Kadının adı yok

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Şeriatçı gazeteler her gün önüme gelir ve onları en az diğerleri kadar dikkatle okurum. Bu gazeteler aslında bir olaydır. Okurken gülmek mi gerekir, ağlamak mı gerekir, şaşırmak mı gerekir, ne yapacağınızı bilemezsiniz.

Yalan haber bunlardadır. Gerektiğinde tehdit ve şantaj yine bunlardadır. Din ticaretinin ve din sömürüsünün en hasını bu gazetelerin sayfalarında bulursunuz.

Üçkâğıtçılık da bunlardadır. Hele aralarında bir gazete vardır ki, kaybettiği tazminat davalarında parayı ödememek için sürekli olarak şirketin adını değiştirir, çamura yatar.

‘‘Allah’’ adına, ‘‘Peygamber ve Müslümanlık’’ adına yayıncılık yapanların bu durumu insanı üzer. Akıllara bir soru getirir:

‘‘Müslümanlık bunlara mı kaldı?’’.

Bunların kadına, kadınlarımıza bakış açısı da son derece ilginçtir. Bu kesimde kadının adı yoktur.

Gazeteci arkadaşım Duygu Asena'nın aynı isimdeki kitabı sanki bunlar için yazılmış gibidir!

* * *

Dün sabah, Fazilet Partisi'nin yayın organı olan gazeteyi okuyorum. Gözüm ilanlara takıldı.

Bazı doğum ve ölüm ilanları.

Şimdi bu ilanları size aynen aktaracağım. Sadece içlerinde geçen isimleri değiştireceğim, çünkü yazacaklarımla o insanların doğrudan ilgisi yok.

Gazetenin dokuzuncu sayfasında alt alta beş adet doğum ilanı. Fazilet Partisi Şişli İlçe Yönetim Kurulu üyesi Ahmet Pırlanta'nın bir çocuğu olmuş. Allah bağışlasın, analı babalı büyütsün.

Şimdi, hepsi tek tip olan ilanlara bakalım:

‘‘Tebrik. Yönetim Kurulu üyemiz Sayın Ahmet Pırlanta Bey'in bir erkek evladı dünyaya gelmiştir. Aileyi tebrik eder, genç yavrunun İslam'a muti (itaat eden) olmasını dilerim.’’

Peki ya anne?

Annenin adı yok!.. Çünkü bunlarda kadının adı yok. O yavruyu doğuran ananın sözü bile edilmiyor. O ikinci sınıf insan. Babanın ismini verdiniz mi, iş tamamdır!

Bu ilanlardan birinin altında ilginç bir imza var.

‘‘Fazilet Partisi Şişli Hanımlar Komisyonu Başkanı Kenan Yılmaz’’

Demek ki bu partide hanımların komisyon başkanlığını da bir erkek yapıyor!

Başarılar dilerim!

* * *

Şeriatçı gazetenin sayfalarını çeviriyorum. Bir doğum ilanı daha:

‘‘Tebrik. Vakfımızın Yönetim Kurulu üyelerinden Hüseyin Memişoğlu kardeşimizin bir kız çocuğu dünyaya gelmiştir. Anne-babayı tebrik ederiz. Milli Gençlik Vakfı. Gebze.’’

Bu ilanda da anne'den söz ediliyor ama yine ismi yok. Erkeğin adını verdiniz mi yeter!

Aynı sayfada bu kez bir vefat ilanı:

‘‘Gazetemiz abonelerinden Hacı Ali Yılmaz'ın valide-i muhteremleri (muhterem annesi) Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Merhumeye Cenab-ı Allah'tan rahmet, ailesine sabr-ı cemil niyaz ederiz.’’

Allah rahmet eylesin ama kim vefat etmiş? Ölen hanımın ismi nedir?

Yok!

Erkeğin ismini verdiniz mi, yeterlidir!

Bir başka ölüm ilanı. Yine birilerinin annesi ölmüş. Hanımın ismi yine yok! Sadece oğullarının isimleri veriliyor.

* * *

Bunların bir rastlantı olduğunu sakın zannetmeyin. Bu kesimler için sadece erkek vardır, kadın asla yoktur. Kadının ismi, cismi, kimliği hiç önemli değildir.

Doğum da yapsa, ölse de, hiç fark etmez.

O sadece falanca erkeğin karısı, filanca erkeğin anasıdır.

İsmi ile, kimliği ile bilinmez, tanınmaz. Bilinmesi ve tanınması istenmez.

Haaa, eğer bunların kaymak tabakasına mensup bir kadınsa ve siyasal amaçlarla kullanılacaksa, o zaman her şeyiyle gündeme getirmekten kaçınmazlar.

O kadar ki, örneğin o hanımın rol alacağı toplantılara kameraları çağırırlar, çekim yaptırıp televizyonlara gönderirler.

Bunun bir diğer istisnası da, özellikle üniversite öğrencisi olan türbanlı genç kızlarımızdır. Eğer onları da siyasal ve kişisel çıkarları doğrultusunda kullanacaklarsa, tümünü birden piyasaya sürerler ve sırtlarından oyun oynarlar.

Oy avcılığı yapmaya kalkışırlar.

* * *

Kadınlarımız ve genç kızlarımız, bu kesimde yoktur. Ne zaman ki onların sırtından bir yarar sağlanacağı umulur, o zaman onları devreye sokarlar.

Onları emir kulu, ikinci sınıf insan olarak görürler.

Partinin arka bahçesi!

Doğumlarda, ölümlerde isimleri bile anılmaz. Ama üniversite önünde türban eylemi yapılacaksa ‘‘Haydi aslan kızlar, yürüyün’’ diye komutlar verilir.

Birkaç gün içinde burada bir yazı daha yazacağım. Size yine şeriatçı gazetelerden birinde birkaç gün önce çıkan bir köşe yazısından örnekler vereceğim.

Kadınlarımıza ve genç kızlarımıza nasıl baktıklarını, onları nasıl kullandıklarını ve horladıklarını yine onların kaleminden size aktaracağım.



Yazarın Tüm Yazıları