Avcı-Eymür davası ve telefon dinleme

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Genelkurmay'a köstebek yerleştirdiği iddia edilen eski Emniyet İstihbarat Başkan Vekili Bülent Orakoğlu'nun yardımcısı Hanefi Avcı ile Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür arasındaki dava, gazete manşetlerine tırmandı.

Hatırlarsınız, Hanefi Avcı, TBMM Susurluk Komisyonu'nda verdiği ifadede jandarmayı ve Eymür'ü suçlamıştı. Eymür, bu ifade üzerine nisan ayında Hanefi Avcı aleyhine dava açmıştı.

Sabah'tan Saygı Öztürk, yarınki duruşma öncesinde tarafların mahkemeye verdikleri dilekçeleri haber yaptı. Dilekçelerdeki iddiaları notlarımla karşılaştırdığımda ortaya ilginç bir tablo çıktı.

***

Hanefi Avcı'ya göre kamuoyunda büyük ün yapan Yeşil kod adlı ve Ahmet Demir sahte kimlikli Mahmut Yıldırım, aslında Mehmet Eymür'ün adamı.

Nitekim Hanefi Avcı, mahkemeye sunduğu dilekçede Yeşil'in Ankara'da gözaltına alındığını hatırlatıyor, Mehmet Eymür tarafından serbest bırakıldığını ima ediyor.

Hanefi Avcı'nın verdiği bilgi doğrudur...

Yeşil, 1994 yılında Ankara'da gözaltına alındı. Orhan Taşanlar'ın Ankara Emniyet Müdürlüğü yaptığı günlerde Mehmet Eymür gece evinden arandı.

Gözaltına alınan Yeşil'in üstünden Eymür'ün telefonunun çıktığı söylendi, Mehmet Eymür isterse serbest bırakılacağı vaat edildi.

Ama Mehmet Eymür, ‘‘Yeşil bizim adamımız değil, ne isterseniz yapın'' yanıtını verdi. Israrlı telefonlar ertesi gün işyerinde de sürünce, Mehmet Eymür kurulan tuzağı anladı: Güneydoğu'dan Marmara'ya kadar uzanan coğrafyada korku salan Yeşil'in faturası kendisine kesilmek isteniyordu.

***

Peki, Eymür ile Yeşil arasında hiç mi ilişki yok?..

Bize sorarsanız var. 1993 yazına geri dönelim.

Binbaşı Cem Ersever, eski PKK itirafçısı Mustafa Deniz'le birlikte JİTEM'den istifa etti, gazetelerde demeçleri yayınlanmaya başladı.

Ersever hakkında dava açıldı, Binbaşı'yı Yeşil tarafından öldürülme korkusu sardı. Bir süre ortadan kayboldu, ancak dava günü ortaya çıktı.

Kemal isimli arkadaşının evinde üstünü değiştirip, emanet ettiği malzemeyi teslim aldıktan sonra mahkemeye gitmesi bekleniyordu. Ama o gün ortadan kayboldu, sonra cesedi bulundu.

Böylece geldik en kritik noktaya:

Cem Ersever'in arkadaşı Kemal'in evinde sakladığı emanet, uzaktan kumandalı patlayıcılardı.

Hanefi Avcı'nın TBMM Susurluk Komisyonu'na verdiği ifadeye göre, Ersever'in mobil araç telefonunu olaydan sonra Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım kullandı.

Demek ki, patlayıcıların da Yeşil tarafından alınmış olmasını düşünmek abartılı tahmin sayılmaz. Ve aynı patlayıcıların Mehmet Eymür tarafından Yeşil'den geri alındığını varsaymak mümkündür.

***

Hanefi Avcı, Mehmet Eymür ile Yeşil arasındaki işbirliğine örnek göstermek isterken, bakın ne diyor: ‘‘Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın kullandığı cep, mobil ve sabit telefonları ile kimlerle görüştüğü araştırılırsa karşımıza Mehmet Eymür çıkmaktadır. 1-2 defa değil, 100'ü bulan sayıda karşılıklı irtibat ve ilişkileri gözükmektedir. Bu kayıtlar Türk Telekom'da bulunabileceği gibi, Eymür itiraz ederse konuşma kayıtlarını cetvel halinde sunabilirim.''

Mehmet Eymür de dilekçesinde, Avcı'nın söz ettiği ‘‘telefon irtibatlarından'' yakınıyor. İşin özeti, Mehmet Eymür, Hanefi Avcı'nın telefonunu dinlemiş olmasından kuşku duyuyor.

Hanefi Avcı'nın ‘‘Mehmet Eymür, Kocaeli Çetesi'nden Hadi Özcan'la bağlantılı'' yönündeki ifadesi bu kuşkuyu güçlendiriyor.

Mehmet Eymür yerinde değilken ofisini arayan bir kişi, Hadi Özcan adıyla not bırakıyor. Ama bu Hadi Özcan, Avcı'nın sözünü ettiği ve Kocaeli Çetesi'nin lideri olduğu ileri sürülen kişi değil. Eymür'ü arayan, Başbakanlık'ta danışmanlık görevi yapan Hadi Özcan.

Gördüğünüz gibi istihbaratçıların kavgasından çok bilgi çıkıyor.

Yeter ki, bildiklerinin hepsini anlatsınlar.

Yazarın Tüm Yazıları