Ayşe Arman: Gülben Ergen'in bornozlu hali

Ayşe ARMAN

Hayat böyle acayip işte. Gülben Ergen röportajına gittik, birden kendimizi İbrahim Tatlıses'le Derya Tuna'nın bir dönem yaşadığı Tarabya sırtlarındaki dubleks evde bulduk. Meğer onların eviymiş. Derya Tuna dekore etmiş. Sıkıldıktan sonra da, evi Gülben Ergen'e satmış. Bu evin ilk gazeteci kaşifleri de bizmişiz. Kristof Kolomb gibi Hindistan'a giderken Amerika'yı keşfetmiş olduk.

MUHTEŞEM BANYO

Kıskandıysam o banyoyu kıskandım!

Kocaman bir yaşam alanı.

Gülben Ergen de orada yaşıyor zaten. Salon gibi. Jakuzi, duş, küvet, koltuk takımı. Bayağı uğraşılmış, herşey düşünülmüş. Yatak odası banyoya açılıyor, suit gibi.

Eve, Feng Shui uzmanı Ferda Hanım'ın da eli değmiş. Çağrıyorsunuz geliyor, size yatak odanızdaki ‘‘aşk nokta’’sını gösteriyor. Televizyonu ya iptal ediyor ya da otellerdeki gibi kapak koydurtuyor. Renkleri düzenliyor. Mesela yatak örtüsü, boşuna kırmızı değil! Parfüm şişelerini ortadan kaldırtıyor. İki kadın (annesiyle) yaşadıkları için o evde, erkek figürü yok diye, erkek heykeli koydurtuyor! Trafik kazasında kaybettiği abisinin fotoğrafından negatif enerji yayılmasın diye, kaldırmasını tavsiye ediyor. İşte böyle şeyler yani. Ben aval aval dinliyorum tabii.

CİDDİ BİR EV KUŞU

Ajda Pekkan'a gelen spor hocası Ayten Hanım, haftada bir gün de Gülben Ergen'i çalıştırıyor. Heeeeey! Bütün bunları boşuna anlatmıyorum ben! Bu Gülben Ergen'in kişiliği. Ciddi bir ev kuşu. Hayatı evde geçiyor. Sonra, bir bakım manyağı. Eski kadınlar gibi topuklarının, dirseklerinin pembe olmasına inanamayacağınız kadar özen gösteriyor.

Son derece kontrollü bir kadın. Neredeyse kontrolden çıkması imkansız. Tehlikeli İlişikiler filminin en bilinen cümlesini ‘‘İt's beyond my control’’ (Elimde değil!), onun ağzından, kafasını kesseniz duyamazsınız! Herşey bu kadının elinde.

Küçümsemeyin. Kafası da bir hayli çalışıyor. Örnek mi istiyorsunuz? Dadı'nın ilk bölümünü çektikten sonra, oturduğu sitedeki bütün Musevi komşularını toplayıp bir güzel seyrettiriyor, ‘‘Bakın bakalım olmuş mu?’’ diye soruyor. Onlar beğenince de ‘‘Tamam o zaman’’ diyor.

VE YALÇIN BAYER

Aynı zamanda istikrarlı bir kadın. Manikürcüsü, pedikürcüsü, berberi, manavı, asistanı en az altı yıllık. Kolay vazgeçmiyor. Ne var ki, vazgeçmek zorunda kaldığı şeyler de oluyor.

Nitekim gazeteye geldiğinde (fotoğraflarına bakmak üzere, söylüyorum ya kontrol manyağı!) kurt gazeteci Yalçın Bayer'le tanışıyor.

Yalçın Bayer, küt diye meseleye girip, ‘‘Neden hiç Erol Evcil'i cezaevinde ziyaret etmedin? Sizler neden bu kadar vefasız oluyorsunuz!’’ diye soruyor.

Ve arkadaşlar Gülben Ergen, bu soruya, o sıralarda sorguya alınmasıyla ilgili öyle bir cevap veriyor, öyle bir ayrıntı anlatıyor ki, biz de ona hak vermek zorunda kalıyoruz. O dönemde yaşadıkları pek de kolay şeyler değilmiş yani...

Adınızın birlikte geçtiği insanların çoğu zor durumda kaldı. Şimdi sizden bir şey isteseler, hiç bir maddi karşılığı olmadan yapar mısınız?

- TGRT zor durumdaydı, yılbaşında hiçbir ücret almadan sabaha kadar yayın yaptım. Özel ilişkilerimde ödediğim bedeller ise, tahmin edeceğinizin çok ötesinde. Bu konulara girmek istemiyorum, kendimi onarabilmek için tedavi gördüm. Yani herşey lay lay lom değildi.

Size takılan adamlar neden sizden kolay kolay vazgeçemiyor. Bu marifet kadınlığın neresinde?

- Bir kere kabarık bir liste yok. Üç diyelim. Güvende. Sıcaklıkta. Doğallıkta. Ben insanın içini açarım. Sonra dürüstüm.

Adamları böyle tavlıyorsunuz yani!

- Son senelerde olmadı, istersem tavlarım ama...

KONTROL MANYAĞIYIM

Sizin de vahim yoksulluk günleriniz var mı?

- Seda Sayan gibi acıklı hikayelerim yok! Dadılarla büyümedim ama hali vakti yerinde bir aileden geliyorum. Kadıköy çocuğuyum. Annemle babam boşandı. Babam yeniden evlendi. Abimi bir trafik kazasında kaybettim. 23 yaşındaydı. Çok koydu bana! Derken babamı kaybettim. Başka? 16 yaşında Hürriyet Gazetesi sinema güzeli seçildim, liseyi bitirdikten sonra da televizyon reklamları, mankenlik filan yaptım. Sürekli aklı başındaydım ben. Annemle babamın boşanması da bende çok izler bırakmadı. Yani anne baba ayrılığından çok etkilenen ve sırtını bu yüzden erkeklere dayadığını söyleyen kadınlardan değilim. Abimi kaybetmek canımı yaktı, ama ben abimi utandıracak hiçbir şey yapmıyorum, öyle avunuyorum. Bayramını, kandilini bilen biriyim. Artist gibi olmayan bir artistim.

Televoleler'den kaçmanızın özel bir sebebi var mı?

- Var, bu gibi şeyleri dengede tutmak lazım. Çok doğru kullananlar da var, ama ben kendi adıma konuşuyorum, her gün yayındayım, her gün bu suratım tabak gibi bir buçuk saat ekranda. Kendimden bıktırmaktan korkuyorum.

Kim akıl fikir veriyor size?

- Çok çabuk akıl kaparım ben. Sonra, çok akıllı bir annem var benim. Hálá ısrarla minübüse biner, ‘‘Bir kız var Gülben Ergen, onu nasıl buluyorsunuz?’’ diye kamuoyu yoklaması yapar! Sinir de eder tabii beni: ‘‘Sesin iyi değil, kasetin satıyor nasıl oluyor?’’ Etrafımda beni pohpohlayacak insanlar yok yani. Biz iş yapıyoruz ve para kazanıyoruz. Olağanüstü bir sesim yok Maria Callas değilim, Muazzez Abacı da değilim, ama doğru şarkılar söylüyorum.

Paradan ve aşktan korkuyorsunuz. Sevgi istiyorsunuz. Sizin tanımızına göre sevgiyle aşk arasında ne fark var?

- Aşka inanmıyorum. Belki de korkuyorum. Kontrol manyağıyım ben. Aklımı başımdan alacak bir şeyin içinde görmek istemiyorum kendimi. Yemek yemek hariç neredeyse herşeyi kontrol edebiliyorum.

Ufuktaki yeni projeler?

- Okan Bayülgen'le yazın bir sinema filmine başlayacağız. Çok heyecanlıyım. Vizontele'nin yönetmeni Ömer Faruk Sorak çekecek. En kıskandığım insanlar iyi sinema filmi yapanlar. Yavuz Turgul mesela.

YAĞLI FOTOYA HAYIR

Vücuduma yağ sürerek fotoğraf çektirmiyorum. Fotoğraflarım çok kapalı olduğu için kapak da olamıyorum. Kullanmıyorlar. Ben zaten ilgi çekici başlık da vermem. İşim zor yani.

KADINLAR TEHLİKELİ

Bir kadının en tehlikeli anı, sevgilisinden ayrıldığı, kıskandığı ya da bir şeylere hırslandığı zamandır. Allah korusun. Ya saçını kestirir, ya da kızıldan sarıya döner. Kesmezse gider silikon taktırır! İç savaştır yaşadığı. Ben hemen eve kapanırım.