Kronik mide bulantısı

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

İnsanı tiksindiren gelişmeleri ben de takip etmeye çalışıyorum.

Yıllardır gazetecilik camiası içindeyim.

Bu nedenle hayatta yaşanan kepazelikleri, alçaklıkları ve aşağılıkça bağlantıları diğer meslek gruplarından insanlara göre daha rahatlıkla görebildiğimi sanıyordum.

Ama yanılmışım.

Kafam karışmasına rağmen olayları takip etmeye çalışırken kendime göre bazı notlar aldım.

Bunlarını, sunuşta herhangi bir mantık sıralamasına gitmeden sizinle paylaşmak istiyorum.

***

1- Bir gazete veya en azından bir televizyon kanalını satın almaya karar verdim.

Kendimi biraz sıkarsam, babam da yardım ederse yaklaşık elli bin dolar çıkartabilirim.

Durmadan çiftçiye para akıtacaklarına biraz da küçük burjuvaya yardım ediversinler, ne yapayım yani?

Paranın geri kalanını da Ziraat Bankası'ndan teminat olarak alacağım kesindir.

Onlara borcumu da gazete veya televizyon sahibi olduktan sonra Ziraat Bankası'nın bütün reklamlarını on yıl için bedava yaparak ödemeyi planlıyorum.

Güneş Taner de beni sever, bir sorun çıkmayacağına eminim.

Patron olmaktaki tek amacım ise gayet nettir.

İnanılmaz bir transfer ücreti vererek Ertuğrul Özkök'ü -ki kendisi son 100 yılın en seksi erkekler listesine 11'inci sıradan hem de Antonio Banderas'tan bile ön sırada girmeyi başarmış kişidir- kendi medya kuruluşuma transfer edeceğim.

İşte siz ondan sonra göreceksiniz asıl şenliği.

***

2- Herkes bana diyor ki, neden genel yayın yönetmeninin her adını yazdığında arkasından mutlaka aynı tanımlamayı yapmak zorundasın.

İnsanlar bunu, benim ondan öç almak için yapmakta olduğumu sanıyor.

Halbuki durum öyle değil.

Genel yayın yönetmeninin kendisinde bir Banderas takıntısı var ve ben buna sadece tercüman oluyorum.

Örneğin, alın dünkü yazısını.

Genel yayın yönetmeni, bir hatasından dolayı kendisini eleştiren meslektaşlarına cevap veriyor.

Yazısında, asıl önemli olanın ‘‘Meslek mücadelesinde kendini koruyarak, oramızı buramızı ‘Zorro' işareti ile boyalı kuş gibi damgalattırmamaktır’’ diyor.

Yazısının başlığı ise ‘‘Zorro İzi'.

Şimdi size soruyorum.

Son çevrilen filmde Zorro karakterini kim canlandırıyordu?

Evet bildiniz. Tabii ki Antonio Banderas.

O Banderas ki kendisi son 100 yılın en seksi erkekler yarışmasında 11'inci sırada gelen Ertuğrul Özkök'ten bile alt sırada kalarak herkesi şaşırtmış kişidir.

Bilmem anlatabiliyor muyum?

***

3- Yıllardır Türk insanının ya aktif ya da potansiyel bir vergi kaçakçısı durumunda olmasını, herkes bireylerde var olduğu kesin olan üçkâğıtçılık ruhuna bağlıyordu.

Son gelişmeler bunun aslında böyle olmadığını göstermiştir.

Şöyle ki:

Sade vatandaş, bu ülkede siyasi düzenin ‘‘Devleti en rahat nasıl yapar da soyarız’’ anlayışı üzerine kurulduğunu bilmekte, bunu net olarak görmektedir.

Normal ülkelerde insanlar vergi verir, çünkü bunun bir şekilde kendisine hizmet olarak döneceğini bilir.

Burada ise ödenen paralar, mutlaka kendisine işadamı diyen başka insanların cebine avanta olarak akıtıldığından Türk insanında vergi kelimesine bile aşırı bir tepki vardır.

Hazır konuya değinmişken yıllardır benim bordrom üzerinden otomatik olarak kesilen ve bir şekilde Alaattin Çakıcı'ya aktarılmış olduğuna inandığım paraların da tümünün bana iadesini istiyorum.

Bunu da bilin.

***

4- Sosyal demokratların, halkın öncü liderleri oldukları yolundaki inanışın son olayla birlikte tamamen yanlış olduğu da ortaya çıkmıştır.

Çünkü öncü olabilmek için halktan daha bilgili olmak gerekir.

Oysa onlar, özellikle Türkiye'nin düzeni konusunda halkta olan bilgilerden bile yoksunlar.

DSP Lideri Bülent Ecevit, gelişmeler üzerine ‘‘Hem parası yok, hem de devletin bankasını başka bankaların kredisiyle almaya kalkıyor. Bunu anlamaya zorlanıyorum’’ dedikten sonra...

‘‘Bunları öğrendikçe devleti yeni tanıyoruz’’ diye konuşmuştur.

Sadece bu demeç bile DSP'nin katiyen iktidara getirilmemesi için halka verilmiş en önemli mesaj telakki edilmelidir.

Bunca yıl siyaset yapıp hükümetlerde görev aldıktan sonra, sözde işadamlarının hayat ilkesinin, kendilerinde olmayan paralarla devletten kıyaklar almak olduğunu ilk kez öğrendiğini söyleyen bir lidere halk ‘‘OHA kendine gel’’ demek zorundadır.

Devleti yeni tanıdığını söyleyen Ecevit ya yalan söylemektedir, ya da doğru söylemektedir.

İki durumda da bu ülkeye başbakan olma ehliyetinin bulunmadığı kesindir.

***

5- Bu hükümet de tasarruf tedbirlerini katiyen uygulamıyor.

Önceki akşam Başbakan, Arena programına çıkmadan önce bir basın açıklaması yaptı.

Muhabir alınmayan açıklamada Başbakan, sekiz televizyon kamerasına bakarak konuştu.

Be adam, madem muhabirlerle yüzleşmeye cesaretin yok.

Öyleyse neden tek bir kameradan bütün kanallara görüntü geçirtmezsin de sekiz kamerayı oraya davet ederek insanlara para harcatırsın.

Bu da bizim vergilerimizden yapılan bir lüzumsuz harcama.

Bu harcamadan benim vergi payıma düşen miktarı da hemen geri istiyorum.

***

6- Şimdi hükümet düşecek. Yeni arayışlar başlayacak.

Benim önerim şu:

Bir teknisyenler hükümeti kurulsun ve başbakan olarak da Uğur Dündar atansın.

Memlekette uzlaşmayı sağlasa sağlasa o sağlayacak, bu artık kesin olarak ortaya çıkmış durumda.



Yazarın Tüm Yazıları