3 film 3 olay

35. ALTIN PORTAKAL FİLM FESTİVALİ

BİTTİ, AMA OLAYLAR HÁLÁ BİTMEDİ

1Protestoları, tartışmaları, sürpriz sonuçlarıyla bir Altın Portakal Film Festivali’ni daha geride bıraktık. Bu yıl 35’incisi düzenlenen festival, Akdeniz ülkelerinin katılımıyla uluslararası nitelik kazandı, ama SODER’le ÇASOD’un katılmama kararıyla henüz ilk günlerde üzerinde kara bulutlar dolaşmaya başladı. Her iki dernek de festival komitesinin masrafları karşılamaması üzerine festivali protesto ettiler. Aslında bu ne ilk ne de son olumsuzluktu. 34’üncü Altın Portakal Film Festivali’nde ödül almasına rağmen Haluk Bilginer, ödül törenine gitmemişti. Evet, bir festival sonuçlandı, ama gerek kazanan gerek hayal kırıklığına uğrayan filmler için olaylar henüz bitmedi. Festivalde ‘‘En İyi Film’’ seçilen ‘‘Yara’’, ‘‘En İyi İkinci Film’’ seçilen ‘‘Gemide’’ ve ‘‘En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu’’, ‘‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’’ ve ‘‘En İyi Sanat Yönetmeni’’ ödüllerini kazanan ‘‘Ağır Roman’’a yönelik tepkiler daha çok konuşulacak gibi görünüyor.

‘Yara’da para yarası

Festivalde ödüllerin büyük bir bölümünü toplayarak sürpriz yaratan ‘‘Yara’’ filmine, başrol oyuncuları Halil Ergün ve Nur Sürer’den ağır bir suçlama geldi. Yönetmenliğini Serdar Akar’ın yaptığı filmin Almanya’da yaşayan yapımcısı Yılmaz Arslan, Sürer ve Ergün’ün toplam 14 bin markını henüz ödememiş. Arslan’ın onunla işbirliği yapan Gün İzi Film Şirketi’ne verdiği çek karşılıksız çıkmış. Nur Sürer, dolandırıcı ve sahtekâr olarak değerlendirdiği Arslan’ın kendisine 11 bin mark borcu olduğunu söyleyerek bu filmle ilgili birçok kişiyi dolandırdığını iddia ediyor. Halil Ergün de parasının bir bölümünü aldığını, ama 3 bin marklık bir alacağının daha kaldığını söyleyerek ‘‘Almanya’da yaşayan Yılmaz Arslan, belli ki üç kâğıtçının teki’’ şeklinde konuştu. Gün İzi Film Şirketi’nin ortağı Murat Kadıoğlu ise Yılmaz Arslan’ın kendilerine verdiği 150 bin marklık çek karşılıksız kaldığı için Almanya’da onu mahkemeye verdiklerini söyleyerek, şimdi bütün borçları kendisinin ödeyeceğini belirtti.

2

‘Gemide’ de yüz kızartıcı sözler

Festivalde ‘‘En İyi İkinci Film’’ ödülünü kazanan ve Serdar Akar’a ‘‘En İyi Yönetmen’’, Nevzat Dişiaçık’a da ‘‘En İyi Kurgu’’ ödüllerini getiren ‘‘Gemide’’ filminin müstehcen diyalogları da büyük tepki gördü. Festivale gönderilmeden önce sansüre girmeyen filmin, sansürden geçmesinin mümkün olmadığı düşünülüyor. Film, gemiye bir fahişe getiren dört gemicinin başından geçenlerin öyküsünü konu alıyor. Adamlardan ikisi iyi niyetli olmasına rağmen, diğer ikisi sırayla kıza tecavüz ederler. Bunun üzerine aralarında huzursuzluk çıkar.

Filmde gemicilerin birbirleriyle konuşmaları sırasında,

- ‘‘Senin s..tiğin kadını ben de s..erim!’’,

- ‘‘Öyle bir şey yapamazsın. Yaparsan senin g...nde sigara söndürürüm’’

- ‘‘Ben de senin a...ı si..rim’’ şeklindeki diyaloglar izleyenlerden büyük tepki gördü.

3

‘Ağır Roman’a senarist isyanı

Antalya’da yankılanan olaylardan biri de ‘‘Ağır Roman’’ın telif hakkıyla ilgili skandal. Festivale büyük ümitlerle katılan ve yönetmenliğini Mustafa Altıoklar’ın yaptığı ‘‘Ağır Roman’’ filmi, beklediği sonuca ulaşamadı. Film, Mustafa Uğurlu’ya ‘‘En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu’’, Sevda Ferdağ’a ‘‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’’, Mustafa Ziya Ülkenciler’e ise ‘‘En İyi Sanat Yönetmeni’’ ödüllerini kazandırdı. ‘‘Ağır Roman’’ın eser sahibi olan Metin Kaçan ise hâlâ kendisine vaat edilen paranın ödenmediğini iddia ediyor. Kaçan, filmden alması gereken rakamın 54 milyar olduğunu söylüyor. Filmin Müjde Ar ve Mustafa Altıoklar’la birlikte üç ortağından biri olan Sabahattin Çetin ise Kaçan’a makbuz karşılığında bir milyar verdiğini belirtiyor.