Yedi aylık istirahat sözü ayağa kaldırdı
Güncelleme Tarihi:
Süleyman DEMİRKAN/ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Şubat 08, 2003 01:41
Ecevit, evinde yatarken doktorların söylediği bu cümle üzerine bir daha Başkent Hastanesi'ne gitmedi ve bir süre sonra göreve başladı.
Başbakanlığı döneminde tedavi gördüğü Başkent Hastanesi ile ilişiğini aniden kesen Ecevit'in sırrı ortaya çıktı. Ecevit'in ‘7 ay hastanede kalın’ sözünden kuşkulanarak tedavisini yarım bıraktığı öğrenildi. Doktorlarını değiştiren Ecevit, hızla sağlığına kavuştu.
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in başbakan olduğu dönemde tedavisini sürdürdüğü Başkent Hastanesi'ni aniden bırakmasının ‘‘sır gibi saklanan’’ nedeni aylar sonra ortaya çıktı. Ecevit'in Başkent Hastanesi'ndeki programlı son randevusuna, ‘‘7 ay daha hastanede tedavi göreceksiniz’’ denildiği için gitmediği öğrenildi.
Rahşan Ecevit'in de doğruladığı bu talep üzerine Ecevit çifti, konuyu kendi aralarında değerlendirdiler ve ayrıntılı bir konsültasyon niteliğindeki son randevuya gitmediler. Ardından da Başkent Hastanesi ve doktorları ile ilişkilerini kopardılar.
Başbakan Bülent Ecevit, ilk kez 4 Mayıs 2002'de Başbakanlık'ta görevi başında rahatsızlanmıştı. Ecevit aniden Başkent Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırılmış ve belli aralıklarla bir kısmı hastanede, bir kısmı da Oran'daki evinde olmak üzere iki ay tedavi görmüştü. Ecevit'in evindeki tedaviyi de Nöroloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Turgut Zileli başkanlığındaki doktorlar heyeti yürütmüştü.
ÇÜRÜK İDDİASI
Ecevit'in hastalığı boyunca çeşitli spekülasyonlar yapılmıştı. Bu spekülasyonlardan biri de, ‘‘Ecevit, hastanedeki son randevuya gitseydi, kendisine ‘çürük' veya ‘iş göremez' raporu verilecek ve bu rapora dayanılarak Başbakanlık düşürülecek’’ şeklindeydi.
Bu spekülasyon kendisine sorulunca Ecevit yorum yapmaktan kaçınırken, Hüsamettin Özkan'ın DSP'den istifasını isteyen o dönemin DSP Grup Başkanvekili Emrehan Halıcı, Özkan'a ve Başkent Hastanesi'ne suçlayıcı imalarda bulunmuştu. Ecevit, son randevuya gitmemesini ve Hastane ile ilişkisini kesmesini daha sonra ‘firar' olarak nitelemişti.
Başkent Hastanesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal ile hekimler ve diğer hastane yetkilileri de, bu iddiaların kendilerini yıpratmaya yönelik ‘asılsız, dayanaksız spekülasyonlar' olarak nitelemişlerdi. Ecevit'in belli ölçüde iyileşmesini de hastanelerinde uygulanan tedaviye bağlamışlardı.
ANİDEN İYİLEŞTİ
Daha sonra Başkent Hastanesi ve hekimleri ile ilişkisini kesen Bülent Ecevit'in sağlık danışmanlığını ve tedavisini, Demiryolları Hastanesi'nde görevli Ortopedist Dr. Mücahit Pehlivan üstlendi. Pehlivan da, Ecevit'in kendisinin kontrolüne girmesinden itibaren önemli iyileşmeler katettiğini kamuoyuna açıklamıştı.
Son randevuya gitmedi
4 Mayıs 2002'te Başbakanlık'ta aniden rahatsızlanan Ecevit'e, kaldırıldığı Başkent Üniversitesi Hastanesi'nde ‘bağırsak iltihabı’ teşhisi konmuştu. Ecevit bir gece hastanede kaldıktan sonra Oran'daki konutuna geçmişti. Ancak iki gün sonra evde sırtını çarpması sonucu kaburgasında kırık olduğu ortaya çıktı. Bunun üzerine 17 Mayıs'ta yeniden hastaneye kaldırıldı. 27 Mayıs'ta Başkent Üniversitesi Hastanesi'nden ikinci kez taburcu edilen Ecevit, Rektör Prof. Dr. Mehmet Haberal ile Nöroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Turgut Zileli ile birlikte gazetecilere ‘İyileştim’ dedi. Oran'daki ofisinde dinlenmeye çekilen Ecevit, 11 Temmuz 2002'deki randevuya gitmeyerek Başkent Hastanesi ile bağlarını kopardı.
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in başbakan olduğu dönemde tedavisini sürdürdüğü Başkent Hastanesi'ni aniden bırakmasının ‘‘sır gibi saklanan’’ nedeni aylar sonra ortaya çıktı. Ecevit'in Başkent Hastanesi'ndeki programlı son randevusuna, ‘‘7 ay daha hastanede tedavi göreceksiniz’’ denildiği için gitmediği öğrenildi.
Rahşan Ecevit'in de doğruladığı bu talep üzerine Ecevit çifti, konuyu kendi aralarında değerlendirdiler ve ayrıntılı bir konsültasyon niteliğindeki son randevuya gitmediler. Ardından da Başkent Hastanesi ve doktorları ile ilişkilerini kopardılar.
Başbakan Bülent Ecevit, ilk kez 4 Mayıs 2002'de Başbakanlık'ta görevi başında rahatsızlanmıştı. Ecevit aniden Başkent Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırılmış ve belli aralıklarla bir kısmı hastanede, bir kısmı da Oran'daki evinde olmak üzere iki ay tedavi görmüştü. Ecevit'in evindeki tedaviyi de Nöroloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Turgut Zileli başkanlığındaki doktorlar heyeti yürütmüştü.
ÇÜRÜK İDDİASI
Ecevit'in hastalığı boyunca çeşitli spekülasyonlar yapılmıştı. Bu spekülasyonlardan biri de, ‘‘Ecevit, hastanedeki son randevuya gitseydi, kendisine ‘çürük' veya ‘iş göremez' raporu verilecek ve bu rapora dayanılarak Başbakanlık düşürülecek’’ şeklindeydi.
Bu spekülasyon kendisine sorulunca Ecevit yorum yapmaktan kaçınırken, Hüsamettin Özkan'ın DSP'den istifasını isteyen o dönemin DSP Grup Başkanvekili Emrehan Halıcı, Özkan'a ve Başkent Hastanesi'ne suçlayıcı imalarda bulunmuştu. Ecevit, son randevuya gitmemesini ve Hastane ile ilişkisini kesmesini daha sonra ‘firar' olarak nitelemişti.
Başkent Hastanesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal ile hekimler ve diğer hastane yetkilileri de, bu iddiaların kendilerini yıpratmaya yönelik ‘asılsız, dayanaksız spekülasyonlar' olarak nitelemişlerdi. Ecevit'in belli ölçüde iyileşmesini de hastanelerinde uygulanan tedaviye bağlamışlardı.
ANİDEN İYİLEŞTİ
Daha sonra Başkent Hastanesi ve hekimleri ile ilişkisini kesen Bülent Ecevit'in sağlık danışmanlığını ve tedavisini, Demiryolları Hastanesi'nde görevli Ortopedist Dr. Mücahit Pehlivan üstlendi. Pehlivan da, Ecevit'in kendisinin kontrolüne girmesinden itibaren önemli iyileşmeler katettiğini kamuoyuna açıklamıştı.
Son randevuya gitmedi
4 Mayıs 2002'te Başbakanlık'ta aniden rahatsızlanan Ecevit'e, kaldırıldığı Başkent Üniversitesi Hastanesi'nde ‘bağırsak iltihabı’ teşhisi konmuştu. Ecevit bir gece hastanede kaldıktan sonra Oran'daki konutuna geçmişti. Ancak iki gün sonra evde sırtını çarpması sonucu kaburgasında kırık olduğu ortaya çıktı. Bunun üzerine 17 Mayıs'ta yeniden hastaneye kaldırıldı. 27 Mayıs'ta Başkent Üniversitesi Hastanesi'nden ikinci kez taburcu edilen Ecevit, Rektör Prof. Dr. Mehmet Haberal ile Nöroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Turgut Zileli ile birlikte gazetecilere ‘İyileştim’ dedi. Oran'daki ofisinde dinlenmeye çekilen Ecevit, 11 Temmuz 2002'deki randevuya gitmeyerek Başkent Hastanesi ile bağlarını kopardı.