İktidara terbiye

‘‘Merak ediyorum; eşimin yerinde siz olsaydınız ne yapardınız?’’

Hayrünnisa Hanım, bu sorusuyla iktidar olmanın güçlüğüne işaret ediyordu. Hemen devamında da, ‘‘Alternatif çözümü olanlar konuşsun. Abdullah Bey'e yardımcı olsun’’ talebini dile getiriyordu.

Bir açıdan da Baykal'a ‘‘Aman söylediklerine dikkat et, yarın sen de başbakan olabilirsin’’ uyarısında bulunmuş oluyordu.

Belki bu uyarıyı eşi muhalefet adına konuştuğunda da dile getirmiş, ama sesini dinletememişti. Yoksa, Hayrinnüsa Hanım iktidarda da, muhalefette de aynı tutarlılıkta davranan bir kişiliğe sahip. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yaptığı başvurudan, başbakan eşi olmasına rağmen geri adım atmaması da bunun en güzel kanıtı.

YA OLCAY HANIM SORSA...

Başbakan Gül için ise bunu söylemek pek de mümkün değil.

Çünkü, Hayrünnisa Hanım'ın Baykal'a sorduğu soruyu, Olcay Baykal da ‘‘Abdullah Bey, eşimin yerinde olsa ne derdi, çok merak ediyorum?’’ diye yöneltse yanıt ne olurdu?

Yanıtı arkadaşımız Nuray Babacan Meclis tutanaklarından araştırdı.

Olcay Hanım'ın soracağını varsaydığımız soruların yanıtlarını Abdullah Gül'ün Refah Partisi adına yaptığı bazı konuşmalardan buldu.

Çekiç Güç'ün görev süresinin uzatılmasıyla ilgili 19 Aralık 1991 tarihli konuşmadan başlayalım:

‘‘Körfez Savaşı'nın Amerika'nın önderliğinde ve egemenliğinde, dünyada yeni bir düzen kurmak için nasıl tezgahlandığını dünya gördü. Amerikan Kongre üyeleri ‘Biz üç harf o-i-l için Ortadoğu'dayız' demektedir...’’

‘‘Ortadoğu'nun Müslüman halkı, bir yandan ülkesindeki zalim yönetimler tarafından inletilirken, diğer yandan da o zalim kuklaların kuklacısı emperyalist güçler tarafından katledilmektedirler...’’

‘MÜSLÜMAN'A BOMBAYA TÜRKİYE ‘DUR' DEMEDİ

Tam bir yıl sonra Gül,yine aynı konuda kürsüde...

‘‘Yüz binlerce ton bombayla Irak'ı tarumar eden Amerika...’’

‘‘Aslında Amerika isteseydi, Saddam'ı devirebilirdi; fakat Ortadoğu'da sürekli durabilmek için devamlı bir bahane olarak gösterilmesi gerekliydi. Çekiç Güç de bu nedenle hálá topraklarımızda. Çekiç Güç bir ana rahmi gibi sınırlarımızda yeni bir devletin doğuşuna yataklık yapmaktadır...’’

Gül, bu konuşmasında çok çarpıcı bir ders de veriyor...

‘‘Konuşmamı hazırlarken, geçmiş tutanakları okudum. Bugünkü iktidarın başbakanı ve başbakan yardımcısının muhalefetteyken yaptıkları konuşmaları çıkardım. İnsan gerçekler karşısında hayretler içinde kalıyor. Bunu sadece ‘dün dündür, bugün bugündür' zihniyetiyle açıklayamazsınız...’’

Gül, 24 Ocak 1993 günü yeniden kürsüde. Konu Bosna Hersek ve Irak...

‘‘Amerikan, İngiliz, Fransız uçakları Irak'taki Müslümanların üzerine bomba yağdırırken, maalesef, Türkiye buna dur dememiştir...’’

Hayrünnisa Hanım, eşini korumak isterken, Türk siyasetinin kalıcı bir hastalığına yeniden parmak basmış oldu. Buna ‘‘İktidarla terbiye olmak’’ denir.

Ve Hayrünnisa Hanım, siyasilere, ‘‘Aman dikkat, damdan düşen biri olarak söylüyoruz’’ demeye de getiriyor.