Kıyamet alâmetleri (1)

Kıyametin yaklaşık vaktini tahminde Kur'an'ın bize verdiği ipuçları nelerdir?

Haberin Devamı

Burada yapabileceğimiz, insanın toparlanma vaktinin geldiğini gösteren bazı Kur'ansal işaretlere dikkat çekmek olacaktır. Şu temel göstergelerden söz edeceğiz:

1. Peygamberliğin Sona Erişi:

Peygamberlik Hz. Muhammed'le sona erdirilmiştir. Hz. Muhammed'in sıfatlarından biri de 'Âhir Zaman Peygamberi'dir.

Ne demek âhir zaman?

Âhir zaman, insana verdiği kredilerin sona erdirildiği zaman dilimidir. Peygamberler eliyle insana ulaştırılan mesajların sona erdirilmesinin anlamı da budur.

Kredi dönemi bitirilmişse bunun zorunlu sonucu, hesap döneminin başlamasıdır.

2. Hesap Döneminin Yaklaştığının Bildirilmiş Olması:

Kur'an, insanlığın kredi alma döneminin bitip hesap döneminin başladığını açık ve net biçimde ifade etmektedir.

Ayet şöyledir:

"Yaklaştı insanlara hesapları! Ve onlar hâlâ gaflet içinde yüz çevirip durmadalar. Rablerinden kendilerine ulaşan, söze bürünmüş her yeni öğüt ve hatırlatmayı ancak eğlenerek dinliyorlar. Kalpleri hep oyun ve oyalanmada." (Enbiya, 1-3)

Haberin Devamı

Yoruma, zorlamaya lüzum kalmadan anlıyoruz ki, Kur'an'ın vahyedilişi ile birlikte insanlığın kredi alma dönemi bitmiş, kredilerin hesabını verme dönemi başlamıştır.

Bu dönemde iki ihtimal akla gelecektir: Birincisi, insanlığın gereken dersi çıkarmış olarak, aldığı kredilere uygun bir yapılanmayı gerçekleştirmesi. Yani doğayı tahrip ve canlıları taciz sürecini durdurması. İkinci ihtimal ise insanın, sorumluluğunu savsaklayan bir tavırla aymazlık, aldırmazlık sergilemeye devam etmesi.

3. Ayın Yarılması:

Ayın yarılması, kıyametin yaklaştığına kanıt olan ayet-alâmetlerden biri olarak gösterilmiştir:

"Saat yaklaştı, Ay yarıldı. Bir ayet-alâmet görseler yüz çeviriyorlar ve şöyle diyorlar: 'Sürüp giden bir büyüdür bu!.' Yalanladılar; kendi heves ve kuruntularına uydular. Oysaki her iş ve oluş karara, ölçüye ve düzene bağlanmıştır. Yemin olsun ki, onlara, haberlerden, içinde ihtar, sakındırma ve tehdit bulunanı gelmiştir. Doruk noktaya çıkmış, isabeti tartışılmaz bir hikmettir o. Ama uyarılar yarar sağlamıyor." (Kamer, 1-5)

Haberin Devamı

Anlaşılan o ki, Ay'ın yarılması bir uyarıcı ayet-alâmettir. Ama insan bundan gerekli dersi çıkarmamış, kendisine çeki düzen vermeye yanaşmamış, ayet-alâmetle alay etmiştir.

İlginç olan şu ki, burada söz konusu edilen ayet-alâmet (Ay'ın yarılması), 'doruk noktaya çıkmış hikmet' olarak tanıtılmıştır. Yani Ay'ın yarılması, bir doğal olay değil, bir hikmet omurgalı olaydır. Bir kıyamet alâmetidir ama özünde hikmet bulunan bir ayettir.

Geleneksel rivayetler Ay'ın yarılmasını, bu ayetin indiği günlerde vuku bulmuş bir ikiye ayrılma, sonra birleşip eski haline gelme şeklinde göstermekte ve olayı bu haliyle bir mucize olarak algılamaktadır.

Böyle bir şey, Kur'an'ın 'sünnetullah' dediği ve değişmezliğinden söz ettiği tabiat kanunlarına aykırıdır. Bu olsa olsa, o günkü insanlara gösterilmiş bir ışık parçalanmasıdır. Bu mümkündür ve buna kimsenin itirazı yoktur.

Haberin Devamı

Ayın fizik varlığının parçalanıp sonra tekrar birleşmesi rivayetine gelince: Sünnetullah içinde böyle bir doğal olayın varlığını kabul mümkün değildir.

Sözü, tefsir içi bir tartışmaya sokmadan söyleyelim:

Biz bu ayetin insanlığın Ay'a inişini ifadeye koyduğunu düşünüyoruz. Ayetin tanrısal hikmetine, tarihsel ve bilimsel gerçeklere uygun olan budur.

Ay'ın yarılması (şakk-ı kamer), insanlığın Ay'a inişinin ve oradan bazı kaya parçalarını alarak dünyaya dönüşünün sembolik bir anlatımıdır. Yani bu mucize, insanlığın Ay'a indiği 1969 yılında gerçekleşmiş ve kıyametin iyice yaklaştığını gösteren bir belge olarak önümüze konmuştur.


4. Semanın Dumanla (Arapçası dühan) Kaplanması:

Haberin Devamı

Kıyametin yaklaştığını gösteren ayet-alâmetlerden biri de gökyüzünün, nefes almayı güçleştirici bir dumanla kaplanmasıdır. Bunu anlatan ayetler, Dühan suresi 9-16. ayetlerdir:

"İş onların sandığı gibi değil! Bir kuşku içinde oynayıp oyalanmaktalar. Artık sen, göğün açıkça izlenen bir duman getireceği günü gözle... İnsanları kuşatıp sarar. İnletici bir azaptır bu. 'Ey Rabbimiz! Kaldır bizden bu azabı, biz gerçekten müminleriz.' Nerede onlarda öğüt almak!"
Ayette sözü edilen dühan, teknolojinin semaya musallat ettiği zehirli dumandır. Tüm insanlık bu dumandan şikâyetçidir. Ozon da bu dumanın yoğunlaşması yüzünden delinmiştir.

Kur'an bir yerde semadan söz ederken şu ibret verici ifadeyi kullanıyor.

Haberin Devamı

"Sizin rızkınız da göktedir, tehdit edildiğiniz şey de..." (Zâriyat, 22)

Göklerdeki tehdidin biri işte bu zehirli duman, diğeri de ileride kullanılabilecek uzay silahlarının yaratacağı felakettir.

5. Kutup Bölgelerindeki Buz Kütlelerinin Erimesi:

Kur'an; hesap, azap ve kıyametten söz ettiği ayetlerin en dikkat çekicilerinden ikisinde 'yerkürenin uçlarından sürekli azaltmalar' yapıldığını söylemektedir.

Buz kütlelerinin erimesinin, insanın hesap verme döneminin geldiğini bildiren ayette gündeme getirilmesi ayrı bir mucize uyarıdır:

Önce bu ayetleri, içlerinde yer aldıkları kümelerle birlikte görelim:

"Görmüyorlar mı ki, biz o yerküreye geliyor, onu uçlarından eksiltiyoruz" (Ra'd, 41-42)

"Hâlâ görmüyorlar mı ki, biz yerküreye geliyor, onu uçlarından eksiltiyoruz. Galip gelenler onlar mı olacak! De ki, 'Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum. Ama sağırlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler ki! Rabbinin azabından onlara bir nefha dokunsa yemin olsun şöyle diyecekler: 'Vay bizlere! Biz, zalimlermişiz!"(Enbiya, 44-47)

İki uçtan eksiltme, bir kıyamet ve hesap alâmeti olarak görülmesi gerekirken insan bundan da ders almamaktadır.

Geleneksel müfessir ve mealciler, belki de mazur görülebilecek sebeplerle, bu ayetlerdeki iki uçtan eksiltmeyi, yerkürenin 'tam yuvarlak değil de uçlarından biraz basık' olduğu gerçeğine delil sayıp işin içinden çıkmışlardır.

Yerkürenin iki ucunun bir miktar basık oluşunda iki anlam vardır:

Birincisi, yerküre, deve kuşu yumurtası biçiminde yapılıp yuvarlatıldığında (bk. Nâziat suresi, 30) kutuplardaki uçları biraz basıktır,

İkincisi, yerküre, belirli bir zaman sonra, bu basık iki ucundan aşındırılıp eksiltilecektir. Ve bu ikinci aşama kıyametin alâmetlerinden biri olacaktır.

Ve olmaktadır.

Yerküredeki genel ısınma, kutuplardaki buzul erimelerini hızlandıracak ve o noktalarda bir 'eksilme' gerçekleşecektir. Bu eksilme, Kur'an'a göre, kıyametin yakınlaştığını gösteren ve insanı iyiden iyiye tehdit eden alâmetlerden biridir.

Tefsiri, ahmini bir kenara koyalım; bu süreç fiilen başlamıştır.

7. Dabbetül Arz'ın Çıkışı:

Kıyamet alâmetlerinin en önemlisi Dabbetül Arz diye anılan ‘uyarıcı varlık’ın çıkışıdır.
Onu yarınki yazımızda göreceğiz.

Yazarın Tüm Yazıları