Okumuş'un fanilası

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Aslında bu yazıya başlık olarak ‘‘Haydi onlar sahtekâr, peki ama siz nesiniz?’’ başlığını atacaktım.

Ama bu başlık çok uzun olduğu için ‘‘Okumuş'un fanilası’’ ile yetinmek zorunda kaldım.

Bir alternatif başlık olarak da ‘‘Okumuş'un tokyosu’’ da diyebilirdim, ama seçenekler bu kadar fazla olunca insan bir tanesinde bastırıp gidiyor işte.

Okumuş'ın fanilası ve tokyosu, tabii ki dün bizim gazete yer alan Mehmet Okumuş'un o muhteşem fotoğrafından ilham alınmıştır.

Lüften görmediyseniz bu fotoğrafı, hemen dünkü gazeteyi bulun.

Sonra Mehmet Okumuş'u fanilası ve ayağında tokyoları ile gösteren o fotoğrafı büyütün.

Evinizin bir köşesine asın.

Ve altına da ‘‘BEN GERİ ZEKÁLI MIYIM Kİ BU TİPTE BİR ADAMIN KURDUĞU BANKAYA PARA YATIRAYIM?’’ diye mutlaka yazın.

Bunu yapın, çünkü anladığım kadarıyla bizim memlekette insanların başka türlü akıllanmalarına imkân ihtimal yok. Belki sizin evinizde bu resmi sürekli görürlerse biraz akıl sahibi olabilirler.

***

Bir değil, on değil, yüz değil, belki de bin kez aynı şey oldu.

Bütün fiziksel yapısı ile adeta neon ışıklı ‘‘BEN BİR SAHTEKÁR VE DOLANDIRICIYIM’’ reklamını seyyar olarak taşıyan adamlar bankalar kuruyorlar.

Ve gariptir ama, yine bazı insanlar mazoşistik bir dürtüyle illa da gidip onun bankasına paralarını emanet ediyorlar.

Bu biraz, bütün tipiyle ‘‘Ben ırz düşmanıyım, bilmem anlatabiliyor muyum’’ diye bas bas bağıran bir insana namusunuzu emanet etmeye benziyor.

Düşünsenize, bir adam geliyor karşınıza.

Hava aşırı sıcak olduğu halde uzun bir pardösü giymiş.

Gözleri tuhaf bir şekilde parlıyor. Sürekli olarak sizin belinizden aşağınıza bakıyor.

Bu arada ağzından da köpükler gelmeye başlıyor.

Koltuğa oturduğunda pardösüsünün altından çıplak bacakları gözüküyor.

Sonra ‘‘Gek bakayım, kucağıma otur şöyle bir’’ diyor.

Şimdi, bütün bu tehlike sinyallerine rağmen onun kucağına gidip oturan insan, başına gelecek her türlü şeyi hak etmiyor mu Allah aşkına?

Tabii ki hak ediyor.

Üstelik bütün bu olan bitenden sonra aradan bir süre geçince aynı şekilde giyinmiş ve davranan başka bir adama da güvenirse bu insan...

O zaman da ne hali varsa görsün demek gelmez mi insanın içinden?

***

Özellikle son 20 yıldır bu tür olaylar çok yaşandı.

Millet artık akıllandı, dolandırıcıya para yatırmaz derken, Titan olayı çıkıyor, Okumuş tekrar gündeme geliyor.

İnsanların para kaptıracak sahtekâr arayışı bir türlü bitmiyor; bari ben onlara yardımcı olayım dedim.

Malum ben, okuyucularına hizmet için var olan bir gazeteciyim.

Bu nedenle kuruluş aşamasında bulunan bazı finansman kurumlarının haberini bugün ilk kez duyuracağım.

Hemen koşun ve bunlara paranızı yatırın. Yatırın ki dolandırıcıya para kaptırma konusundaki ulusal hobimiz sürsün.

***

Evet, paranızı gönül rahatlığıyla yatırabileceğiniz bazı yeni kuruluşların adı şöyle;

GÜLAY ATIĞ KADIKÖY KALKINDIRMA DERNEĞİ: Şişli'den sonra Kadıköy'e de hizmet vermeye kararlı olan Gülay Atığ, bu amacı için bir halk inisiyatifi başlatıyor. ‘‘Artık devletten yardım almayacağız’’ diyerek temel felsefesini açıklayan Atığ, Kadıköy'ün, halkın öz kaynaklarına dayanılarak kalkındırılacağını belirtiyor. Halktan toplanan paraların dernek başkanı olarak kendisinin bilgi ve denetiminde kullanılacağını da ekleyen Atığ, ‘‘Bu tam anlamıyla bir taban hareketi olacak’’ dedi ve vatandaşlardan yardım paralarını OKİ Bank'ta açılan hesaba yatırmalarını istedi.

***

SELİM EDES VAKFI:

Yurtdışına tedavi ve eğitim amacıyla giden Türkler'in özellikle Amerika'da vatan hasreti çekmemesi için kuruldu bu vakıf. Selim Edes, inşaat sektöründeki deneyimini de kullanarak, Manhattan Adası'nda bir ‘‘Küçük Türkiye’’ kuracak. Vakıf, devletten yardım almadığı için halktan toplanacak paralarla bu işe girişiyor. Bay Edes, ‘‘Vatanını seven ve Amerika'da Türk bayrağını dalgalandırmak isteyen herkes bu girişimi desteklemeli. Vakfa yapılacak maddi yardımın illa da büyük miktarda olmasına gerek yok. Küçük bağışlarınız da kabul edilir. Unutmayın ki tasarruflarınız güzel bir amaç için kullanılacaktır’’ diye konuştu.

***

ENGİN CİVAN ENSTİTÜSÜ:

Washington D.C'de bir Türk araştırmaları enstitüsü kurmaya karar veren Engin Civan, bu iş için gerekli bir milyar doları da vatansever Türk insanından toplayacağı paralarla bir araya getirmeye kararlı.

HALİL BEZMEN FOLKLOR DERNEĞİ:

Türk kültürünü özellikle sanat eserlerimiz aracılığıyla tanıtacak olan Bezmen, ‘‘Kültürümüzü devler hegemonyasından kurtaracağız. Bu vakıf sizin paralarınızla kurulacak ve dolayısıyla da tamamıyla halkın denetiminde olacaktır’’ dedi. Bezmen, dernek için sadece paranın değil sergilenmek üzere gönderilecek kıymetli sanat eserlerinin de büyük önem taşıdığını belirtti ve ‘‘Haydi Türkiyem, ileri’’ diye bağırdı.













Yazarın Tüm Yazıları