Savaşa evet!

AKINTIYA gitmeye bayılıyoruz. Bağırıyorlar, ‘‘Savaşa hayır...’’
Sorsan, ‘‘Neden hayır?..’’
Cevap, ‘‘Olmasın işte...’’

Arkadaşlar savaşı kim ister?.. Ama şunu unutuyoruz... Biz bu Irak'a, Özal'ın söylediği zaman girmedik. Yıllar sonra yine karşımızdalar. Bu sınırda bizim Kürt sorunu da var. Yani bu savaş, Türkiye Cumhuriyeti'nin güvenliği için çok önemli bir savaş. Biz Kıbrıs'a girdiğimizde de dünya bizim karşımızdaydı. Yıllar geçti ne oldu? Şu anda pazarlık yapılıyor. Eğer o gün girmeseydik, bugün bize pazarlık yapma hakkını vermezlerdi.

Kıbrıs da, Türkiye'nin güvenliği için çok önemli bir yer. Yalnız bütün bu olaylar şunu gösteriyor. AKP, ‘‘Ben seçimlere hazırlanarak girdim. Herşeyi düşündüm’’ diyordu. ‘‘Vergiyi bile düşüreceğim’’ vaadi verdiler. Ne oldu, hikaye... Şu net bir biçimde görülüyor... AKP hiç bir konuda hazır değil. İnanılmaz hatalar yapıyorlar. Eğrisi doğrusuna denk gelirse, ‘‘Başarılı olduk’’ diyecekler. Yarın bu savaşa girmediğin zaman Kuzey Irak'ta hiçbir hakka sahip olmayacaksın. Ben 5 bin güvenlik görevlisini şehit verdiğim bu davadan niye geri döneyim. Amerika 5 bine yakın sivilin öldüğü İkiz Kuleler baskınından sonra neredeyse dünya savaşı çıkarıyor. Onun insanı insan da, benim insanım süs biberi mi?

Almanya, Fransa tezkere'den sonra diyor ki, ‘‘Aferim Türkiye. Koçum benim...’’

Bu cümleleri söyleyeceğinize bizi AB'ye alsaydınız ya. Benim sırtıma vurup, ‘‘Aslanım’’ diyeceğine para versene.

Yıllardır, ‘‘Avrupa'yı arkamıza aldık’’ dedik, ‘‘Amerika arkamızda’’ dedik. Şimdi çok iyi hissediyoruz ki, hakikaten hepsi bizim arkamızdalar.


Büyük maç Trabzon'da


TİCARETTE değişmez bir kaide var... İyi mal, iyi para diye... İyi film veya iyi tiyatro salonları doldurur. Bizde de tam tersi, iyi mal boşta kalıyor, biz kötü malın peşine gidiyoruz.

Aslında haftanın maçı bence Trabzon- Beşiktaş karşılaşması. Çünkü iki takım da güzel ve kaliteli futbol oynuyor. Ama radarlar Galatasaray- Fenerbahçe maçında. İkisi de çok kötü futbol oynuyor ve mücadele ediyor. Ama biz daha iyi hakemi İstanbul'a, ikinci sıradakini Trabzon'a göndereceğiz.

Akıllı futbol

Bakın... Ben bir teknik adam için karar verirken, oynattığı futbola bakarım. Elindeki kadro, imkanlar ve karşılığına bakarım. Lucescu, Türkiye'ye geldiği günden beri iyi futbol oynatıyor, akıllı oynatıyor. Her rakibe göre değişik taktik verebiliyor.

Ve başarılı oluyor. Bu sene Beşiktaş'ın iyi ve kötü oynadığı maçların oranına bakalım. Kötü maçın oranı yüzde 10'u geçmez.

Dönüyoruz Gençlerbirliği'ne. Ersun Yanal aldı Denizli'yi kendi sistemiyle tıkır tıkır oynattı. Geldi Ankaragücü'ne devam etti. Şu anda Gençlerbirliği'nde. Ve teknik adamlık hayatında çalıştırdığı en iyi kadro şu anda elinde. Oynattığı futbol da ortada. Kaybı seyircisi. Hem de büyük kayıp. Gençler, Trabzon ile oynuyor 19 Mayıs Stadı'nın 4'te 3'ü Trabzonlu. Gençlerin sesi ancak takımları gol atınca çıkıyor.

Gidiyoruz Trabzon'a... Samet Aybaba son 3 yılda hangi takımı çalıştırsa, hepsinin futbolunda ilerleme var. Genç oyuncularda ısrar ediyor. Sistemini oturtuyor. Sahada bunu bariz görüyoruz.

Geliyoruz Fener'e... Lorant'ın yaptıkları meydanda. Pardon, yapmadıkları meydanda. Şimdi Oğuz var. Bakalım o neler yapacak. Ama bir teknik adamın göreve geldikten 6 hafta sonra artık sistemini ortaya çıkarması lazım.

Ve ağlıyoruz

En son G.Saray... Fatih Terim geçen sezonun yarısından sonra gizli olarak, sezon sonundan sonra da resmi olarak Galatasaray'ın başına geldi. Yani her türlü transfer yetkisi ve sonucu ona ait. İkinci yarıda 4 maç oynadı. Toplam 21 maç. G.Saray, Avrupa Kupaları'nda yok. Ligde ikinci.

Takımın bir sistemi yok. Kimin ne oynadığı belli değil. Ama takım ikinci. İşte rontgenlerin sonucu bu. Ama bizler hala, yukarıda dediğimiz gibi, iyi futbol oynayan takımların maçlarından ziyade, kötü olanlara gidiyoruz. ‘‘Sonra da kalitemiz niye yükselmiyor’’ diye ağlıyoruz.

Fener galip!

BASIN dahil, kime sorsanız, son yıllarda hep, ‘‘Fener galip’’ diyorlar. 20 yaşındaki bir gence sorsan, o da aynı şeyi söylüyor... ‘‘Hep Fener yeniyor’’ diyor.

Merak ettim, bizim arşiv ustamız Güney Barış'a rica ettim. ‘‘Şu son 10 yılın bir bilançosunu çıkarır mısın’’ diye... İki takım 36 kez karşılaşmış. 13'ü berabere bitmiş. Geri kalanın 13'ünü Fener, 10'unu G.Saray kazanmış. Yani tabloda bir denge var. Peki dengesizlik nerede? Ben size soruyorum. Cevabını veremezsiniz. Ben vereyim... Fener kazandığı zaman daha fazla gürültü çıkmış. Hatta atılan goller bile dengeli. Fener 60, G.Saray 52 gol yapmış. Son 6-0 da dahil.

Çıkarın kanunu

GALATASARAY
seyircisi Fenerbahçe stadına, F.Bahçe seyircisi de G.Saray stadına gidip oturup maçı seyretmeli. Devlet de, devletliğini hissettirmeli. Arada taşkınlıklar yapan var ise, daha bunlar yola ilk çıktığında kamerayla tesbit edip, taşkınlık yapanı cımbızla alırsın. En az 5 yıl futbol müsabakalarına girmesini men edersin. Bakın bir daha olay çıkıyor mu?

Ama bunları ne ile yaparsın. Millet meclisinden çıkaracağın özel kanunla. Bu kanun ne zaman çıkar? Birkaç kişi öldüğünde muhakkak çıkacaktır.

Polis imdat

ŞİMDİ
İstanbul Emniyeti diyecek ki, ‘‘Ben G.Saray- F.Bahçe maçında bilmem kaç bin tane polis görevlendirdim.’’ Yazık.. Bu insanları sabah 08.00'den itibaren yollarda ve stat çevresinde görevlendireceksin. Maç bitecek ve en az 1.5 saat sonra bunlar dağılacak. Ellerine bir kola, bir de sandviç sıkıştıracak ve onlardan 15 saat görev bekleyeceksin.

Yazık...

Bu kadar büyük paraların döndüğü, bu kadar milyon dolarların futbolculara verildiği ve çoğunu da yabancı futbolcu tarihi eserlerine ve enkazlarına gömdüğün bu sistemde zaten yıllarca, vergini de ödememişsin. Yani ödeyen azınlık, ‘‘Aptal kulüp'' olmuş. Ödemeyen çoğunluk, ‘‘Akıllı yönetici.’’ Ve sen hala özel güvenlik birimlerini kuramamışsın. Statlarında güvenlik sistemleri yok. Tuvaletlerin gecekondu gibi. Bir facia olsa, tahliye kapılarında yüzlerce insan ölür. Ondan sonra sizler, büyük kulüpler oluyorsunuz. Sıkışınca da, ‘‘Polis beni kurtar’’ diyorsunuz. Bu iş maalesef böyle. Kötü yöneticiliğinizin sonuçlarını polise kapattırmak istiyorsunuz.
Yazarın Tüm Yazıları