Hanımefendi hiç U dönüşü yapmaz!

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

Kendi ifadelerine göre Çiller'in hayatında hiç ‘‘U'' dönüşü olmamıştır! Gerçekten de öyle midir?

Tarih 22 Nisan 1997... Hanımefendi iktidardadır. Yani başbakan yardımcısı.

Ortağı, Başbakan hac görevini belki 25'inci, belki 30'uncu kez yerine getirmek için hanedanıyla birlikte kutsal topraklardadır.

Hanımefendi, düzenlediği basın toplantısında aynen şöyle der:

‘‘Açıkça söylüyorum. Temel eğitim 8 yıl kesintisiz, aralıksız olacaktır. Türkiye bunu ya yapacak, ya yapacaktır. Hedefimiz bu yıl başlamaktır. Yasanın çıkmasıyla imam hatip okullarının orta bölümleri kapatılacaktır.''

Tarih 24 Temmuz 1997... Hanımefendi muhalefettedir.

Biraz şaşkın, biraz dağınık bir ruh yapısı içindedir. Başkanlık Divanı'ndan önce basına şu açıklamayı yapar:

‘‘Biz hiçbir zaman 'İmam hatiplerin orta kısımlarını kapatacağız' demedik. Biz imam hatipleri 'Kapattırmayız' dedik, kapattırmayız. Bu tasarı imam hatiplere vurulan bir darbedir, biz bu darbeye seyirci kalamayız.''

Tarih 30 Temmuz 1997... Hanımefendi Kuşadası'ndaki, önce yardımcısı Suna Pelister'in diye iddia ettiği, sonradan kendilerinin olduğunu açıkladığı çiftliğinden yeni dönmüştür.

Yine Başkanlık Divanı toplantısından önce basına konuşur:

‘‘Biz 8 yıllık eğitimden yanayız. Her zaman da yana olduk. Ancak bunu yönlendirme olmadan algılamak yanlıştır. Bu tüm dünyadaki uygulamalara da ters düşer. Yönlendirme yapmadan bunu yapmak Türkiye'ye zorla elbise giydirmek olur.''

* * *

Yukardaki sözleri ciddiye alırsanız, gerçekten de dediği gibi Tansu Hanım hayatında hiçbir zaman ‘‘U'' dönüşü yapmamıştır.

Ama medya hep sözlerini çarpıtmıştır.

Örneğin biz de değişik zamanlarda söylediği bu sözleri alt alta sıralayarak büyük bir işgüzarlık yapmaktayız.

Zaten kendileri zirvedeki kar kadar tertemizdir. Yolsuzluk iddialarının hepsi iftiradır.

Yoksa kendilerinin RP ile kurduğu ucube hükümetin hiç günahı olmamış, bu dönemde memleket birlik beraberlik içinde gül gibi yönetilmiştir.

Önceki günkü irtica gösterisinde de Hanımefendi'nin zerre kadar bir payı yoktur! Bütün suç ülkeyi, insanları bölen bugünkü hükümetindir!

Acaba hiç ‘‘U'' dönüşü yapmayan Hanımefendi önceki günkü acayip kılıklı, çağdışı insanların gösterilerini izlerken de böyle mi düşündü?

Yoksa bu karanlık tabloda önemli bir payı olduğunun bilincine varıp vicdan azabı çekti mi?

Yoksa ‘‘Oh, oh! Yürüsünler, yürüsünler... Refah Partisi nasıl olsa kapanacak, bunların oyu da bana gelecek'' diye mi düşündü?

* * *

Biz Çiller'in bir vicdan rahatsızlığı içinde olduğunu sanmıyoruz.

Çünkü bugün içinde bulunduğu ruh halinin onun sağlıklı düşünmesini engellediğine inanıyoruz.

Bu yüzden de bugün merkez sağın bütünleşmesi için en büyük engeli oluşturuyor Çiller...

Biz Tansu Hanım'ın, gazeteci arkadaşlarımızın hasta ruhlu üç beş polis tarafından dövüldüğünü izlerken de bir rahatsızlık duyduğunu sanmıyoruz.

Çünkü kendisinin iktidarını sürdürmek için devletin polisini nasıl kendi özel örgütü haline getirme çabaları içinde olduğunu biliyoruz.

İçişleri Bakanı yaptığı Meral Akşener'i kullanarak ne kadar tehlikeli oyunlar içine girdiğini de...

Çünkü gazetecilerin kafalarında cop kıran ruh hastalarını polisin içine sokan bu içişleri bakanıydı.

Neyse bu kâbus bitti artık.

Hanımefendi sürekli konuşacağına otursun, tahrip ettiği devletin her gün nasıl düzeltildiğini seyretsin.

Belki o zaman birazcık vicdan sızlaması duyar.

Yazarın Tüm Yazıları