Tesadüfe bakın ki, maçın hakemi yine Erol Ersoy. Ümit Karan da o zaman G.Birliği'nde oynuyor ve golünü atıyor. Ve maçı G.Saray 2-1 kazanıyor. Hani şu Hagi'nin atıldığı maç. Ersoy'un Hagi'yi dava ettiği maç. Ve ondan sonra da Erol Ersoy'un 2 yıl G.Saray maçlarından afaroz edildiği maç. Ertesi gün bizim Hıncal yazıyor. ‘‘Türkiye'nin iyi futbol oynayan iki takımı. Bu güzel mücadeleyi seyretmek isteyen G.Saraylı taraftarlar... Bir tek şey midemi bulandırıyor. O da Erol Ersoy. Yönettiği hemen her G.Saray maçında olay çıkaran Ersoy, bu maçı da katletmese diye içimden geçiriyordum.

İlgisiz cevap!..

İşte sevgili okuyucular. Hıncal Uluç bu. Verdiğim örnek, yüzlerceden sadece bir tanesi. Elimde daha diğerleri de var. Lazım oldukça, pehlivan tefrikası gibi yazacağım. Türkiye'de insanları yıllarca nasıl aldattılar görüyorsunuz.

Fatih Altaylı mı dersiniz... O da ustasının aynı. Hiç farketmiyor. Geçen hafta eski bir yazısını buldum, koydum. Sonra bana yazdığı yazıya baktım ve verdiği cevapta hiçbirisi yok. Alakasız bir cevap vermiş. Zaten vereceği cevap da yok ki, ne desin. Hala kabzımallıktan bahsediyor. O'na 90'dan attığım golü çıkarmaya çalışıyor. Hani şu meşhur hıyar golünü.

Şimdi bakın... Altaylı doğruluk meziyetlerinden bahsediyor. Ama kendi taraftarına küfür ediyor. Gazeteci meslektaşlarına küfür ediyor. Bol bol dayak diyor. (Şunu iyi bil, bu dayak olayına üzülüyorum ve kınıyorum. Bunu samimi söylüyorum) Kaldı ki, G.Saray yönetimi bile senin yaptıklarını tasvip etmiyor ve sahip çıkmıyor. Çünkü orada, eski bir sporcu kişilikli ve beyefendi bir başkan var.

Net gole ofsayt dedin

Hıncal
diyor ki, Erman hakemlikten anlamaz, prosedürü bile takip etmez. O FIFA kağıtları bana da gelir Hıncal. Yalnız onlar da kafi değildir. Bu kağıtlar, hakemlere seminerlerde uygulamalı olarak anlatılır. Ama sen bunları bilmediğin için, daha geçen haftaki Ümit Karan'ın İstanbulspor'a attığı net gole bile ofsayt dedin. Olsun, bu kadar çok yaptığın hatanın yanında onun esamesi olmasın. O devede kulak kalır.

İkiniz de cesaretten bahsediyorsunuz. Erkeklikten bahsediyorsunuz. Peki arkadaşlar, söyler misiniz bana, Türkiye'de maç seyredebileceğiniz kaç tane stat var? Giremeyeceklerinizi, gidemeyeceklerinizi sayarsanız sayfalar dolar. Ama olsun Hıncal, senin olduğun yerde benim futbolculuktan, hakemlikten, erkeklikten! bahsetme şansım var mı? Şöyle bir düşün Hıncal. Ben tek başıma geziyorum. Sen neredeyse tuvalete bile korumanla gideceksin. Zaten bunlar, Hıncal ile aynı yumurta ikizleri. Birine basarsın, diğeri bağırır.

Kolej ile anlaşın

FENERBAHÇE
'de neler oluyor?... Bu Fenerbahçe'de muhabirlik yapmak, hem dünyanın en zevkli, hem de dünyanın en kolay işlerinden olsa gerek. Ama eğer bu muhabir Fenerbahçe'yi tutuyorsa, işte o zaman yandı. Çünkü sinir sistemi çok bozulacak. Bir de Avrupa seyahatlerine sık sık çıkamayacak. Ama ‘‘Haber’’ derseniz, kiloyla değil, tonla. Senin muhabir olarak habere gitme zorluğun yok. Haber Fenerbahçe muhabirine, bazen yürüye yürüye, bazen faksla, bazen telefonla anında ulaşır.

Bana sorarsanız, hiçbir yerden istihbarat almadan tamamen kendi görüşümü size söyleyeyim. Bu yönetim, 5 futbolcuyu kadro dışı bıraktı. Veya bıraktırdı. Yönetim diyor ki, ‘‘Fenerbahçe'yi kolej takımı yapacağız.’’ O zaman bir kolej ile anlaşsınlar, oradan futbolcu alsınlar. Bunların suçu ne, takla mı atarlar, yan mı basarlar, geç mi yatarlar, erken mi kalkarlar bilinmiyor. Ama tahminim, yıl sonuna kadar Oğuz'a bu işleri temizlettirip, sene sonuna doğru da yeni bir teknik adam getirirler. Oğuz'un burada küçük bir şansı var. Bir iki genç ismi takıma kazandırır, yıl sonuna kadar da Fenerbahçe'ye tıkır tıkır top oynatırsa, yönetim onunla devam eder. Bunun şansı ne kadar mı? Yüzde 5...

Formalar değişse ne olurdu?

BEŞİKTAŞ, Trabzon ve Gençlerbirliği, bu yıl Türkiye'de futbol oynayan en iyi üç takım... Sezon sonu yaklaştıkça, iyi top oynayan Trabzon geride kaldı, devreye Galatasaray girdi.

G.Birliği'nin maçları tempolu ve keyifli geçiyor. Ama, hakem açısından da tempo var. Onlar da Gençler'in temposunu ve tansiyonunu artırıyor. Sarılar, kırmızılar gırla gidiyor. Bülent Yavuz demiş ki, bu sene üç büyük takıma eskiye göre daha fazla kart gösteriliyor. Yani kendini savunuyor. Ben üç büyük takıma gösterilen kartların fazlalığından bahsetmiyorum ki, Gençler'e gösterilenlerden bahsediyorum. Herkes elini vicdanına koysun. Şu ana kadar Türkiye'de en iyi futbol oynayan takım Gençler. O zaman size soruyorum, şu anda G.Birliği takımı G.Saray veya Beşiktaş forması giyerek mücadele etseydi, diğer iki rakibine göre puan farkı ne olurdu.

Bakın, Türkiye'de futbolu biraz bilen 100 kişiye sorun, yüzde 90'ından gelen cevap aynı olurdu. Yani, G.Birliği iki rakibinin 10 puan önünde olurdu.

Sen de aynı fikre katılır mısın, Bülent Yavuz?. İşte bu olduğu gün Türk futbolu kazanacak. İşte 4 büyük takımdan başka iki takımın daha şampiyon olduğu Türkiye'de futbol kurtulacak Bülent Yavuz. Haa, gittiğin yol yanlış mı? Hayır... Ama daha çabuk ve biraz daha adaletli olman gerekiyor.

Küçük dev adam

GÖKDENİZ Karadeniz... Boyu ufak, futbolu büyük adam. Şu aralarda rahat. İyi futbol oynuyor, niye? Çünkü Trabzon büyüklerle ne zaman oynasa, Gökdeniz'in spor sayfalarında palamut büyüklüğünde resimleri. ‘‘Gökdeniz'i G.Saray istiyor, Beşiktaş istiyor, Fener istiyor’’ diye okursunuz...

KONUŞAN FOTOĞRAF!..

DÜNKÜ Tercüman Gazetesi'nde Tolga Ovalı'nın çektiği Hasan Şaş'ın misket oynarken fotoğrafı var. Görmeyenler, çocukluğunda mahalle arasındaki fotoğraf zanneder. Ama bu fotoğraf İstanbulspor maçının yedek kulübesi fotoğrafı. Onu görenler, ‘‘Bu ne Hasan‘‘ diyebilirler.

Peki bu Hasan'ı ve Arif'i o hale getirenler kim. Sen Lukunku'ya verirsen, 2.7 milyon doları, sen yıllarca formasına kan akıtan çocuğuna, ‘‘Bizim çocuğumuzsun, yürü yavrum’’ dersen, sonunda olacağı da bu.
Yazarın Tüm Yazıları