Dünyayı dolaşmak

Selim AKÇİN

Dünyayı dolaşmak büyük keyif. Hele Avrupa ve Amerikan filmlerinde gördüğümüz gibi olursa. Çünkü bizim Antalya'ya gittiğimiz gibi onlar birbirlerinin ülkesini ziyaret ediyorlar. Konsolusluklar, vizeler filan yok. Bu bürokrasiyi atlatırsanız dünyayı dolaşmak büyük bir keyif cümlesini daha rahat söylemeniz mümkün. Türkiye'de son yıllarda gezi patlaması yaşanıyor. Bütün gazetelerin ilan sayfalarının önemli bir bölümü dış gezi ilanlarıyla dolu. Bildiğim kadarıyla da vatandaş gösterdiği ilgiyle bu ilanları boşa çıkarmıyor. Bunda turların ucuzluğunun rolü de var. Ama merak duygumuzun da geliştiğinin altını çizmek gerekiyor. Bu merak duygumuzu gidermeye çalışan bir program var NTV'de. Adı Kartpostal. Sunucusu yok çünkü dünyanın ‘‘güzel’’ kentlerini oraları çok iyi bilen isimler geziyor. Kendi anılarından, kendi beğendikleri yerlerden yola çıkarak o kentleri bize tanıtıyorlar. ‘‘Haberci’’den ya da onun muadili programlardan ayrılan yönü ise daha ‘‘lifestyle’’ denilen formatta olması. Daha çok cafeler, sinemelar, tiyatrolar, restoranlar ve öne çıkan güzellikler anlatılıyor. Eğer o kentleri gördüyseniz bir kez de ekrandan görmek hoşunuza gidiyor, görmediyseniz, merak duygunuz kışkırtılıyor...

TRT 2'de perşembe günleri ‘‘Gündem Dışı’’ adıyla yayınlanan bir program var. Programın adından her şey anlaşılıyor. Herkesin konuşmadığı şeyler ele alınıyor. Ama programın iddiası tam tersinden kurulmuş. Çünkü basbayağı gündemdeki meseleler konuşuluyor. Bunu yaparken de kendi hariçlerindeki şeyleri eleştiriyorlar. Benim izlediğim programda Sibel Can'ın son yaşadıkları ve Almanya'daki travesti belediye başkanıyla ilgili konularla hafiften dalga geçiliyordu. Medyada yer alan bu konuların aslından vatandaşın gündemiyle uzaktan yakından ilgisi yok diye. Hem gündem dışı diye program yapacaksın hem de vatandaş adına o gündem olur bu gündem olamaz diyeceksin. Gündem dışı kalırsın...