Makine gibi

BEŞİKTAŞ, dün gece berabere kalabilirdi, belki tur da atlamayabilir. Futbol bu...

Ama Beşiktaş takımı bu sene takım oldu. Kenardan iyi idare ediliyor, maçlara iyi hazırlanıyor. Ne teknik direktörün, ne futbolcuların saha içinde küstahlıkları yok. Herşey futbol çerçevesinde ve gittikçe daha iyi oluyor.

Lucescu, sezon başından beri çok seri olarak makinayı iyi kurdu. Takımla fazla oynamıyor. Dişliler birbiriyle uyumlu. En önemlisi ise futbolcular, O'nu seviyorlar. O da köle muamelesi yapmıyor ve onların da kölesi olmuyor.

Beşiktaş takımı özellikle 1-0 geriye düştükten sonra psikolojik olarak çökmedi. 1-1 olduktan sonra bile rakip alanda yaptığı presle top kapıp tekrar hücuma kalkamadı. Hep beraber geldiler, topu alınca tekrar gittiler. Haliyle büyük bir enerji kayıpları oldu. Zorlanmalarına rağmen bunu bile iyi yaptılar. Uzun bir sakatlıktan geçen Tümer, Sergen'in yokluğunda, varlığını hissettirdi.

Adam olacaksın!

İlhan Mansız, ‘‘Ben Beşiktaşlıyım. Ben atlarım, zıplarım, parçalarım’’ diyordu... İyi futbolcu da olabilir ama sporda önce düzgün adam alacaksın. En kestirmesi adam olacaksın. Sen Dinamo Kiev karşısında oynamayacaksın da hangi maçlarda oynayacaksın? İşte Pascal... Çok hatalar yaptı, ama dikkat edin, hatalarında bile sempatiklik vardı. Batmadı... Geldi, santim santim formayı aldı. Ahmet Dursun ve İlhan'ın olmadığı yerde çıktı belki de seyircisine olan bütün borcunu ödedi. Çünkü dünyada ilk defa seyirci zorlamasıyla transfer edilen bir futbolcudur belki de.

Ahmet Dursun demişken aklıma geldi. Bu Ahmet Dursun'un sakatlığını anlayamadım. Sakatlık, Ahmet Dursun'un ekleminde, adalesinde yoksa kafasında mı, yoksa Beşiktaş Sağlık Kurulu'nda mı?

Yüzde 100 futbolcu

Pancu
'yu söylemeye gerek yok. Adam yüzde 100 profesyonel ve yüzde 100 futbolcu. Aynı cümleleri Ahmet Yıldırım için de söyleyebilirim. Dün gece Beşiktaş'a geldiklerinden beri en iyi futbollarını oynayan iki kişi vardı; önce Ronaldo, sonra da tek kelimeyle mükemmel bir Zago.

Yasin kötü mücadele etmedi. Çünkü Dinamo Kiev kötü bir takım değil ve orta alanda Yasin'in üzerine fazla yük bindi. Lucescu, kenardan fazla bağırıp, çağrıp, zıplayan bir antrenör değil. Devamlı oyunu okuyor. Tam yerinde İbrahim'le değişikliği yaptı. Yedek kalmanın verdiği hırsla oyuna giren İbrahim de sahanın en iyilerinden biri oldu. Seyirci, Tamer'e ısınamadı, hatta çıkmasını bile istedi. Ama O, Lucescu'nun istediklerini yapıyordu, onun için de kaldı.

Bakın, Beşiktaş buram buram kalite kokan Nouma'nın golüyle 3-1'i yakaladı, ama henüz turu yakalayamadı. Bu Kiev takımı iyi takım. Çok çabuk ve süratli bir şekilde rakibin üstüne gidiyorlar. Fakat Kiev'de Lucescu, onlara istedikleri geniş alanı bırakacak mı? Tabii ki hayır. Ama benim hala Cordoba'ya güvenim yok. Bu kaleci bir gün Beşiktaş'ın başını çok kötü bir şekilde yakacak.

Maçın hakeminde sarışın inadı vardı. Bu kadar seyirci baskısına karşılık az da olsa takdir haklarını Kiev'den yana kullandı. Psikolojik olsa gerek...
Yazarın Tüm Yazıları