Ayşe'nin gözlüğü...

Güncelleme Tarihi:

Ayşenin gözlüğü...
Oluşturulma Tarihi: Ekim 31, 1997 00:00

Ayşe ARMAN
Haberin Devamı

Erkeklerin gizli düşünceleri

20 yaşındayken:

- Yaşam sınırsız. Ben ölümsüzüm. Her an her şey olabilir!

25 yaşındayken:

- Ben mi? Asla! Neden emeklilik maaşı gibi sufli şeyleri düşüneyim ki. Sigorta migorta hikaye. Ben zaten zengin olacağım!

30 yaşındayken:

- Hayatımın yarısına geldim ben. Otuz yaş bir dönüm noktası. Gerçi hala önümde uzun yıllar var, hala bir şeyler yapabilirim ama...

40 yaşındayken:

- Hayat hiç de planladığım gibi ilerlemedi. Olmadı işte. Ama yine de... İstersem bir şeyleri değiştirmek için hala çabalayabilirim, bunu yapabilirim...

50 yaşındayken:

- Allahım ben hayatımda ne yaptım? Göz göre göre onu boşa harcadım. Ben bir dolu başka şey yapabilirdim. Ama bak, neredeyse sonuna geldim. Ve ne elde ettim! Koskoca bir hiç.

Kadınlara yönelik...

- Ne yazık ki doğru! Kadınların beni çekici bulup bulmadıklarını hep merak ediyorum. Keşke öyle olsa...

- Onların ilgisini çekmek için ne kadar zor bir hayat yaşadığımı, ne kadar baskı altında olduğumu ve yalnızlığımı anlatıyorum. Çünkü aslında ben iyi bir insan olduğumu düşünmelerini istiyorum.

- Keşke, bilmem kim kadar ünlü olsaydım!

Erkek erkeğe konuşurken...

- Bir çok kadınla ilişkim oldu... (Hayır aslında yalan söylüyorum, gerçekten keyif aldığım seks ilişkilerim hayatım süresince üçü geçmez, doğrusu bu!)

- Benim de çok ilişkim oldu, bilirsin... (Hayır bilmezsin! Ben de yalan söylüyorum. Bazen o kadar ilişkiye rağmen hala kendimi bakire ve keşfedilmemiş hissediyorum. Kafamdaki seks ilişkisini neredeyse hiç yaşayamadım ben!)

- Bir erkek olarak söyleyebilirim ki, hiç biseksüel eğilimim olmadı, erkekleri hiç çekici bulmuyorum. (Acaba ben ‘‘acaba’’yı bile mi reddediyorum!)

- Haklısın benim de biseksüel eğilimim yok. Midem bulanır! (Öyle diyorum ama, kadın olsam bilmem kimle yatardım demiştim geçen gün. Acaba? Ne alakası var. Hayır, hayır!)

Sekse dair...

- Şu klitoris denilen yer tam olarak nerede ve neye benziyor Allahaşkına. Sormak ayıp, bilmemek ayıp, en iyisi biliyor gibi davranmak!

- Galiba altı saniyede bir seks yapmayı düşünüyorum.

Kadınlarla konuşmalar...

- Beni seviyor musun?

- Elbette ki seviyorum güzelim. (Aslında hayır... Ya da... Ne bileyim belki de seviyorum... Yok yok, galiba sevmiyorum ama yine de seninle sevişmek istiyorum!)

- Hem de çok. Seni çok seviyorum, çok seviyorum, çok seviyorum (Çünkü böyle söylemem için beni zorluyorsun. Üstelik seni sevmediğimi ama çok istediğimi söylesem, o zaman da benimle sevişmek istemiyorsun. Peki senin kurallarına göre oynayalım. Evet seviyorum. Ne zaman yatıyoruz?)

- Gerçekten mi?

- Elbette (Çünkü aksini söylemem mümkün değil, anlamıyor musunu? Çünkü duygularını incitmek istemiyorum. Senin duyguların her şeyden inciniyor. Tanrım biz ne yapacağız? Hadi yatalım!)

Evlilik üzerine...

- Benimle evlenecek misin?

- Evet. (Ne yapıyorsun, çıldırdın mı? Bak bu işin şakası yok, hayır de, hayır de, lütfen!)

- Gerçekten doğruyu mu söylüyorsun!

- Evet hayatım. (İnan bilmiyorum, hiç istemiyorum ama...)

Evlendikten sonra...

- Burun kıllarını alma zamanı!

- Yarın yapsak karıcığım? (Ne bugün, ne yarın, ne de sonraki gün. Senin için değil. Artık evlendiğimize göre, ne önemi var burun kıllarımın. Zaten seninim. Hem de tamamen. Çünkü sen öyle istedim. O zaman burun kıllarımla senin olacağım. Anladın mı? Hem, şu Allahın cezası uzaktan kumanda nerede?)

- Evliyim evet. Mutluyum da... Peki o zaman neden hala başka kadınları çekici buluyorum? Tanrım, ben neden iflah olmuyorum...

- Sence kadınlar ve erkekler seks işin içine karışmadan ilişki kurabilirler mi? Yani demek istiyorum ki, sence arkadaş olabilirler mi? İlla sevişmeleri mi gerekiyor?

- Hayır karıcığım nereden çıkardın elbette ki, sevişmeden de arkadaş olabilirler! (Sen öyle zannet. Bu mümkün değil hayatım. Bunu senin anlaman da!)

- Sevgilim...

- Zzzzzzz. (Uyuyorum, beni rahat bırak!)

- Sen kocamsın, seni seviyorum ve ben sadece mutlu olmak istiyorum.

- Hı hı. (Bense para kazanmak istiyorum!)

Kendi gerçeklerine dair...

- Keşke penisim daha büyük olsaydı!

- Ne dedin?

- Bir şey yok. (Pardon, sadece sesli düşünüyordum!)

- Kadınların penis kıskançlığı olduğu söylenir!

- Evet, öyle derler... (Derler ama benimkinin ne kadar küçük olduğunu bilseler, demekten vazgeçerler!)

- Bak, seni kız arkadaşımla tanıştırayım, bu da kocam...

- Merhaba eşim sizden çok söz etti. (Tanrım kalçaları ne kadar güzel!)

Evde...

- Bulaşıkları makineye koyacağım, sonra biraz ütü yapacağım... Sonra da akşam yemeğini hazırlarım, tamam mı? Sen de yardım edersin?

- Tabii (Hayır, hayır, hayır! Sadece ayaklarımı uzatıp televizyon seyretmek istiyorum ve senin beni beslemeni, beslerken de susmanı diliyorum. Allahım lütfen konuşmasın!)

Sevişirken...

- Bu zevk veriyor mu?

- Elbette hayatım, devam et. (O gördüğüm otomobili bir alabilsem. Benimkini satsam, birazını peşin versem. Vade yaparlar mı acaba?)

- Çok güzeldi değil mi?

- Evet canım. (Sırtımı dönüp televizyon seyretmek istediğimi niye anlamıyor! Niye yaptığımız işin bile teorisini yapmamız gerekiyor? Niye kadınlar böyle? Neden ‘‘işim’’ bitince, o ‘‘iş’’le işimin tamamen bittiği, benim de bittiğimi anlamak bu kadar zor. Nedeeeen?)

İçsel...

- Kimse beni anlamıyor...

- Ben de kendimi anlamıyorum.

- Başka bir gezegenden gelmiş bir yaratığım ben!

- Bazen karımı öldürmenin nasıl bir şey olacağını düşünüyorum.

- Mesela cesedini nereye gömerdim? Aslında öldürmek değil de, nasıl desem, bazen onun buharlaşmasını istiyorum. Biraz nefes alabilmek için, onun olmadığı bir havayı tenefüs etmek için. Ama buharlaşsa bile içime çekeceğim oksijende olur biliyorum. Ondan kurtulmak mümkün değil. Peki ben bunları kime anlatacağım. Onsuz, yeni bir heyecan nasıl yaşayacağım?

- Başka erkeklerin de benim gibi düşünüp düşünmediğini merak ediyorum. Ama böyle şeyler konuşulmaz ki!

Ekstrem durumlar...

- Şu borsadaki düşüşlerden söz etsek... (Aslında umrumda bile değil, içimde arkası ipli bir külot var, karım giydirdi, canım acıyor!)

- Evet haklısınız, durum kritik, bir şeyler yapmalıyız! (Umarım bugün bir trafik kazası filan geçirmem, pantolonumun altında kırmızı bir külot olduğunu anlaşılırsa bütün kariyerim mahfolur! Ne yapmam gerektiğini biliyorum, bir an önce gidip onu değiştirmeliyim!)

Bir itiraf anında...

- Karım birkaç saat geç kaldı. Şu an nerede bilmiyorum. Galiba yoldadır, onu bekliyorum. Evet, evet ben de onu merak etmeye başladım (Yalan! Belki kaçırılmış, ya da öldürülmüştür. Elbette ki üzülürüm. Hatta ağlarım. Ama onsuz bir hayat. Düşünsene... Bütün problemlerim çözülür, üstelik herşey, benim herhangi bir dahlim olmadan gerçekleşmiş olur!)

Ve son olarak...

- Sen neler düşünüyorsun?

- Ben mi... Hiiiç. (Bunlar erkeklerin gizli düşünceleri!)

HAMİŞ: Ben aslında erkeklerden anlamam! Bu görüşler, Anglo-sakson Steven Appleby'ye aittir. Kendisi erkektir. Bu yüzden biraz soğuk, hatta biraz itici gelebilir. Erkek olduğu için değil, İngiliz olduğu için. Ama zaten hayatta herşeyin herkese çekici gelmesi beklenemez. Bu hamişi de bu fikirleri beğenmediğiniz takdirde kum torbası haline çevireceğiniz kişinin ben değil, Steven denilen adam olduğunu hatırlatmak için yazıyorum. Beğendiyseniz tabii ki beni arayacaksınız...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!