Beni böyle sevin

Güncelleme Tarihi:

Beni böyle sevin
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 16, 1998 00:00

Haberin Devamı

Hataları ve takıntılarıyla Hande Ataizi

Sanat dünyasının en tartışmalı yıldızlarından biri Hande Ataizi. Kendi içinde de çelişkilerle dolu genç bir kadın. O, hem kendine çok güvenip ‘‘Hiçbir zaman küçük hayallerim olmadı’’ diyor hem de güzelliği ve oyunculuk kariyeri konusunda tevazu göstererek ‘‘Bana kadar niceleri var’’ yorumunu yapıyor.

O hem dişiliğini seviyor hem de masumiyeti seçiyor. Bütün bunlardan hiç de şikayetçi değil... Çünkü onları içindeki renklerin çeşitliliğine bağlıyor ve bunu oyunculuğuyla gösteriyor...

Kimileri için çelimsiz bir kızdı, çoğunluk için de seks sembolü... Herkes farklı düşünüyordu onun için... Doğrusu Hande Ataizi de çizdiği seksi kadın imajından çok hoşnut değildi. Kanal D'de yayımlanan ve beğeniyle izlenen ‘‘Ruhsar’’ adlı diziye kadar da bu imajı değiştirme şansı pek olamadı... Ataizi şimdi, insanların belleğine Ruhsar'da olduğu gibi ‘‘kocasına bağlı, onu çok seven ve kimselerle paylaşmayan’’ bir kadın imajıyla yerleşti... O da bu imajı pekiştirmek istiyor.

HATALARIMI BİLİYORUM

Önceki yıl aldığı Altın Portakal Ödülü’nden sonra televizyondan çok teklif aldığını ve bunlar karşısında şaşkına döndüğünü söylüyor Ataizi... ‘‘Ben tiyatro dünyasından geliyordum ve televizyonda hiçbir tecrübem yoktu. Bu nedenle ister istemez çok hata yaptım. Ama artık hatalarımı biliyorum ve tekrarlamayacağım. Özellikle fotoğraf konusunda inisiyatifi kimselere bırakmayacağım. Bizde belli başlı fotoğrafçılar vardır, onlar hep assolist ve alaturka fotoğraflar çekerler. Onların görüntüsüyle, yurtdışındakilerin görüntü kalitesi bir olmadığı için ortaya avam bir görüntü çıkıyor. Tabii ki fotoğraf çektireceğim, ama estetik olacak’’.

‘‘Mum Kokulu Kadınlar’’ onun şimdilik tek filmi... Hep ikincisini yapma arzusu içinde, ama iki yıldır bir türlü başlayamadı. Ödülü kazandığı zaman 1-0 mağlup olduğunu biliyordu sanatçı. Çünkü insanların o ödülü çıplak sahneleriyle aldığını düşündüğünü de çok iyi biliyordu. ‘‘Bana ödül verin, demedim. Beni oyunumla ödüle layık gördüler. Bu ödülü veren insanlar da işinin profesyoneli... Ama insanlar filmdeki ensest ilişkinin çarpıklığıyla, toplumun cinsel sorunlarıyla ilgilenmek yerine, 18 yaşındaki kızın göğsüyle ilgilendiler. Sinema filmlerinde birçok erotik sahne çeviren kadın oldu, hepsi mi ödül aldı? Ben başarılı olduğuma ve sezilerimle oyuncu tekniğimi birleştirdiğime inanıyorum. Çalışıyor ve işime asılıyorum. Hangi dizime baksam çok başarılı...’’ diyor Hande.

BENDE BİR KARİZMA VAR

Bir oyuncu olduğunu ve içinde bir sürü renk barındırdığını vurgulayan Hande Ataizi, bir yönüyle tanıtılmaktan çok hoşlanmıyor. Güzelliğin de çok göreceli olduğuna dikkat çekiyor genç sanatçı, ‘‘Bütün kadınlar çekicidir. Çok da güzel bir kadın olduğuma inanmıyorum. Benden yüz bin kat güzel kadınlar var. Ama bende bir karizma var. Bunun doğallığımdan kaynaklandığına inanıyorum. Oynadığım role ısınıyorum ve onunla bütünleşebiliyorum. O yüzden seviliyorum. Yoksa şimdiye kadar çıkan yazılarla ben çoktan harcanmıştım. Bu kadar sevimsiz, bu kadar antipatik, herkese laf söyleyen bir insanı halk bu kadar tutmaz, bitirir. Demek ki bir şeyler var. Öyle değilim çünkü’’ sözleriyle cazibesinin sırrını anlatıyor.

Herkesin bazı kompleksleri, takıntıları olduğuna inanıyor. Tabi kendisinin de var. Bunun için estetik yaptırmış. Mesleğini Türkiye'de yapmanın dezavantajlarını yaşadığını düşünüyor. Burada güzellik ön planda olduğu için insanların yarışa sokturulduğuna inanıyor. ‘‘Biz kendimize ve aynaya daha çok bakmak zorundayız. Aynaya bakınca da takıntıları daha çok görürsünüz. Bütün dünyada herkes yaptırıyor. Hanımlar, erkekler yaptırıyor. Bu kadar büyütme yerine yaptırayım bari dedim. Ancak başarısız bir ameliyat oldu. Tekrar eski haline getirmek için ameliyat oldum. Şu anda eski halime döndüm. Burnumun üstünü çok oymuşlardı, eklettim. Bir de göğüslerimi yaptırdım, başka estetiğim yok’’...

HİÇBİR ZAMAN KÜÇÜK HAYALİM OLMADI

‘‘Konservatuvar yılları da dahil olmak üzere benim hiçbir zaman küçük hayalim olmadı’’ diyor Hande Ataizi... Altın Portakal'ı alışını da Avrupa'yı hedefleyerek geldiği nokta olarak görüyor.

Televizyonla istediği amaca ulaşabileceğine de pek inanmıyor, ama yaşamını sürdürecek gerekli parayı kazanmak için bu işi yapmak zorunda kalmış. Tiyatro ve sinemadan para kazanamayacağını iyi biliyor. Bu nedenle de televizyona dört elle sarılıyor. ‘‘Daha önce televizyona karşı çıkan yönetmenlerimiz, şimdi televizyona iş yapıyorlar. Çünkü para televizyonda. Buradan kazandıklarıyla da filmlerini yapıyorlar. Eğer televizyon hakikatten böyle bir maddi olanak sağlıyorsa, bunu en iyi şekilde değerlendirmek onlara düşüyor. Ben de televizyondan paramı kazanıyorum. Televizyonla birçok insana ulaşabiliyorsunuz. Ayrıca ben senede bir film çekip, sonra da yıl boyunca sabahlığıyla evde oturacak yapıda değilim’’ diyen Ataizi, sürekli hareket halinde olmak istediğini söylüyor.

HÁLÁ SANATÇI ADAYI

Ona göre bir sinema filmi yapıp birkaç dizide oynamakla sanatçı olunmuyor. İşte bu nedenle de kendini hâlâ sanatçı olarak değil, bir sanatçı adayı olarak görüyor. ‘‘Bir kaset çıkarıp, ben sanatçıyım, diyenlere gülerim’’ diyor Hande... Sanatçı, toplumu etkisine alabilecek güçte, beş on yılını mesleğine vermiş insandır. Bazı şeyler üretmiş ve yan kollarında da katkıda bulunmuş kişidir. Ataizi'nin sanatçı diye niteleyebildiği isimler arasında Zuhal Olcay, Haluk Bilginer ve Şener Şen bulunuyor... ‘‘Ben çok yakın bir sanatçı adayıyım, olacağıma da inanıyorum. Yaptığım her işten ders alabilen zeki bir insanım. Ben buraya ödül alıp, düşmüş, sağdan sola savrulan, iki ev bir arabayla hayallerimi kuran bir insan değilim çünkü’’ diyor...

Ailesi destekliyor mu Hande'yi? ‘‘Elbette’’ diyor Hande ve devam ediyor ‘‘Annem ile babam ben çok küçük yaştayken ayrılmışlar. Annem çok modern bir kadın, şu anda da profesör. Babam ise kendine farklı bir yaşam tarzı seçmiş ve kendini dine vermiş. Bu anlaşmazlık nedeniyle ben çok küçük yaştayken ayrılmışlar. Daha sonra annem bir başkasıyla evlenmiş ve ben baba olarak onu bildim. Annem ben küçükken düşüncelerimi etkiler diye gerçek babamla görüştürmemiş. İkinci babam, gerçek babamın yerini dolduruyor diyebilirim. Ama bu benim hayatımda bir problem. Neden ben de normal çocuklar gibi anne ve babası öz bir şekilde büyümedim? Buna her zaman için üzülmüş ve ağlamışımdır.’’






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!