Kıskançlık dramı

Güncelleme Tarihi:

Kıskançlık dramı
Oluşturulma Tarihi: Şubat 08, 1998 00:00

Haberin Devamı

15 yaşındaki sağır-dilsiz M.K., çok ilgi görüyor diye 7 yaşındaki kız kardeşi Canan'ı 9 yerinden bıçaklayarak öldürdü. Mahkeme, cinayetten suçlu bulduğu ablayı müebbete mahkûm etti. Ceza hafifletici nedenlerle 6 yıl 3 aya indirildi. Dosya şimdi Yargıtay'da.

Emirgan, Reşitpaşa'daki tek katlı ev, 25 Nisan 1996 tarihinde korkunç bir olaya sahne oldu... Emirgan İlkokulu 1. sınıf öğrencisi 7 yaşındaki Canan 9 yerinden bıçakla delik deşik edilerek öldürülmüştü. Vahşet, önce faili belli olmayan ve hunharca işlenmiş bir cinayet olarak gazetelere yansıdı. Ancak elde edilen ipuçları cinayetin failinin 15 yaşındaki sağır-dilsiz üvey abla M.K. olması ihtimalini ortaya çıkardı. Cinayet anında evde olduğu için gözaltına alınan M.K., önce tüm suçlamaları reddetti.

Ancak Cinayet Masası'nda sorguya alınan M.K., konuşamadığı için yazılı olarak verdiği ifadesinde ‘‘Kardeşimi kıskandığım için öldürdüm. Herkes onunla ilgileniyordu. Bana kimse yardımcı olmuyordu, ilgi göstermiyordu’’ dedi.

Soruşturmanın tamamlanmasından sonra Sarıyer Cumhuriyet Savcılığı'na çıkarılan M.K. annesi Neziha Kuyucu'nun tercümanlığı ile verdiği ifadesinde bir kez daha ifade değiştirdi. Genç kız bu kez de ‘‘Sevgilim eve gelmişti. Kardeşim bizi gördü. Anneme söyleyeceğini düşündüm ve korkup öldürdüm’’ dedi.

İdamı isteniyordu

Suçunu itiraf eden ablaya Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'Taammüden adam öldürmek' suçundan idam istemiyle dava açıldı. Savcı iddianamesinde, 'Kardeşine bakmakla yükümlü olan sanığın, kardeşine iyi bakamadığı ya da yemeğini yedirmediği zaman annesinden azar işitip dayak yediği anlaşılmıştır. M.K.'nın olay günü de kardeşine karşı hissettiği kıskançlık duygusunun ortaya çıkarak ekmek bıçağıyla cinayeti işlediği anlaşılmıştır'' denildi.

Hakkında idam istenen ve tutuklanarak cezaevine gönderilen M.K. mahkemede tekrar ifade değiştirip, bu kez suçlamaları reddetti. Daha önceki ifadelerinin tam aksini söyleyen M'nin son beyanı üzerine birçok tanık dinlendi. M, her duruşmada suçsuz olduğunu haykırdı, gözyaşlarına boğuldu. Tutuklu olarak yargılandığı dava sona yaklaşırken tahliye kararıyla sevince boğuldu. Ancak bu da uzun sürmedi.

Savcı: Suçlu

Duruşmada mütalaasını veren savcı, M.K'nın üvey kardeşini kasten öldürdüğünü belirterek, suça uygun düşen idam cezasına çarptırılmasını istedi. Savcı, annesi Neziha Kuyucu'nun dışarıda çalışması nedeniyle kardeşinin bakımını üstlenen ve annesinden kardeşi kadar ilgi görmeyerek sık sık dayak yiyen M.K'nın kıskançlık sonucu bu suçu işlediğini iddia etti.

Hazırlık ifadesinde annesinin yaptığı tercümanlıkta suçu kabul eden M.K, savcının hakkında verdiği mütalaaya isyan etti. Tercüman aracılığıyla mütalaaya karşı görüşü sorulan genç kız kardeşini öldürmediğini ileri sürdü.

Müebbetten 6 yıl

Ancak heyet, sanığın suçu işlediğinin tüm dosya kapsamından anlaşıldığını belirterek M'yi suçlu buldu.

Mahkeme heyeti, M.K.'yı önce müebbet hapse çarptırdı. Cezayı suçu işlediği zaman 18 yaşından küçük olmasını gözönünde bulundurarak 10 yıla indiren heyet, ağır tahrik unsurunu da düşünerek 7 yıl 6 aya çevirdi. M'nin duruşmalardaki iyi hali de gözönüne alınınca ceza 6 yıl 3 aya indi.

Avukat Emel Karasu, kararı temyiz etti. Dosya Yargıtay'a gönderildi. M. şimdi Yargıtay'ın kararı lehine bozmasını bekliyor.

Avukatı: Kardeşini çok severdi

Sağır-dilsiz M.K.'nın avukatı Emel Karasu, dava boyunca müvekkilinin suçu işlemediğini öne sürerek yeterli ve inandırıcı delil olmadığı konusunda ısrar etti.

Karasu, M'nin Cinayet Masası'nda el yazısıyla verdiği ifadesinin okunamadığını söylerken, savcılıkta alınan ifadenin de annesi Neziha Kuyucu'nun tercümanlığı ve ruhsal baskı altında alındığını öne sürdü. Mahkemeye bilirkişinin cinayetin işlendiğine dair yeterli delil bulamadıklarına dair raporunu da sunan Karasu, şöyle dedi:

‘‘Görgü tanığı yoktur. Suç aleti bulunamamıştır. Suç aleti olduğu söylenen bıçağın üzerinde müvekkilimin kan ve parmak izi bulunamamıştır. Dinlenen tüm tanıklar da müvekkilimin kardeşini sevdiğini ve cinayet işleyecek biri olmadığını ifade etmişlerdir. Suçun işlendiğine dair inandırıcı ve kesin kanıt yoktur. Beraatini talep ediyorum.’’

Canan vahşice öldürüldü

Herkes onun için 'Cin gibi kız' diyordu. Henüz 7 yaşındaydı. Yeni başladığı okulunda çok başarılıydı. Sadece dersleri değil diğer sosyal faaliyetlere de tüm içtenliğiyle katılıyordu. Tüm arkadaşları ve öğretmenlerin yanı sıra mahalle sakinlerinin de sevgilisiydi. Ama küçük Canan korkunç bir cinayete kurban gitti, 9 yerinden bıçaklanarak can verdi.

Sağır-dilsiz sanık hep ifade değiştirdi

Korkunç cinayetin ortaya çıkmasından sonra şüpheler üzerinde toplanan sağır-dilsiz M.K. gözaltına alınarak götürüldüğü Cinayet Bürosu'nda önce tüm suçlamaları reddetti. Sonra da durmadan ifade değiştirdi.

İLK İFADE

‘‘Ben masumum, bir şey yapmadım.’’

2'NCİ İFADE

‘‘Kardeşimi kıskandığım için öldürdüm. Herkes onunla ilgileniyordu. bana kimse yardımcı olmuyordu, ilgi göstermiyordu.’’

3'ÜNCÜ İFADE

‘‘Kız kardeşim okuldan döndü, kendisine yemek hazırladım Ancak o yemedi, sinirlendim ve bıçakla onu öldürdüm.’’

4'ÜNCÜ İFADE

(Sarıyer Savcılığı'na, annesinin tercümanlığı aracılığıyla:)

‘‘Sevgilim eve gelmişti. Kardeşim bizi gördü. Anneme söyleyeceğini düşündüm ve korkup öldürdüm.’’

5'İNCİ İFADE

(Mahkemede)

‘‘Cinayeti ben işlemedim, kardeşimi arkadaşım olan ve aynı zamanda boyacılık yapan Hüseyin öldürdü, ben o sırada banyodaydım.’’






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!