Fark olurdu

Fenerbahçe seyircisi bu pozisyon için İbrahim'i suçlu görüyor, top gelince onu ıslıklıyor. Hayrettir, Fenerbahçe camiasına ihanet eden Fatih'e en ufak bir tepki yok. İşte bizim futbol anlayışımız bu. Aynı Ali Aydın bu sefer 37'nci dakikada Fatih'e gösterdiği kırmızı kartın altında ezilerek, Abdullah'ın Kaan Dobra'ya yaptığı net penaltıyı vermedi. Bakın vermedi diyorum, göremedi demiyorum. Gördü, veremedi.

Yürümek bile zordu

Saha ağır, yürümek bile zor. Özellikle defanstan çıkaracağın bütün topları ileriye uzun oynamaya mecbursun. Enlemesine yapacağın her pas büyük risk getiriyor. Bunu Beşiktaş uyguladı, Fenerbahçe uygulayamadı. İlk yarı siyah beyazlılar, rakiplerine göre daha derli toplu futbol oynadılar. Defansı çabuk daralttılar, hücuma süratli çıktılar. Tümer iyi şeyler yaptı. Fenerbahçe'de Abdullah eskiye göre daha bir kuvvetli. Ama daha 16'ncı dakikada 10 kişi kalınca, hele böyle ağır bir zeminde rakip de Beşiktaş olunca, haliyle Fenerbahçe'nin işi zorlaştı.

Ali Aydın, kırmızı karttan sonra zaman zaman oyundan koptu. Mesela Rüştü'ye gözünün önünde faul yaptılar, O korneri verdi. Yasin'in sakatlığı mı nüksetti, yoksa 10 kişi kalan Fener'e karşı hücum gücünü artırmak için mi değiştirdi Lucescu? Yalnız Fenerbahçe takımı, Lorant dönemine göre sahada daha diri. Daha fazla mücadele ediyor. Daha istekli.

Lucescu işini biliyor

Lucescu bu işi iyi biliyor. Elindeki malzemeyi güzel ve yerinde kullanıyor. Oğuz için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Fener'in forvette uzun boylu adamları yok. Bir tek şansları kalıyor, topa vurmak. Özellikle bu ıslak ve ağır zeminde. Elinde kim var Ceyhun? O'nu oyundan alıyorsun. Ortega fizik olarak da kafa olarak da hazır değil. O'nu da oyuna alıyorsun. Kalıyorsun sekiz kişi. Yani her geçen dakika Beşiktaş'ın kuzu kuzu kucağında oturuyorsun, masum bir şekilde! Şuna inanın Beşiktaş ikinci golü bulsa skor beş olurdu.

Fener takımında ikinci iyi oynayan adam Rüştü'ydü. Bir yerde farkı önledi. Dönün siyah beyazlılara, bakın dün oynayan futbolculara, ‘‘Hangisi iyi oynadı?’’ diye sormayın, ‘‘Kim kötüydü’’ sorusunu yöneltin. Cevap, ‘‘Yok’’ olacaktır. O zaman Fenerbahçe bu 1-0'a şükretmeli.

Bir sözüm de dördüncü hakeme... Dördüncü hakem ne iş yapar? Oğuz'un teknik direktör lisansı yok ki, takım elbiseyle sahaya çıkıyor. Siz, vereceğiniz kararları bir devre geç mi veriyorsunuz?