Nouma'nın eli

Türkiye'de küstah, terbiyesiz, ahlaksız, külhanbeyi olursan, işini 10 numara götürürsün. Nouma'nın parmağını, Denizlili seyircilere mecazi anlamda yedirmeye kalkması federasyon tarafından görmezlikten gelindi.

SİZE birşey söyleyeyim mi; Türkiye'de fazla terbiyeli, beyefendi olmayacaksın. Küstah, terbiyesiz, ahlaksız, külhanbeyi olursan, işini 10 numara götürürsün. Ve mutlak başarılı olursun. Bir Denizli-Beşiktaş maçı oynandı. Erol Ersoy'un iki defa gol kararı ve yardımcı hakemin dirayetiyle gelen iptalinden sonra Türkiye'nin her şehirinde katliam olurdu. Hem de telörgüsüz bir statta herşey efendice bitti. Kimin sayesinde. Denizlispor kulübü ve taraftarlarının sayesinde. Sahaya çakmak atıldı diye rapor tutan gözlemci raporu yüzünden, ev sahibi takıma ceza geldi. O kabülüm. Çünkü bir tane bile olsa sahaya çakmak atmayacaksın.

Afiyet olsun

Beşiktaş- Kiev maçında Nouma'nın attığı üçüncü golden sonra TRT kameraları Fransız oyuncunun, Lucescu'nun elini öpmesini görüntüleyemedi. Aynı Nouma'nın Denizli'de, oyundan çıkarıldığında Lucescu'nun elini öpmesinde yardımcı olan sağ elinin etli ve uzun olan parmağını, yanmış zeytinyağlı lahana dolması gibi Denizlili seyircilere mecazi anlamda yedirmeye kalkması ve her nasılsa ekranlara yansıması, Futbol Federasyonu tarafından görmezlikten gelindi. Nouma'nın koyu renkli oyuncu olması ve maçın gece olması tahmin ediyorum, Futbol Federasyonu Başkanı ve üyeleri tarafından karanlık gerekçesiyle görülmedi. Denizlili seyirciler de bu orta parmağı afiyetle yediler. Futbol Federasyonu da koku yapmasın diye sanıyorum limon sıkarak yemiştir.

Aman turşu almayın

SONUNDA Canaydın baklayı ağzından çıkardı. İstediği de oydu. Teknik konuyu bir kişiye yüklemek istiyordu. Terim'in getirdiği 4 oyuncu gitti. Pardon gitmedi, hepsi de kaçtı. Sezon başında Fatih Terim, Felipe için ‘‘Ali Sami Yen Stadı'nı yönetim yıkmayacak, oynadığı futbol ile Felipe yıkacak’’ demişti. Aynı Felipe, çekti gitti. Yani G.Saray'da transferler fiyasko. Fener'de de fiyasko. Peki Beşiktaş'daki transferleri kim yaptı. Nouma'yı seyirci, diğerlerini de Lucescu yaptı. Ne iş yaparsanız yapın çalışmazsanız ekmek yok. En tehlikeli tarafı ‘‘Ben bu işin en üstüne geldim, bu işi yırttım’’ demektir. Ehliyeti alana kadar çok dikkatli hareket edersin, hatta bir müddet de sabır edersin. Ne zaman ki ‘‘Ben bu arabayı iyi kullanırım’’ dersen, o gün ağaca çıkarsın. İlla yabancı alacağım diye de turşuları almanın anlamı yok.


Bir Çözen ve oynatan lazım


ANTALYA deyince yine aklıma geldi. TSYD seminer verdi. Kimlerin konuştuğunu da bilmiyorum. Ama bu semineri yıllardır yapıyorlar. Gazetelerde ve TV'lerde bunların üyeleri devamlı ahkam keser, ‘‘Bu yine verilmedi? Şu niye çekilmedi?’’ diye. Bu naklen yayınların piri Türkiye'de Musa Çözen. Stüdyoda ise bizim Uğur var. Hiç bir gün bunları seminere çağırıp da, bu çekimler nasıl yapılıyor, bizim isteğimiz şu veya bu konuda bize bilgi verin demediler. Çünkü akıllarına gelmez. Onlar nasıl söylenmek isterse, onları duyurmak isterler. Bilmedikleri bir konu çıkınca bozulurlar. Yanlış veya yersiz tenkit ettiklerini anlayınca, işlerine gelmez.


Ekersen biçersin


ANTALYA dünya şehri oldu. 350'den fazla takım ocak ve şubat aylarında kampa geliyor. Güney Kore'den, Baltık'tan, Çek Cumhuriyeti'nden. Yani tabiri caizse, dünyanın dört bir köşesinden. Kraliyet takımı olan Hyundai bile burada çalışacak.

Bunlar hep ikili münasebet ile oluyor. Sparta Prag, Denizlispor ile oynadıktan sonra devre arası için burayı seçti. Ekmeden biçemiyorsun. Bugün Türkiye'ye yılda 10 milyon turist geliyorsa, bunun 4 milyonu Antalya'ya geliyor. Antalya ve civarında son 3 yılda 60'a yakın saha yapıldı. Bunun 4 tanesi Belek'te. Eskiden takımlar Kıbrıs Rum Kesimi'ne gidiyordu. Şimdi biz de bu paya ortak olduk. Belek'e Rusya'dan amatör takımlar bile geliyor. Kemer ve civarı saha fakiri olduğu için burada takım az.

Benim için iyi oluyor. Kiriş teki Limra Oteli'nde jakuziye girip, hiç bir oda görmeden denize bakarak dinlenebiliyorsunuz. Tabii bu bencillik oluyor. Aslında bu tarafta da sahalar olsa, buraya da takımlar gelse. Çünkü her takımın gelip gidişinde bıraktığı para 25-30 bin dolar. Çünkü şu anda biz yatak olarak Avrupa'nın en genç otellerine sahibiz. Bazıları diyebilir ki, Bayern, Real, Barcelona neden gelmiyor? Bize onlar lazım değil. Çünkü onlar gittiği yerde para vermiyor, para alıyorlar.


FIFA çizgiyi çeker


HAKEMLER yine karıştı. Zaten karışmasalar duramazlar. Bir tuhaflık var demektir o camiada. Bülent Yavuz kamuoyunu yanlış yönlendiriyor, ‘‘Listenin isim belirlemesini FIFA yaptı’’ diyor. TFF, hakem listesini 1-10 arasında sıralar. FIFA ise bunlardan 6, 7 veya 8 tanesini mi alacak, çizgiyi oradan çeker. Altakiler gider. Sıralamaya dokunmaz. Yani ulusal federasyonun işine karışmaz.

Federasyon kimleri dışarda bırakacaksa onun ismini sonlara yazar. Aynen bu yıl yaptığı gibi. Şimdi vıdı vıdılar başladı. Ocak'taki hakem seminerine gideceğim. Benim için keyifli olacak. Geçen yıl salona girerken beni tepki gösterip alkışlayan eller, acaba bu sene emri aldıkları yerin talimatına uyup kimleri alkışlayacak, merak ediyorum doğrusu.


Helal olsun Kumbul’a


ANTALYASPOR, Birinci Lig'de oynarken bu şehirde bir maça gittiğimde yanıma biri yaklaşmıştı, ‘‘Hocam Subaşı için methiyeler yazıyorsun’’ demişti. Subaşı'nı da hiç tanımam. Ama Antalyaspor'un başarılarını görünce haliyle yazıyordum. Bizim başkanımız var, adı Bekir Kumbul, 3 tane Subaşı yapar. Bazı şeyleri bilmeden yazıyorsunuz hocam demişti. Adam haklı çıktı. Hakikaten bazı şeyleri bilmiyormuşum. Özellikle de Kumbul'u tanımıyormuşum. Adam bize kendini tanıttı. Şu anda Antalyaspor İkinci Lig'den düşmemek için can çekişiyor. Helal olsun Bekir Kumbul'a!
Yazarın Tüm Yazıları