Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Gül'ü ekonomi dünyası istiyor

DEMOKRATİK süreç, geç de olsa çalıştı. AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3.5 aydır Abdullah Gül'ün oturduğu başbakanlık koltuğuna yerleşmek üzere.

Erdoğan, bu süre zarfında, ‘‘delikanlı’’ tabiriyle, zaman zaman Gül'ün karizmasını çizdi, prestijini sarstı; sözünü kesmekten, gözünün önünde bakanlarına çıkışmaktan çekinmedi.

Ankara'da genel kanı şu:

‘‘Gül, süresini Erdoğan'ın psikolojik baskısı altında tamamladı; ama çoğu popülist talebini de karşılamadı.’’

Bu kanıda olanlara göre, şimdi ise roller değişiyor.

Baskı tersten işleyecek.

Erdoğan, her icraatında, attığı her adımda Gül'le kıyaslanacak.

ARALARINDAKİ FARK

Siyasi çevreler, 3.5 aylık sürede, iki isim arasında ortaya çıkan bazı farklılıklara da şöyle dikkat çekiyorlar...

Başbakanlığı süresince Gül; uzlaşmacı, sertlikten uzak bir üslup izlerken, riskli kararları almada çekinceli izlenim verdi.

Başta dış ilişkiler ve ekonomide, devlette deneyim sahibi olduğunu gösterdi, ilişki ağının genişliğini kanıtladı.

Bu özelliği, devlet kurumları arasında, olası bir sürtüşmeyi engelledi.

Erdoğan ise doğru ya da yanlış, karar alan ve aldığı kararın arkasında duran; karar sürecini uzatmayan, risk alabileceğini gösteren bir siyasetçi.

Ancak kavgaya açık, devleti tanımayan, dış ilişkileri zayıf bir lider.

Gül, hem ekonomiyi iyi bilen hem de popülizme pek kaçmayan bir isim.

Erdoğan'ın ekonomi bilgisi güçlü olmadığı gibi, popülizme de açık.

Gül'ün bakanlarına, ‘‘Zam da, yeni vergi de yok; ama bulun parayı yapın ödemeyi’’ şeklinde talimat verdiği henüz unutulmuş değil.

Erdoğan'la ilgili bu tespite ekonomi dünyasının önemli bir ismi de şu örnekle katıldı:

‘‘Siyasetçilerimiz, seçim meydanlarında popülizm yapar, iktidara gelip rakamları görünce de bundan vazgeçerdi. Erdoğan ise meydanlarda bir tek fındık için popülizm yaptı. Ama AKP iktidarından sonra değişti. Asgari ücretten emekli maaşlarına; nema ödemelerinden vergilere kadar hükümet üzerinde popülist baskı oluşturdu.’’

İstanbul, Ankara işalemi de dahil ekonomi dünyası, Erdoğan'ın bu tutumunu başbakanlığında da sürdürmesinden kaygılı.

Bu nedenle, ‘‘Kemal Derviş gibi, ‘hayır' demesini bilen’’ ama teknokrat değil, siyasi kimliği güçlü bir ismin ekonominin patronu olmasını istiyor.

Aynı çevreler, Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’le Devlet Bakanı Ali Babacan'ın istenen bu siyasi güce yeterince sahip olmadığı kanısında.

BİÇİLMİŞ KAFTAN

İşte bütün bu gerekçelerle, ekonomi çevreleri, ekonominin patronluğu için Gül'ü, ‘‘biçilmiş kaftan’’ görüyorlar.

Gül'ün tercihinin de bu yönde olduğunu vurguluyorlar.

Erdoğan'ın ters tepki vermesinden çekinmeseler, Gül'le ilgili taleplerini açıkça da ifade edecekler.

Sonuçta Erdoğan'ın tercihini merakla bekleyecekler.

Ancak, AKP kulislerine bakılacak olursa üzülecekler.

Çünkü bu kulislerde Gül, hálá dışişleri patronluğuna daha yakın.
Yazarın Tüm Yazıları