Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Gül deyince huzura erdiler

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, “Darbeler dönemi bitti” deyince, yedi yıldır bizi “Darbe geliyor” öcüsüyle korkutanlar birden huzura erdi.

Haberin Devamı

Gül’e teşekkürler; çünkü bu darbe korkutması bin yıl sürecek sanıyordum.

Böylece dilerim demokratlık çıtasını sadece “askere vurma” noktasına düşürenler, artık çıtayı yükseklere taşırlar.

Biz yazarların, “Ben demiştim” yaklaşımından hazzetmem; çünkü haklı çıkmadığımız çok olay da var; yalnız darbe konusunda beni bağışlayın.

Gül’ün tespitini katıldığım her TV programında söyleyip durdum, tam iki yıl önce, 19 Ocak 2008’de ise eski Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun sözlerinden de hareketle bu düşüncelerimi gerekçelendirdim.

Özetle, “Dünya konjonktürünü geçin, AB hedefiyle de olsa, on yıldır demokrasi yolunda büyük adımlar atan Türkiye’de darbe yapılamaz. TSK’nın yapısı da artık darbeye uygun değil. TSK’nın üç darbe planını sessiz sedasız kendi içinde önlenmesi de bunun göstergesi” dedim.

Haberin Devamı

ASKERE DAHA NEGATİF BAKIŞ

Peki; askeri vesayet görüntüsü, çeteler, gömülü silahlar, andıçlar yok mu?

Katılmıyor değilim; ancak sapla saman karıştırıldığı için sondan, kozmik odayı arayan hakim/savcıya gönderilen mermilerden başlayarak yazalım. Gül ve Başbakan Erdoğan ne kadar “Çatışma yok” deseler de bu son olay en hafif tabirle çatışmaya yol açma girişimidir; ama bal gibi çatışmadır.

Bir başkentte askeri araç bolluğunun verdiği fırsat ve iyi bir zamanlamayla “asker sokağa dahi çıkmasın; çünkü TSK terör örgütü” izlenimi yaratacak görüntüler meydana getirmek de aynı amaca yöneliktir.

Bunda TSK’nın hataları yok demiyorum; ama ölçü kaçınca Cumhurbaşkanı da, Başbakan da sonunda TSK’yı savunma konumuna geçmek zorunda kaldılar.

Çünkü emniyetle kanlı bıçaklı olduğu gün gibi aşikâr TSK’yı yargıyla da çatıştırmak isteyen çok profesyonel bir organizasyon söz konusu olabilir.

28 Şubat sürecindeki gibi, “Gel” deyince karargâha koşan yargı yok artık; ama bu yeterli bulunmuyor, daha ileri adım isteniyor ve hedefe ulaşılmak üzere.

Mermiler, yakalanan otolar yargıda, askere daha negatif bakış sonucu veriyor, bu yönde bilgiler gelmeye başlamadı da (bakınız adliye koridorları).

Haberin Devamı

TASFİYEYİ SİVİL ELİYLE YAPMA

Bütün bunlar askeri savunma olarak okunmamalı.

Çünkü kabul; marangoz, aşçı yakalandı diye olay yerine koşturulan subayın general düzeyinde olması kuşkulara neden oluyor.

Çünkü kabul; Genelkurmay Başkanı’nın, Bülent Arınç’la TBMM Başkanı’nın oturduğu sokakların krokilerini ve bir albayın Arınç’ın adresini yutma girişimini kabul ettiğini; ama anlayamadığını, açıklayamadığını sanıyorum.

Çünkü kabul; Arınç’ın sokağında yakalanan iki subayın görevlendirmesinin üst düzeyden yapıldığı yönündeki kuşkular henüz giderilmedi.

Çünkü kabul; “Görevlendirmeyi gerekçelendirmek için, o sokakta oturan bir subay arandı, olayla ilgili açıklama o nedenle gecikti” kuşkuları yok değil.

Haberin Devamı

Ve de bu kuşkular eminim hükümet tarafından da Genelkurmay’a sorulmuş, “Evet haklısınız; ama böyle yaramazlar her yerde çıkabilir” tarzı bir şeyler denmiş olabileceğini varsayarak şöyle bir yorum (sadece yorum) yapabiliriz:

“TSK içinde Özel Kuvvetler’den rahatsız olanlar bu kurumun tasfiyesini istiyor; ama tasfiyeyi kendi elleriyle değil, siviller eliyle yaptırıyor.”

Bu yorum doğru değilse biraz bekleyelim, belki ciddi yol ayrılıkları çıkar.

Meramımı anlatamadıysam, Nuray Mert’e atıfla, “Hedef mutlak iktidar değil, mutlak demokrasi olmalı” derim.

 

Yazarın Tüm Yazıları