Gerçekler önce gelir...

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Susurluk olayıyla açığa çıkan ‘‘devlet içindeki çeteler’’ muamması artık çözülür mü çözülmez mi?

Eski İçişleri Bakanı ve eski Emniyet Genel Müdürü, Elazığ DYP Milletvekili Mehmet Ağar ile, Susurluk kazasının en önemli isimlerinden DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak'ın dokunulmazlıklarının önceki gün kaldırılması ardından yanıt isteyen en önemli soru budur.

İşin tuhafı kamuoyu Susurluk olayı çözülecek diye beklerken mevcut kördüğümün üstüne yeni düğümler atılıyor:

Son hâkim Akman Akyürek olayı bunun bir örneği...

Akyürek her şeyi fazla bilen bir tip imiş. İlişkileri biraz tuhaf. Keza birkaç gün önce İstanbul'da geceyarısı uğradığı kaza sonucu arabasından çıkan -ve çıkmayan- eşyalar kafa karıştıracak türden...

Gazetelere yansıdığına göre Akyürek'in arabasından yüzlerce milyar liralık senet vs. ile 14 bin doları aşkın döviz çıkıyor.

Bunun bir açıklaması olmak gerekmez mi?

Akyürek'in peşinde olduğu iki adet ‘‘bomba gibi dosya’’nın içeriği tam olarak nedir?

Akyürek'in yasal statüsü ile kendisine verilen görevler arasında bir uyumsuzluk dikkati çekiyor. Örneğin kendisi Adıyaman'ın Kahta İlçesi'ne tayin edildiği halde iki yıldır buraya gitmiyor, tamamen başka işler yapıyor.

Dahası... Güney Afrika başta olmak üzere birçok yabancı devlete, niteliği bilinmeyen geziler yapıyor...

Akyürek Susurluk olayı ve çeteler meselesi ile pek yakından ilgilenen biri -hatta uzman- olarak bilindiğine göre, tüm bu soruların yanıtlarını vermek gerekmez mi?

Kaldı ki Akyürek'in uğradığı kaza, Susurluk olayı ile bağlantısı olanların uğradığı kazaların üçüncüsünü teşkil ediyor. Çünkü daha önce de bu konularla ilgilinen bir eski Milli İstihbarat Teşkilatı mensubu Bursa civarında uğradığı trafik kazasından hayatını kaybetmişti.

Tabii tüm bunların spekülasyondan öte bir değeri olmadığı da bir gün ortaya çıkabilir. Ama ister bu sonuca ulaşılsın, ister yasaları çiğneyenleri adalete teslim edecek gerçekler bulunsun... Önemli olan bununla ilgili görevin, kamuoyunu tatmin edecek dürüstlükte kişilere verilmesidir.

Mehmet Ağar, dokunulmazlığının kaldırılmasından önce de sonra da ‘‘Türkiye'de hâkimler var’’ diyerek eğer bunu kastettiyse, onun da istediği bizimkinden farklı değildir.

Ama Türkiye'de var olduğunu söylediği hâkimlerin, yasalara aykırı birtakım eylemlerin üstünü kapatmasını bekliyorsa, o zaman Ağar'ın düşüncesiyle, kendisinin içtenlikle savunuyor göründüğü devletin ve ulusumuzun çıkarları çatışıyor demektir.

Biz gerçeklerin tam olarak ortaya çıkmasını ve masumun masum olmayandan ayrılmasını istiyoruz. Tıpkı genel kamuoyumuz gibi...

Yazarın Tüm Yazıları