Bilinçsiz seyirci

OHH be... Yıllardır maç yorumlarımızın dibinde bir paragraf hep hakemler vardı.

Özellikle İstanbul'daki maçlarda korkak, kişiliksiz, eyyam düdüğü çalan hakemlerden bıktık. Göstere göstere milleti aptal yerine koyup, yıllarca FIFA kokartı bile taktılar. Ohh be... Nihayet bir hakem gördüm.

Hiç taviz vermeden, fazla sahneye çıkmadan, çok koşarak, özellikle ikili mücadelelere izin vererek, avantaj uygulayarak, oyuna birşeyler katmak isteyen, ne görüyorsa onu çalan birine rastladım. Bülent Demirlek'in bir kaç maçını daha izlemiştim, dün gece kararımı kesin olarak verdim. Bu çocuğun üzerinde durmak lazım. Yaşı 26 imiş. Önünde uzun yıllar var. Bu son çıkan genç grubun içindeki en iyi isim. Çünkü FIFA'ya aday bazılarının, daha yolun başındayken ne cinlikler yaptıklarına hep şahit oluyoruz. Demirlek inşallah beni yanıltmaz ve bir özür yazısı yazdırmaz.

Gaza basmadılar

Gelelim maça... Siyah beyazlılar, ‘‘İşi rahat götürürüz’’ havasındaydılar. Gaza fazla basmadılar, tempoyu artırmadılar. Karşılarında bir de oyunu iyi kapatan ve akıllı oynayan bir Elazığ olunca zorlanmaya başladılar. Fakat bu zor anlarda hiç paniklemediler. Doldur boşalta girmediler. Beşiktaş seyircisi diyor ki, ‘‘Ben takımımı çok seviyorum.’’ Bazen fazla sevgi insana hata yaptırır. Dün yaptıkları gibi... Sen, tempoyu yükselteceksin. Meşaleler yakılıyor, hakem haklı olarak görüş mesafesi açılsın diye bekliyor. Oyun buz gibi oluyor.

Bu kimin aleyhine, tabii ki Beşiktaş'ın... 1-0 öne geçiyorsun, yine meşaleleri yakıyorsun. Görüş mesafesi yine düşüyor. Elazığ hücumda, Cordoba çıldırıyor, ‘‘Sağa bakın, sola bakın’’ diye.. Beşiktaş defansı şaşkın. Bir yan orta, bir şut ve gol. Sebebi Beşiktaş seyircisinin bilinçsizliği. 36'ncı dakikada Elazığ'ın net gol pozisyonunu, yardımcı hakem Erhan Sönmez rezalet bir yanlış bayrakla katletti.

Ölmüş, ağlayanı yok

Beşiktaş, orta alanın arkasında Tayfur ile Yasin'i oynatıyor. Yani ağır defansın önünde. Ama Sergen de hücuma dönük oynadığı için, biraz ileri gidince orta alanda büyük bir boşluk ortaya çıkıyor. Burayı tek başına Pancu'ya vermişler. Adam arkasına motor taksa tek başına bu alanı kapatamaz.

Lucescu nedendir bilinmez, ikinci yarı onu oyundan alıyor. Acaba ‘‘Hemşehrisini oynatıyor’’ derler diye mi çekiniyor? Oysa sahada alınacak bir tek öncelikli oyuncu var, o da İlhan. Hani bir laf vardır ya, ‘‘Ölmüş, ağlayanı yok.’’ İlhan'ın şu anki durumu bu. Ve dikkatimi birşey daha çekiyor, bu oyuncu atılmak için ne gerekirse yapıyor. Herhalde bir bildiği var. Solda İbrahim'in yerine Serdar oynadı. Bu oyuncu, İbrahim'e göre topu daha iyi kullanıyor, bu tamam. Ama İbrahim kadar gidip gelemiyor. Böyle olunca da rakibi oradan hataya zorlayamıyorlar.

Sergen'in kornerden gol atma ısrarını da anlayamadım. Neyse oyuna Tümer girdi de Beşiktaşlılar, onun korneriyle maçı kurtardılar. Yoksa Sergen kornerlere devam etseydi, sonuç fiyasko olabilirdi. Düşünüyorum, belki de Sergen, ‘‘Bu maçta kornerden gol atacağım’’ diye birileriyle iddiaya girmiş olabilir.
Yazarın Tüm Yazıları