Topuk selami ve culcu

F.BAHÇE - G.Saray maçları hakem için zorluk derecesi en yüksek maçlardır.

Bu maça gelecek hakemin, yalnız formda olması yeterli bir sebep değildir. Tecrübeli olacak, cesaretli olacak, psikolojiden iyi anlayacak. Hani, ‘‘Demir yumruk’’ gibi olacak, ama ‘‘Kadife eldiven’’ takacak.

Peki, böyle bir isim bizde var mı? Bence yok. Bunların en deneyimlisi ve tecrübelisi Metin Tokat. Geçen sene Ali Sami Yen'de yaptıklarını gördük. Diyebilirler ki, bu sene aynı maçı idare etse, bu sefer değişik şeyler yapabilir. Çünkü yönetmelikler değişti. Bu konuda aynı fikirde değilim. Sahaya atılan madde yönetmeliği hiç bir gün değişmedi. İki anonsu yaparsın, sonra gidersin. İlla, ‘‘Senin ve yardımcılarının kafasına birşey gelecek ve armut gibi yere yapıştıktan sonra maçı yarıda bırakacaksın’’ diye yönetmelikte bir madde yok.

Hazırol!

Geçen yıl Avrupa'da sahaya 3 cep telefonu atıldı diye maçın yarıda kesildiğini gördüm. Bunları niye yazdım? Bu maçın hakemi MHK'ye göre, hem de, 2 hafta evvelinden Metin Tokat olarak belirlenmişti. 3'te 1 ihtimal de Mustafa Çulcu idi. Bizim Şansal, (Büyüka) iki hafta önce Metin Tokat'ın adını Maraton'da söyledi. Şansal bu işi garantiye almadan, TV'de bu tarz bir cümle kullanmaz. Ama Şansal'ın bilemediği bir olay var, Türkiye'de hakemlik müessesesi tuhaftır. Civciv mi çıkar, kuş mu çıkar, hiç belli olmaz. Çünkü MHK, Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy'a direkt bağlıdır. Ulusoy istediği hakemi tayin ettirir, istediğini de iptal eder. MHK Başkanı Bülent Yavuz da, bu isteklerin üzerine, ‘‘Başka emriniz var mı, sayın başkanım’’ deyip, telefonda bile olsa topuk selamını verip, hazırola geçer. Ben bu topuk sesinin telefondan Haluk Ulusoy'un kulağına gittiğini tahmin ediyorum.

Geçen sene ne demiştim... ‘‘Bundan sonra, özellikle Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda oynanacak ilk Fenerbahçe- Galatasaray maçına, Metin Tokat'ı tayin edin’’ demiştim. Sebebini de, ‘‘Orada neler olduysa, Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda da aynı şeyler olsun, adalet bozulmasın’’ diye açıklamaştım. Madem yönetmelikler ve kurallar uygulanmıyor, hiç olmazsa adalet uygulansın diye düşünmüştüm. Ama Haluk Ulusoy tayin tercihini Mustafa Çulcu'dan yana kullandı. İyi mi yaptı, kötü mü yaptı, onu 90 dakika sonunda göreceğiz.

Metin Tokat, hakemlik için kötü bir kumaş değil. Ama kafasında çok tilki var. ‘‘Sarı mı versem, kırmızı mı kullansam, atılanları görmesem mi? Şu penaltıyı vermesem ne olur?’’ diye kafasından çok şey geçirir. Metin Tokat'ın hiç mi iyi yaptığı şeyler yok, var tabii.

Davayı çekmedi!

Geçen yıl idare ettiği Beşiktaş maçından sonra, Demirören kendisine hakarete varan cümleler kullandı. O da son derece haklı olarak Demirören'i mahkemeye verdi. Sonra Haluk Ulusoy, akrabası olan Demirören'i kurtarmak için Bülent Yavuz vasıtasıyla Tokat'a, ‘‘Davanı geri çek’’ diye haber gönderdi. Tokat ise doğru olanı yapıp davayı geri çekmedi.

Şimdi Metin Tokat, Haluk Ulusoy karşısında cici çocukken, kaka çocuk durumuna düştü. Ve Haluk Ulusoy, Metin'i bu maça tayin ettirmedi. Yalnız Haluk Ulusoy'un düşünemediği bir şey daha var. Madem Metin ile şu sıralar kötüsün, gönder Fenerbahçe- Galatasaray maçına, maçı kurtarırsan, sen kurtarmış olursun. Maç kötü biterse, Metin'i bitirmiş olursun. Ama Haluk Ulusoy daha bu dersleri görmedi, görecek.

Derbi ve seyirci

SEYİRCİYE
derbilere toplu gitmeleri için izin verilmemesi kararlaştırılmıştı. Ama bir kesim Galatasaraylı taraftar, internetten bilet alıp, stada münferit olarak gidip hadise çıkaracağız tehdidi savurunca, karardan geri dönüldü. Yani, seyirciler 1-0 öne geçti. Hiç farketmez, Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş seyircisinin içinde çok az sayıda böyle ruh hastası insanlar var. Ve hala bunlar at oynatabiliyorlar. Şimdi ne olacak? G.Saray bu taraftarlara otobüs vermediğine göre, büyük ihtimalle bunlar iskelede buluşacak, deniz yoluyla karşıya geçecek, orada emniyet güçleri bunları bekleyecek, Fenerli taraftarlar bunlara saldıracak ve bol bol gerilimli dakikalar yaşanacak.

İşler böyle olmasın diye, bas bas bağırıyoruz. Ama nafile. Derbi sonrasında Shov TV'deki (benim sunduğum) Karar Anı programı için konu, tribün terörü olarak belirlendi. Daha önce alınan karar uygulansa, belki de bu program hiç cazip gelmeyecekti. Ama şimdi otomotik olarak bu programı önemli hale getirdiler. Bazı yerler özellikle hadise çıksın istiyorlar ve bu işi çomaklıyorlar.

Golü Tayyip attı...

SEÇİMLERDEN önce Liberal Parti Başkanı Besim Tibuk, ‘‘İktidara gelirsek, ofsaytı kaldırıp, kaleleri büyüteceğiz. Niyetimiz futbolun güzelleşmesi, daha fazla gol atılması ’’ demişti. Bence hiç gereği kalmadı. 7.32 enindeki kaleye Sen, Ecevit, Bahçeli, Çiller, Yılmaz, Kutan, Uzan, Tantan ve Cem olmak üzere 9 kişi girdiniz. Tayyip size 363 tane nizami gol attı. Daha neyin kalesini büyütmeyi düşünüyorsun? Bir daha geri gelmemek üzere gittiniz. Yukarıda Allah var, Tayyip sizden iyi top oynadı. Bundan sonra tahmin ediyorum, Tayyip'in korkusundan ofsaytı değiştirmediğiniz gibi kalenin ebatlarını da küçültürsünüz.

NOT: Bu fotoğraf çekilirken, diğerleri hakemden izin alıp, tuvalete gittiler.

Hangi komiser?

SAHA
komiserleri ve top toplayıcı çocuklar, sahalarımızda birer serseri mayın gibi geziyorlar. 1969'da, bana küfür eden top toplayıcı çocuğa küfür ettiğim için, Alsancak Stadı'nda küme düşme maçında oyundan atılmıştım. Hakemliğimde de, futbolcuya küfür eden top toplayıcıyı dışarı attım, ona küfürle cevap veren futbolcuyu sahada tuttum. Yani, kitabı bazen tersten de okuduğum oldu. Ama küfürden sonra, top toplayıcı çocuğa tokat atan futbolcuyu, sahada tutamadım ve attım. Ama top toplayıcıyla beraber. Aynısı saha komiserleri için de geçerlidir. Böyle bir müessese dünyada yoktur. Bunlar mahalli takımların maşalarıdır. 4'üncü hakem uygulamasına geçildiği yerlerde hala neden saha komiserleri iş yapar, anlamıyorum

Karar anı!

F.BAHÇE,
Galatasaray'a yenilirse, Lorant gider. Yenerse, Lorant kalır, Fenerbahçe seyircilerinin kabus ve işkence dolu 90 dakikaları devam eder. Fenerbahçe'nin kurtulması için hangisi doğru olur, buna siz karar verin.
Yazarın Tüm Yazıları