Aferin Hayrettin Bey!

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

ANAP milletvekili Hayrettin Uzun, bir süreden beri partisiyle ters düşüyormuş. Olabilir, çok normaldir. Gün gelir her siyasetçi partisiyle ters düşebilir.

Bunun çözümü ya partide kalıp mücadele etmektir, ya da istifa etmektir.

İkisi de onurlu çözümdür.

Ancak partisiyle ters düşen bir milletvekili, dün en ağır hakaretleri savurduğu kadının partisine giriyorsa, o zaman işin içinde bir iş var demektir.

Evet, Hayrettin Bey şimdi ANAP'tan istifa edip DYP'ye geçecekmiş. Demek ki, ANAP'ın kendisini listeye koymayacağını anladı!

Bu, Türk demokrasisinin kaderidir. Partileri ve genel başkanlarıyla araları iyi olmayan milletvekilleri, hele seçim yaklaştığında, yeniden Meclis'e girmeyi garanti edebilmek için farklı arayışlara girerler.

Bunun en kestirme yolu da, kendisine ‘‘seçilme’’ garantisi veren bir başka partiye kapağı atmaktır. Belli ki Hayrettin Bey DYP ile işi bitirmiş ve güvenceyi almış:

‘‘Sen bize gel, listede yerin garanti’’.

***

Çiğdem Toker arkadaşım dün kendisiyle konuştu... Hayrettin Bey ‘‘Ne yapayım yani, Fazilet'e mi geçeyim?’’ diye soruyordu!

İnsaf kardeşim, sana şuraya veya buraya geç diyen yok ki! Ama yakın geçmişe bir göz at, Tansu Çiller için söylediğin sözleri şöyle aklına bir getir.

Bakın neler demiş o zamanlar!.. Muş milletvekili Erkan Kemaloğlu, bizim Kubilay Uygun gibi o partiden bu partiye geçerken, en son DYP'den ANAP'a geçtiğinde, Hayrettin Bey şöyle diyor:

‘‘Benim Çiller'e uşaklık edenlerle işim yok’’.

Tansu'nun örtülü ödenekten buharlaştırma işlemine tabi tuttuğu 500 milyar için şunu söylüyor:

‘‘Çiller suçüstü yakalanmıştır’’...

Başka konuşmalarında Tansu'yu ‘‘ülkeye ihanetle’’ suçluyor!..

Ve şimdi Tansu'nun partisine girmek için hazırlık yapıyor.

El insaf!

Yakında DYP'ye geçecek, Tansu'nun karşısında ceket ilikleyecek ve ‘‘Bana bir emriniz var mı?’’ diye soracak.

Miting meydanlarına çıkıp Tansu'ya yağ bal çekecek, övgüler düzecek.

Ne karşılığında?

Nisan 1999 seçimlerinde bir kez daha milletvekili seçilme karşılığında!

Yazıktır, ayıptır.

Partide sorunun varsa, git kavganı ver. Ne biliyorsan konuş, ANAP'ın içinde dönen dümenleri, pislikleri, peşkeşleri kamuoyuna tek tek açıkla. Gerekirse istifa et. Ama bir kez daha seçilebilmek uğruna kendini inkâr etme. Dün ağzından çıkan lafların bugün unutulacağını sanma.

Dün hakaret ettiğin kadının kucağına oturma.

***

Türkiye'de siyasetin kaderi bu. Meclis'e birilerini seçiyoruz. Aslında biz seçmiyoruz. Onları genel başkanlar seçiyor. Listeleri onlar belirliyor...

Ve bize de, onların belirlediği isimleri koyun gibi seçmek düşüyor.

Demokrasi, işte bu şahıslar yüzünden her gün yara alıp toplumun gözündeki saygınlığını yitiriyor.

Sırf biz kez daha seçilebilmek için dün kara dediklerine bugün ak diyen tipler!..

Her parti bunlarla dolu. Her şey bir kez daha seçilebilmek için. Bu yüzden ilke yok, inanç yok ama omurgasızlık var.

Dün Tansu için en ağır lafları edenler DYP'ye geçiyor, Mesut için benzer lafları söyleyenler ANAP'a tüyüyor vesaire.

Bu Meclis'te bizim anlayamadığımız bir tılsım olmalı! Nedir, nedir?

Yoksa bu şahısların fiziksel, ya da ruhsal bir rahatsızlığı var da, bunları bizim üzerimizden oynadıkları demokrasi oyunuyla mı gidermeye çalışıyorlar?

Bacı, Hacı'ya af istiyor

Çok değil, bundan önce yapılan Aralık 1995 seçimleri öncesinde, Tansu'nun gazetelerde yayınlanan kocaman seçim ilanları vardı:

‘‘24 Aralık seçimleri, 2000'li yılların seçimidir. Türkiye'nin geleceği sizin elinizdedir.

Ya karanlığa (Refah'a) ya aydınlığa gideceğiz.

DYP'YE VERİLEN HER OY, BÖLÜCÜ REFAH MACERASI KARŞISINDA TEK VE KESİN ÇÖZÜMDÜR. HAYDİ TÜRKİYEM İLERİ’’.

Erbakan'ı yerin dibine batıran, onun eroin dosyalarından söz eden, en ağır hakaretleri savuran, Refah'ın PKK'dan beter olduğunu savunan, onlara ‘‘Milliyetsiz şerefsiz’’ diye bağıran da aynı Tansu idi.

İşte, yukarıdaki tam sayfa ilan.

‘‘Bölücü Refah macerası’’.

Sonra gitti, bunlarla koalisyon yaptı. Kendi yolsuzluk dosyalarından aklanabilmek için Refah'a sığındı. Anlı şanlı ‘‘Müslüman kardeşlerimiz’’ de, doğrusu Tansu'yu mahcup etmediler. Verdikleri oylarla onu güzelce akladılar.

Günahı vebali boyunlarındadır. Cehennem ateşinde cayır cayır yanacakları kesindir.

Bay Ecevit'in, karısı aracılığı ile gündeme getirdiği son af komedisinden sonra, şimdi Tansu konuşuyor:

‘‘Erbakan siyasi suçludur. Onu da affedelim, siyasete dönsün’’...

Ablacım, bunların bölücü olduğunu, PKK'dan beter olduğunu, Türkiye'yi karanlığa götürdüğünü bağıran sen değil miydin?

Anayasa Mahkemesi senin görüşlerin doğrultusunda bunların dosyasını inceledi, gereğini düşündü ve partiyi kapadı. Necmettin beyamcamı da siyaset dışı bıraktı.

Şimdi sen çıkmışsın ortaya ve dün söylediğinin 180 derece tersini söylüyorsun. Ne uğruna? Amacın nedir? Sen neyin peşindesin? Senin hangi dediğine inanalım? Yoksa onlara diyet borcunu mu ödüyorsun?

İnsaf be, senin yaptığını Kubilay Uygun bile yapmadı!













Yazarın Tüm Yazıları