Kediler vejetaryen olamaz

Güncelleme Tarihi:

Kediler vejetaryen olamaz
Oluşturulma Tarihi: Şubat 20, 1999 00:00

Haberin Devamı

Biz insanlar, her çeşit yiyeceği zevkle tüketebiliriz. Ancak bu durum, kediler için mümkün değil. Kediler, sebze ağırlıklı besinlerle uzun süre beslenemezler. Kedi metabolizması, A vitaminini sentezleyemez. Bu ihtiyacını, ciğer, böbrek ve balık yağlarından elde etmek zorundadır. Aksi taktirde, kedilerde gece körlüğü başlar. Hızla kilo kaybetmeye başlarlar. Bağışıklık sistemi bozulur, her türlü enfeksiyona açık hale gelirler. Kısırlık başgösterir.

Kediler, amino asit ve taurin de üretemezler. Vücudun bu ihtiyacını, hayvansal besinlerden sağlamak zorundadırlar. Bu eksiklik, ciddi retina bozukluklarına yol açar.

Kısacası, kedilerin yaşamlarını sürdürebilmeleri için, hayvansal yağlara ihtiyaçları vardır. Onlar bitkisel yağları, kendileri için gerekli olan yağ asitlerine dönüştüremezler.

Marketlerde satılan hazır mamalar çok mükemmel olabilir. Yine de onlara taze yiyecek vermekte büyük fayda vardır. Kümes hayvanları, kuzu ve sığır eti, balık, peynir, yumurta sarısı da çok faydalıdır.

Kedinizin aşırı süt içmesine izin vermeyin. Uzmanlar, aşırı sütün, kedilerde sindirim bozukluğuna yol açtığı yönünde görüş birliği içindeler.

Tamamen vejetaryen bir beslenme, kediler için uygun değildir. Ancak, hayvansal ağırlıklı yemeklerin içine, ince kıyılıp pişirilmiş lahana, havuç, bezelye, fasulye, buğday, pirinç ve patates püresi ekleyebilirsiniz.

Doğada yaşayan kediler, midelerinde biriken kıl yumaklarını, müshil etkisi içeren otları yiyerek dışarı atarlar. Kediniz eğer bahçeye ya da sokağa çıkamıyorsa, ona özel bir saksının içinde çim ve çeşitli yeşillik yetiştirmenizde yarar var.

Hayvan mezarlığı

Bülent OVACIK

Hayvan mezarlığı fikri Türkiye'de hep geri tepiyor.

Tabu gibi.

İnsanlar konuşmaya korkuyor.

Tartışmak istemiyor.

Geçiştiriliyor.

Özellikle büyük kentlerde yaşanan mezarlık sorunu, bir hayvan mezarlığı fikrini hem manevi açıdan, hem de teknik açıdan baskı altında tutuyor.

Hayvan sorunlarına oldum olası sıcak bakmayan yerel yönetimler, hayvan mezarlığı fikri karşısında, çimdik yemiş gibi irkiliyor.

Oysa, yaşamlarının pek çok güzel gününü paylaştıkları hayvanların ölümü, sahiplerini derinden yaralıyor. İstiyorlar ki yıllar içinde ailenin ferdi haline gelen kedilerini ya da köpeklerini gömmek için adresi belli bir yer bulabilsinler.

Evlerinde bahçesi olanlar, bu sorunu belli ölçüde çözebiliyorlar.

Yaşamlarını, kent içindeki sıkışık düzen içinde sürdürenler için ise hiç bir çözüm yok.

Uzun yıllar bir arkadaş, bir çocuk gibi sevdikleri, can yoldaşı kabul ettikleri hayvanlarını ya paket yapıp çöp arabasıyla uğurluyorlar son yolculuğuna.

Ya da evlerinden çok uzakta, kırsal bir alanda, hiç bir işaret koyamadan gömüyorlar toprağa. Bir daha ne yerini ne de izini bulabiliyorlar.

Ayrılığın böylesi, yüreklerideki acıyı daha da büyütüyor.

2000 yılına bir kala, sokaklarda, köpekler için sürek avı düzenleyen yerel yöneticilere, Avrupa ve Amerika'da yıllar önce hayata geçirilen hayvan mezarlığı fikrini anlatabilmek için daha çok bekleriz.

Yavru kanaryalara dersler

Güzel ötüşlü kanaryalara sahip olabilmek için iyi bir seçim yapmalısınız. Özellikle bülbül ötüşlü bir kanarya yetiştirmek isteyenlerin seçeceği kuş, ötücü bir aileden gelmeli ve taklit edici bir ses yeteneğine, tok ve hançereli bir sese sahip olmalı.

Yeşil ve gri renkli, dayanıklı, ötücü kuşları tercih edin. Border ve Norwich kanından gelen, geniş göğüslü olanlar, eğitimde başarılı olacaktır.

Yavrular yumurtadan çıktıktan sonra, kanarya için bozuk sayılabilecek nağmelerin ayıklandığı ders kaseti, günde 4-5 saat yavrulara dinletilmeli. Kesintisiz ders için, auto-reverse teypleri tercih etmekte fayda var.

Yavrular 30 günlük olup mama yemeye başladığında, annelerinden ayrılıp izlemeye alınır. Erkek yavrular ayrılır. Üç ay boyunca derslere devam edilir.

3 aylık olan, ötüş kabiliyetli kuşlar, birbirlerini göremeyecekleri kafeslere alınırlar. Kafesin üzerine bir bez örtülmeli. Ötüş eğitimi sessiz bir odada yapılmalı. Kanaryanın dikkatini dağıtacak ya da ötüşünü etkileyecek kapı zili ya da televizyon sesi, bu odada asla duyulmamalı. Kısacası, eğitim sırasında yavru kanaryanın dikkati dağılmamalı.

Artık kuşunuz, zaman zaman bülbül nağmeleri çıkarmaya başlar. Zaman zaman örtüyü kaldırıp, onu dinleyebilirsiniz. Bu işlem, kanaryanın insana alışmasını da sağlar.

Kuş 7 aylık olduğunda, kızgınlık belirtileri göstermeye başlar. Bu dönemde, kaset çalma işini geceye alabilirsiniz. Dersleri titizlikle uygularsanız, çok güzel ötüşlü bir kanaryaya sahip olabilirsiniz. Kuşun istediğiniz anda ötmesini sağlayabilmek için, ters sesler çıkarın. Mesela, iki metali birbirine sürtün.

Kanaryalar dünyası

Samsun Serinofil Derneği tarafından hazırlanan bu kitapta, kanaryaların hikayesi, 15'inci yüzyıl Avrupası'nda soylulara çok yüksek fiyatlarla satıldığı günlerden başlıyor. Renk, tüy ve ırk tanımları çok detaylı bir şekilde anlatılıyor. Kitabın son sayfalarında, kanaryaların çiftleştirilmesi, yavru bakımı, ötme eğitimi ve hastalıkları hakkında geniş bilgi veriliyor. Her kanarya meraklısının elinin altında bulunması gereken bir kitap.

Samsun Serinofil Derneği: 0362 231 07 06

EĞİTMEN GÖZÜYLE

Cihan ÖZYAĞMUR / Köpek Eğitmeni

Hangi 'dil'i kullanmalı

Çoğumuz köpek eğitirken, onu hep insanmış gibi kabul edip, davranışlarını insan davranışlarına benzetir, eğitimini de yanlış yaparız. Doğrusu o bir köpektir. Ona köpek gibi davranırsanız bir şeyler öğretebilirsiniz. İşin garibi, o da sizi köpekmiş gibi görür ve sizin davranışlarınızı hep köpek davranışları gibi algılar. İşte işin özü burada. Ona birşey öğretmek istiyorsanız, köpek gibi davranmalısınız. Ona, yol gösteren, güçlü cebur akıllı ve güçlü bir köpek gibi görünmelisiniz. Güçlü olmak, ona eziyet etmek, dayak atmakla olmaz.

Onu eğitebilmek için, adını tek ya da çift heceli koymalısınız. Düzenli ve disiplinli olmalısınız. Verdiğiniz komutu asla değiştirmeden, takip edip, yerine getirmesini sağlamalısınız. Uzun uzun cümleler kurmayın. Dikkatini çekmek için yalnızca ismini söyleyip, uyması gereken komutu ifade eden kelimeyi, gür ve net söyleyin.

Yalnızca dikkatini çekmek için emir vermek olmaz. Size bakmayan köpeğe emir vermek nafiledir. Mutlaka size bakmasını sağlayıp, öyle emir vermelisiniz.

Kullandığınız dil ne kadar net ve gür olsa da tek başına yetmemiş olabilir. Bir de vücut dili kullanmanız gerekir. 'Gel' komutunu vermişseniz, elinizle 'gel'i yapın, 'Dur' komutunda avuç içini mutlaka gösterin. 'Koş' diyorsanız, mutlaka önce siz koşmaya başlayın. Göreceksiniz, köpeğiniz daha çabuk kavrayacaktır. Ben, kulakları duymayan bir Dalmaçyalı'yı, bu yöntemle hiç sıkıntı çekmeden eğittim. Yüzyüzeyken, vücut dilini kullanarak itaat ettirdim. Batı'da, işitme ve konuşma özürlüler, köpekleriyle vücut dili kullanarak anlaşırlar. Eğitimlerini de yukarıda anlattığım gibi yaparlar.

Sağır köpeklere tek bir kişinin eğitim vermesi zordur. Köpekle birlikte oturup kalkan bir manken kullanmak zorunludur. Komutları manken köpeğe de yaptırarak, kısa sürede başarı sağlanabilir.

Unutmayın, köpek gibi düşünmedikçe eğitim zordur. Çok zorlanırsınız.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!