Gazeteciler!

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Son yıllarda medyada görevlerine son verilen gazeteci sayısında bir artış var. Bunlardan çoğu, gazete ve televizyonlardan çıkarılan namuslu, onurlu arkadaşlarımız. Hemen hepsi kadro fazlalığı gibi nedenlerle çıkarılıyor ve bu arkadaşlarımız işsiz kalıyor.

Bunların hiçbiri varlıklı değil. Dolayısıyla, işten çıkarılan bu arkadaşlarımız çoğunlukla zor durumda kalıyorlar. Yaşamlarını yeni iş arayarak, borçlanarak sürdürmeye çalışıyorlar.

İşin en kötü yanı, hemen hiçbir medya kuruluşunda iş bulmaları mümkün değil... Çünkü bütün kuruluşlar kadrolarını dondurmuş. Değil işe yeni adam almak, çalışanlardan bir bölümünü daha nasıl çıkaracaklarının araştırmasını yapıyorlar!

***

Medyada bir kesim ‘‘gazeteci’’ daha var ki, onlar da son zamanlarda işten çıkarıldı. Ama gerekçeleri farklı... Pek çoğunun çıkarılma nedeni kaba hatlarıyla biliniyorsa da, ayrıntılardan kimsenin haberi yok.

Burada isim saymaya gerek görmüyorum. Onların hemen tümünü zamanında isimleriyle yazdım, kim olduklarını açıkladım. Burada isimsiz olarak bir kez daha anımsatayım:

- Kendi çalıştığı gazete tarafından iş bitirici, ihale takipçisi olduğu defalarca yazılmış, çalıştığı her gazeteden kovulmuş veya kavgalı ayrılmış bir liboş...

- Ve onun karısı.

- Devleti dolandırmaktan hapis cezası almış, başka bir dolandırıcılık davasında halen Ağır Ceza'da yargılanmakta olan biri.

- Yine bir başka dolandırıcı. Yargılanmış, hapis cezası almış ve cezasını çekmiş bir sabıkalı.

- Geçmişte kurye olarak görev yapmış, komünistlikten şeriatçılığa her ipte oynamış bir cambaz. Eski bir gerilla. (O şimdi yeniden yazıyor.)

- Halka televizyon vermek bahanesiyle trilyonları cebe atan, televizyonların önemli bir bölümünün üzerine yatıp köşeyi dönen bir genç yetenek...

- Ve onun şimdi Fazilet Partisi'nden milletvekili olabilmek için yalvaran şirin anası.

- Gazetesinde ‘‘Kızılbaş generaller’’ diye yazı yazan ve kovulan bir başkası.

***

Bunları hangi güç kovdurdu? Bunlar ve benzerleri yıllar boyu nasıl yazdılar, özel kanallarda nasıl program yaptılar, görünmez güçler tarafından nasıl korunup kollandılar?

Çok merak ediyorum ama yanıtını gerçekten bilmiyorum.

Şimdi sizden bir istirhamım olacak. Bu hafta bir Aydınlık Dergisi alın, medyada olup biteni ve ‘‘Türk halkına yıllar boyunca mesajlar veren’’ bazı tipleri biraz daha iyi tanıyın.

Aydınlık işin üzerine farklı bir boyutta gitmiş. Arşivlere girmiş ve bunlardan bir bölümüyle ilgili belgeleri konuşturmuş.

Örneğin Mehmet Ali Birand'ı, Cengiz Çandar'ı o arşivlerden öğrenin.

***

Burada açık konuşalım ve gerçekleri kimseden gizlemeye kalkışmayalım.

Türk medyasının bir kesimi, yıllardan beri ihanet içinde.

Bazıları, İstiklal Harbi döneminde gazeteci Ali Kemal'in işlevini yıllardan beri üstlenmiş durumda.

Türk orduları vatanı kurtarmak için savaş verirken, Ali Kemal isimli hain, İstanbul'daki gazetesinde Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarına küfür ve hakaret yağdırmakla meşguldü.

‘‘Alçaklar, dinsizler, din düşmanları, padişah efendimize ihanet edenler, şerefsizler, adına Kuvayı Milliye denilen çapulcu topluluğu...’’

Bu alçak savaş sonrasında, 1922 yılında İzmit'te halk tarafından linç edildi!

***

Türkiye yıllardan beri zor bir dönemden geçiyor. Güneydoğu'da hortlayan PKK terörü yüzünden bugüne kadar tam 14 bin şehit verdik.

Ayrıca terörist ve masum insan olarak yaklaşık 30 bin kişi canından oldu.

Karşımızda vatanı böleceğini zanneden bir terör çetesi vardı.

Bütün bu süreç içerisinde ‘‘gazeteci’’ geçinen bazı tipler, Türkiye'ye ihanet yarışı içine girdiler.

Bunu entellik-demokrasi-insan hakları adına yaptıklarını iddia ettiler.

Bir kesim bu yolu denerken, bir başka ‘‘gazeteci’’ kesimi de halkı tokatlama yolunu tercih etti. Çaldılar, çırptılar, dolandırdılar, ihale takip edip iş bitirdiler. Bazıları çeşitli vaatlerle on binlerce insanımızı kandırdılar ve köşeyi kısa yoldan döndüler.

Bir süreden beri bunlardan birileri de medyadan tek tek kovuluyor.

Kim olursa olsun, bir insanın işinden olması iyi bir şey değildir. Ama din tüccarları, bölücüler, entel takılanlar ve Yunan hükümeti dışında bir Allah kulu çıkıp da ‘‘Bu kovulanlara haksızlık edildi’’ diyemiyor.

Etme bulma dünyası!

***

Tek tesellimiz (!) bunlardan hiçbiri aç ve açıkta değil. Gazetecilik döneminde çeşitli yöntemlerle ve hatta yüz kızartıcı yöntemlerle elde ettikleri servet, yedi sülalelerine yeter.

Yukarıda sıraladığım kesimler bunları savunuyor ve koro halinde ‘‘kartel medyasını’’ suçluyor.

Oysa bu vatandaşlardan bir bölümü Türkiye ve Akşam gazetesinden, TGRT ve Show TV'den çıkarıldı.

Diyelim ki biz ‘‘kartel medyası’’ olarak görev yapıyoruz! Yoksa onlar da mı kartel medyası oldu?

Şimdi haklı olarak soracaksınız:

‘‘Medyada Ali Kemal'ler ve tokatçılar tükendi mi?’’

Hiç merak etmeyin, onlar sivrisinek gibidir. Kolay tükenmezler!

Üçü gider, beşi türer!













Yazarın Tüm Yazıları