Kredi kartına evet Paracard’a hayır

AVRUPALILAR kredi kartındaki "yenilikçiliğimize" şaşırıyorlar.Visa Europe’un CEO’su Peter Ayliffe "yenilikçilik" konusunda Türkiye’nin İngiltere’den sonra ikinci sırada olduğunu söylüyor.

Yine bizlere özgü bir ikilem söz konusu.

Bir yanda bol miktarda kredi kartı mağdurumuz var.

Diğer yanda kredi kartlarında en sofistike, en öncü ülkelerden biriyiz.

Peter Ayliffe ile Visa Europe’un Berlin’deki yıllık toplantısı sırasında sohbet imkanı buldum.

Ayliffe, "temassız kart"a Türkiye’nin diğer ülkelere oranla çok daha çabuk alıştığını söylüyor.

120 bin dolaylarında "temassız kartın" yıl sonuna kadar 400 bine ulaşması bekleniyor.

"Çip&Pin"
diye bilinen şifreli karta da geçişimiz İtalyanlar ve İspanyollara oranla çok daha hızlı olmuş.

Visa Bölge Müdürü Berma Ülman hatırlatıyor.

"Kredi kartına taksit" de yine yenilikçiğimizi gösteren parlak bir buluşumuzdu.

KREDİ KARTLARININ FIRST LADY’Sİ

Berna Ülman
, Romanya, Yunanistan, İsrail gibi ülkelerin bizden çok sonra böyle bir sistemi devreye soktuklarını söylüyor.

Fransa şimdi bunu deneme aşamasında.

Ülman’a göre "kredi kartına taksit" sistemi 2001 krizinde hem tüketiciyi, hem perakendeciyi daha güçlü kılmış.

Küresel ekonomik krizde bir can simidi olabilir.

Bu arada kart alışkanlığımızla ilgili ilginç bir nokta.

Kredi kartlarına düşkünlüğümüz o kadar fazla ki, Avrupalıların tercih ettikleri "Paracard" uygulaması bizde pek yürümüyor.

Ya kredi kartı kullanıyoruz, ya da bankamatiklerden nakit çekiyoruz.

Oysa Ülman şöyle bir noktaya dikkat çekiyor:

Türkiye’deki ATM (bankamatik) sayısı 20 bin iken 1.6 milyon pos makinesi var.

Pos makinelerinde "Paracard"ları kullanarak alışveriş yapmak da mümkün.

"Debit Kart" diye de bilinen kartla alışveriş yaptığınızda direkt banka hesabından paranız çekiliyor.

Basit ama biz Avrupalı’nın tercih ettiği bu uygulamayı sevmiyoruz.

Berlin’deki Visa Europe toplantısında Türk bankaların nasıl öne çıktıklarını katılımcılar arasında yapılan elektronik oylama da ortaya koyuyor.

Yapı Kredi Bankası kredi kartlarında "en iyinin en iyisi" seçiliyor.

Genel Müdür Yardımcısı Nazan Somer ise "Kredi Kartlarının First Lady’si" olarak takdim ediliyor.

Avrupalı beyin avcıları bankacılarımızın peşinde

BANKACILIK sektöründe ve özellikle kredi kartlarındaki yenilikçiliğimiz Avrupa bankalarının dikkatini çekmiş.

Beyin avcıları bankacılarımızın peşinde.

Berlin’deki Visa Europe toplantısına katılan Burak Bilge, Garanti Bankası’dan Avusturya’nın ikinci büyük bankası Erste Group Bankası’na transfer olmuş.

Bankanın kredi kartları bölümünde yönetici.

"Kredi kartlarında Avrupalılara göre çok öndeyiz" diyor.

Bilge’nin söylediğine göre, Erste Group önümüzdeki günlerde Türkiye’ye geliyor.

Banka, İstanbul’da oldukça önemli bir aracı kurumunu satın almak üzereymiş.

Anlaşma önümüzdeki günlerde açıklanacak.

Duvar yıkılır yıkılmaz Doğu’dakiler dönerciye koşmuş

VISA Europe toplantısının yapıldığı Berlin, duvarın yıkılmasının 20. yıldönümünü kutluyor.

Bu vesileyle 11 Nisan’da başlayan etkinlikler duvarın yıkıldığı 9 Kasım’a kadar devam edecek.

Şehri ziyaret etmeyi planlayanlar bu fırsatı asla kaçırmamalı derim.

Etkinliklerin ayrıntılı takvimini veren Wall Street Journal, duvarın yıkıldığı günü yaşayanlarla konuşmuş.

Tarihi günü anlatanlar arasında Berlin’e 1970’li yıllarda gelen Saim Aygün adında bir lokantacı var.

Aygün, sahibi olduğu Hasır Lokantasına, 9 Kasım gecesi aniden yüzlerce Doğu Berlinli’nin akınına uğradıklarını söylüyor.

"Döneri duymuşlardı. Hayatlarının ilk dönerini tatmak istiyorlardı. Pidedeki döneri gördüklerinde şaşırmışlardı" diye anlatıyor.

Gazeteye göre döner, Berlin’de "ayaküstü yemek" denince ilk akla gelen şey.

Aynı gün, dönerin Avrupa’daki önlenemez yükselişi International Herald Tribune’e de konu olmuştu.

Yazıya göre, İtalya’nın kuzeyinde yeni yürürlüğe girecek bir yasa doğrudan döneri hedefliyor.

Yasa, bar ve lokanta lisansı olmayan büfelerin kendi ürettiklerinin dışında yiyecek maddesi satmalarını yasaklıyor.

Kimilerine göre, pizzanın döner karşısında mevzi kaybetmesine karşı hazırlanmış bir yasa bu.

Dönerin böyle yaygınlaşması, hak ettiği şöhrete kavuşması sevindirici.

Ama madalyonun öbür yüzünde şu var:

Yurtdışında Türk mutfağı denince ilk akla gelen şey olması mutfağımıza büyük haksızlık.
Yazarın Tüm Yazıları