İnfanta'nın doğumgünü

Yavuz GÖKMEN

Bilmem, sizin de aklınıza ara sıra bir şeyler takılır mı? Benim takılır ve niçin takıldığını, nereden geldiğini hiç, ama hiç bilemem.

Bazen eski bir olaydır aklıma takılan ve ben söz konusu olayın aklıma takılan cephesini hiç düşünmemişimdir. Bu kez onu düşünmeye başlarım.

Ama ‘‘İnfanta'nın doğumgünü’’ eski bir olay değildi. Benim çocukluğumda okuduğum bir kitaptı. Oscar Wilde'ın bir hikâyesinin adıydı.

Hikâyeye ait hiçbir şey hatırlamıyor sayılırım. İnfanta, İspanya ve Portekiz krallarının ikinci kız çocuklarına takılan addır. Hikâyeden net olarak hatırladığım iki şeyden bir tanesi bu.

İkincisi de, doğumgünü kutlanan İnfanta'nın küçük ve güzel bir prenses oluşu. Galiba Portekiz Kralı'nın kızıydı.

Ama Wilde, kralı değil, ‘‘dünyanın en güzel kadını’’ diye taçlandırdığı anne kraliçeyi anlatıyordu.

Hikâyenin içeriğini ısrarla düşündüm. Ama aklımda sadece şatafatlı bir doğum günü manzarası kalmış.

Ne var ki bir yazarı bilirseniz, onun hemen tüm kitaplarını okuduysanız, aklınıza gelmeyen hikâyenin içeriğini siz bile yazabilirsiniz.

Wilde da mutlaka İnfanta'nın doğumgünündeki şatafattan çıkarak, yoksul çocukları hatırlamış olmalıdır. Belki de İnfanta'ya doğumgününde Sindrella'nın eski elbiselerini giydirmiş olmalıdır.

Onu sevgiyle kucaklayıp öpmüş olmalıdır.

* * *

Doğumgünü deyince benim içimi buruk bir acı kaplar.

Benim doğumgünüm, annemin de ölüm günüdür. Bu yüzden doğumgünümü asla coşkuyla kutlayamadım.

Ama başkalarının doğumgünlerini kutladım. Sonra da kendime bir mazeret icat etmeyi başardım.

Bir aydının doğumgünü, ülkesinin özgürlüğe kavuştuğu gün olmalıydı.

Bu hesapça ben zaten daha doğmamıştım.

Demek ki o gün geldiğinde doğumgünümüzü hep birlikte kutlayacağız.

Peki ama o gün nasıl gelecek?.. O günü bir an önce getirmek için ne yapmalıyız?

Doğumgünümüzü bir an önce kutlamak için ne yapmalıyız.

‘‘İnfanta'nın doğumgünü’’ aklıma düştüyse sebebi budur.

* * *

İleride size Erdal İnönü'nün ‘‘Anılar ve Düşünceler’’ kitabının ikinci cildiyle ilgili birkaç yazı yazacağım.

Bu kitabı henüz bitirmedim, ama daha ilk satırlarından itibaren beni içine çekti, aldı götürdü.

Şimdi sadece İnönü'nün Thomas Jefferson'dan yaptığı alıntıyla yetineceğim.

‘‘İnsan zihnini baskı altına alacak her çeşit istibdatla sonuna kadar mücadeleye ant içtim.’’

İşte bu kadar! Nereden gelirse gelsin, hangi adla, ne adına gelirse gelsin, insan zihnini baskı altına alacak her çeşit istibdatla sonuna kadar mücedele edeceğiz.

Bunu mutlaka başaracağız; özgür demokrat ülkemizi yaratacağız.

Doğumgünümüz şimdiden kutlu olsun.

---