Kazandık ama...

Çünkü beyin olarak ne futbolcumuz, ne yöneticimiz, ne de teknik adamımız bazı şeylere hazır değiller. Bakın, Milli Takımımız 5 gol attı ama seyircimiz onları ıslıkladı. Biz Makedonya maçında da iyi futbol oynamadık ama kazandık. Biz Dünya Kupası'nda da çok maçta iyi oynamadık ama üçüncü olduk. Biz dün gece Liechtenstein'e karşı biri penaltı olmak üzere 5 tane gol pozisyonu verdik. Peki, rakip milli takım bizim ligde oynasa ne yapar? Küme düşer. Bunda hemfikiriz. Ama, bu gruptan birinci olan takım, Avrupa Şampiyonası'na gidecek. Sonra da kura çekerek ikinciler aralarında maç yapacaklar. Yani, en iyi ikincilerden iki tanesi, üç tanesi gider diye bir kural yok. Bu demektir ki, averaj çok önemli. Hani daha evvelki yıllar grupta sonuncu olan takıma atılan goller devre dışı bırakılıyordu. Burada böyle bir şey yok.

Adamların kalecileri iyiydi. Bu da çok normal. Ama enteresandır, bizim kaleci de iyi. Zaten ‘‘bizim kaleci de iyiydi’’ dediğimiz zaman, ne halt yediğimiz, nasıl futbol oynadığımız ortaya çıkıyor. Böyle bir rakibe kaç tane şut attık? Böyle bir rakibe yandan kaç tane orta attık? Atamazdık. Çünkü, Arif'le İlhan ileride o kadar çok yan yana oynadılar ki, birbirlerini kilitlediler. Onlardan da 3 kişi olunca, ceza alanı civarı bir anda Eminönü Meydanı'na döndü. Bir tek verkaçla şut şansı kaldı. Onları da yeterince yapamadık. Kazandık. Makedonya'da da kazandık. ‘‘Kazanan haklıdır’’ prensibinden gidiyoruz. Nereye kadar? Ben de merak ediyorum.

YANLIŞ TERCİHLER

İlhan sakatlıktan yeni çıkmış. Şu anda da hiçbir şey oynamıyor. Sen bu İlhan'ı çok iyi anında oynatmadın, takımı kurtardığı maçtan sonra bile kestin. Diyet mi ödüyorsun, günahlarını mı? Arif dersen o da yok. Nihat'ı iyi oynadığı yerden almışsın daha geriye. Bir tek Emre var bir şeyler yapan. Ama sen, Hakan Ünsal'ı oyuna sokuyorsun. Demekki, klasik ‘‘yanlışlıktan bir gol atar’’ diye korkuyorsun. Böyle bir rakibe ancak Serhat gibi, Yıldıray gibi, Hasan gibi çabuk adamlarla baş edebilirsin, gol adedini arttırabilirsin. Görüyorsun da, geç görüyorsun Şenol. Serhat oyuna girdi, ne yaptığını sen de gördün. İnsan yakındakini görmezmiş. Tabii, bu genel insanlar için geçerli. Onlar da zaten doktora gidip gözlük alıyorlar. Sen de görüyorsun ama mevsimler geçince.

Şöyle dönüp, maça bir bakıyorum, ‘‘iyi neler yaptık’’ diye. Bırakın neleri, iyi ne yaptığımızı bulamıyorum. Ama Allah var, Rüştü iyi ki var!... İşte bu yüzden de bizim Milli Takım da o kadar iyi oynadı. Hep bir şey vardır, ‘‘futbolda iyiye karşı iyi oynarsın’’ diye. Göreceğiz bakalım. İngiltere içeride bu takımı ne yapacak? Biz İngiltere ile neler yapacağız? Bütün ümidimiz zaten onda.