Sessiz gemi

Güncelleme Tarihi:

Sessiz gemi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 04, 1998 00:00

Devrim SAĞIROĞLU
Haberin Devamı

‘‘Trabzonspor'u Dünya Kulübü yapacağım’’ diyordu.. Ne var ki, icraatlarıyla söyledikleri tam anlamıyla çatışıyordu. Beşiktaş'ta oynamayan Recep'i, Galatasaray'da çimlerin rengini unutan Feti'yi, Altay'da kızağa çekilen Ünsal'ı, Barcelona'lı diye yutturulan, Gençlerbirliği'nin yedeği Seyit Cem'i alan, bizzat kendi kulübü forma vermediği için Antalyaspor'a kiraladığı Mehmet İpek'e bel bağlayan o değil miydi? Ya, bir sezon önce, ununu elemiş, eleğini asmış Özkan Sümer'den medet uman? ‘‘Dünya Kulübü’’ böyle mi olunuyordu?

‘‘Paramız yok. Bu transfer çılgınlığına ayak uyduramayız. Amacımız şampiyonluk değil, orta sıralarda yer almak. Alttan iyi bir nesil yetişirse, sonraki yıllarda biz de şampiyonluk kovalayabiliriz. Vadeden varsa, buyursun gelsin’’ diyemez miydi? ‘‘Bunları dedim’’ bahanesine sığınamazdı. Çünkü, söylediklerinin hiçbiri gönülden değildi ve arzusu dışında kulübe talip olmak da yürek isterdi!

Söz gümüş, ya sükut?

‘‘Söz gümüşse, sükut altındır’’ lafına hiçbir zaman itibar etmemişti. Etseydi, altının gümüşten kıymetli olduğunu bilirdi. O konuştukça, işler daha fazla sarpa sarıyordu. Defolu mallar ortaya çıkmaya başlamıştı. Bir-iki talihli hafta, ufuktaki tehlikeyi ve acı gerçekleri sadece erteleyebilirdi, o kadar..

Gitti İstanbulspor'la, gazeteci diliyle ‘‘röportaj’’ yaptı. Şampiyonluğa oynadığını iddia ettiği takımının; sakat olmadığı zaman Ünal, kaleci Milosevski, Ogün, Abdullah, Vugrinec ve Campell dışında, ilk onbirde yer alabilecek kapasitede elemanı yoktu. Asgari 5 kaliteli oyuncuya ihtiyacı bulunduğunu, sokaktaki adam da biliyordu. Bu da ‘‘çok para’’ demekti. Futbolcu almaya niyeti olsa, Trabzonspor'u böylesine güdük bırakır mıydı? Transferleri başından bitirir, işi noktalardı. İstanbulspor'un bu hale geleceğini nereden kestirecek de, onları bekleyecekti?

Meçhule yolculuk..

Artık, Trabzonlu sessiz.. Başkanı gibi, asbaşkanının da, ‘‘ben söyleyeyim, yutan yutar’’ şeklindeki demeçleri, safları bile kandırmıyor. Futbola ‘‘aşk derecesinde’’ tutkulu olan, onunla yatıp kalkan, kulübünün başarısını herşeyden üstün tutan bu insanlar, konuşmuyor.. ‘‘Sessiz gemi’’ limana yanaştı, şehrin biricik sevgilisini almak için bekliyor. O kalkışta, ne mendil, ne de bir kol sallanacak..

Meçhule giden geminin limandaki yolcuları, yıllardır masallarla uyutulduğunu bilecek. Kendisine yol göstermeye çalışanların ‘‘hain’’ ilan edildiğini, dalkavukların ‘‘alkışlarla’’ ödüllendirildiğini de.. Ama, bu ortama nasıl adım adım yaklaştığını bir türlü çözemeyecek.

Çözenler, suskun kaldıkları sürece...



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!