Ya Ortega, ya Lorant

Bazı insanlar vardır, hazmedemezler. Kompensan alırlar, maden suyu içerler, bazıları çay içer. Eğer sen bazı yerlere kademe kademe gelmemişsen, bazı şeyleri görmemişsen, ismi senden büyük olan bir futbolcu takımına gelirse, ondan memnun olacağına rahatsız olursun. Bu o insanın güçsüz olduğunu gösterir.

Ortega, daha alındığı günden beri Lorant tarafından şaşı bakıldı. Hatırlarsınız, Rotterdam'da oynanan ilk Feyenoord maçından itibaren. Washington, insan olarak hakikaten düzgün bir tip. Yüzünden de bu okunuyor. Futbolcu olarak F.Bahçe'nin aradığı bir santrfor değil. Önce sağlık. O her şeyden daha önemli. Ama dün geceki Ortega olayından sonra, Fener yönetimi dikkatli düşünürse, üç günde hem de fazla zorlanmadan tereyağdan kıl çeker gibi çok şeyden kurtulmuş olacak. Ama tabii yapabilirler mi?

Ortegasız olmaz

Bir futbolcuyu oynatıp oynatmamak antrenörün bileceği iş. Bu tamam. Ama neye göre? Kıstaslar vardır, örnekler vardır. Özellikle bu hukukta çok geçerlidir. Eğer Revivo 4-5 aylık çalışma, tatile gitme, yatma sürecinde dünkü maçta sahaya çıkıp, 10 numaralı formayı giyiyorsa ve Ortega oynamıyorsa, burada bir tavır konur. Artık çok net olan bir şey var. Bu F.Bahçe'de ya Ortega kalır ya Lorant. İkisi de kalırsa, hiçbir şey düzgün gitmez.

Ben İstanbul'da yaşayan bir spor sever olsam, bütün takımların maçlarını izlesem. Eğer Ortega oynamıyorsa, F.Bahçe maçına gitmem. Bazıları dediler ki, Ortega yokken F.Bahçe çok gol atıyor, çok çabuk oynuyor. Arkadaşlar, dün gece İstanbulspor'dan başka normal bir takım olsa Fener 3'lükten aşağı olmazdı. Ve bu İstanbulspor çok net söylüyorum, takım olma özelliğini yitirmiş. Hırslarını kaybetmişler. Türkiye ligine alışmışlar. Büyük ihtimalle bu sene olmazsa bile seneye küme düşerler.

F.Bahçe seyircisi ikiye bölünmüş. Biri parasını verip, adam gibi maç seyretmek isteyenler -ki bunlar çoğunlukta- diğerleri menfaat karşılığı bağırıp çağıranlar. Ama şu bir gerçek ki, polisin eksik de olsa yaptığı operasyon ses getirmiş, fayda sağlamış. Aynen devam etmeleri gerekir. Yalnız tabii Emniyete burada büyük görev düşüyor. Bu içeri girmeyecek olan, fotoğrafları belirlenmiş olan kimseler maçlara hala giriyorlar mı, girmiyorlar mı? Bence çoğunluğu hala statların içindeler.

Hepsi kötü

Ceyhun, faydalı bir oyuncu. Çok meziyeti var. Ama takımın içinde bireysel bankacılık gibi. Lorant'ın solbekte bile oynattığı Yusuf hayrettir orta sahanın ilerisinde oynuyor ve gol atıyor. Alman, futbolcuları yavaş yavaş öğrenmeye başlıyor herhalde. Ama ömrü vefa eder mi bilemem?

Kaleci Oğuz, henüz F.Bahçe takımının kalesini korumaya hazır değil. İstanbulsporlu Fazlı, fizik olarak da zayıflamış, futbol olarak da. İnşallah karakter olarak zayıflamamıştır.

Muhittin Boşat, bildiğiniz gibi. Ceza alanına yakın serbest vuruş veriyor. Atış noktasına topu koyuyor, arkasını dönüp başlıyor yürümeye. Futbolcular topun yerini değiştiriyor, ortalık karışıyor. O da yürüyor. FIFA listesinde. Allahı var, Boşat, dün gece çok kötü değildi. F.Bahçe, ondan kötüydü. İstanbulspor ise ikisinden de kötüydü.