Cumhuriyet Bayramı için üzüntü verici bir yazı

GÜN geçmiyor ki Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir iç yazışmasına ilişkin orijinal bir belge basına sızmasın. Son 4-5 yıldır sıkça gazete manşetlerini TSK’nın kendi yazışmalarını gösteren haberler işgal ediyor.

Haberin Devamı

* Bunların sonuncusu 2007 yılı eylül ayında dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın emriyle, aynı dönemin Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Nusret Taşdeler tarafından hazırlanmış olan bir “bilgi destek planı”dır.

Geçen ağustos ayında terfi ederek orgeneralliğe yükselen Taşdeler, halen Harp Akademileri Komutanı’dır; yani bütün kurmay subayların eğitiminden sorumlu olan askeri yetkilidir.

ILIMLI İSLAM İÇİN MİLAT

* Bu plan, 22 Temmuz 2007 seçimleri sonrasında Türkiye’de ortaya çıkan siyasi tabloyu değerlendiriyor, bu tablo içinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kendisini nereye oturtacağı sorusuna yanıt arıyor.

Belgenin en önemli tespitlerinden biri, 22 Temmuz’un ılımlı İslam için bir milat olduğunun belirtiyor olması. Metinde, Batı’nın radikal İslam’a karşı ılımlı İslam çizgisini desteklediği, Türkiye’nin de işbaşındaki AKP hükümetiyle ABD ve AB açısından bir ılımlı İslam ülkesi modeli haline geldiği belirtiliyor.

Haberin Devamı

* Kuşkusuz, özellikle ılımlı İslam’a dönük analizler bir akademisyen ya da köşe yazarı tarafından kaleme alınmış olsaydı, muhtemelen kimsenin buna bir itirazı olmayacaktı. Bu bölümdeki bazı tespitleri de ayrıca yabana atmamak gerekir; çoğu zaten yabancı basında da sıkça işlenen görüşlerdir.

Ancak bu tahliller sivil otoriteye tabi olması gereken bir kurum tarafından yapıldığında iş değişiyor.

HALKI RAHATSIZ ETMEK

* Ilımlı İslam tespitleri bir tarafa bırakılırsa, belgede rahatsız edici boyutlardaki bazı problemli bölümlere de dikkat çekmek gerekiyor. Örneğin, planda “DTP ve yandaşlarının yaşadığı sıkıntıların istismar edilmesi” gerektiği belirtilerek, şu somut öneri getiriliyor:

“Irak’ın kuzeyindeki desteği kesmek için bölge halkını terörle mücadele bağlamında rahatsız etmek, bu suretle de PKK’ya yardım ettikleri ve destek sağladıkları müddetçe bu rahatsızlığın devam edeceği mesajını vermek.”

* Bir ordu nasıl olur da kendi halkını “rahatsız etmeyi” meşru bir yöntem olarak düşünebilir? Hem her vesileyle ulusal birlikten söz etmek, hem de ulusal birliğin bir paydasını, kendi insanlarınızı “rahatsız etmek” ne ölçüde birlikte düşünülebilir? Bu bir samimiyet sorunu yaratmaz mı?

Haberin Devamı

* Bir diğer problemli durum, “TSK’nın imaj tazelemesine büyük kitlelerin ortak meselelerini kullanarak başlamak gerekmektedir” şeklindeki önerme. Bir ordu nasıl olur da salt kendi imajını düzeltmek için büyük kitlelerin ortak meselelerini kullanmaya kalkışır?

Keza uzman çavuş ve onbaşılar ile astsubaylardan söz edilirken, bu kesimlerin “gayri memnun zümre” diye tepeden bir bakışla kategorize edilmesi de neresinden bakılırsa bakılsın çok yakışıksızdır.

CİDDİ ÖZELEŞTİRİ ŞART

* Belgedeki bu tür problemli örneklerin sayısını artırmak mümkündür. Bu çalışma, sivil-asker ilişkileri bakımından önemli bir kırılma yaratmaya adaydır.

Tabii meselenin pratikte bir başka sonucu da var. Askerin siyaset alanına müdahil olmaya devam etmesi, her seferinde AKP’yi mağdur duruma düşürerek, bu partinin yelkenlerine rüzgar dolduruyor. Ayrıca, dış dünyanın bu partiye desteğini sağlamlaştırırken, hükümetin içte otoriterciliğe kaydığı bir dönemde buna tezat oluşturan bir şekilde “demokrat” imajınıtahkim ediyor.

Haberin Devamı

* Askerlerin bu davranış kalıpları, bu haliyle sivil zemininde AKP’ye muhalefet eden kesimlerin de işini zorlaştırıyor. Bu içerikte bir yazı Türkiye için çok özel bir gün olan Cumhuriyet Bayramı’na denk geldiği için üzüntü duyuyorum. Ama böyle özel günler, Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli bir kurumunun ciddi bir özeleştiri yapması için özellikle vesile oluşturmalıdır. Çok geç kalınmadan.

Yazarın Tüm Yazıları