Emin Çölaşan: Anlayan beri gelsin!!!

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Türk Devleti'nin cumhurbaşkanını seçeceğiz! Gelişmeleri, olup biteni izledik. Hayretle, dehşetle, ibretle!.. Kaç zamandır ne olduğunu bir türlü anlayamadık.

İktidar partileri ne yapmak istiyordu? Amaçları neydi?

Başka hangi ülkede cumhurbaşkanı seçimi böylesine ilkesiz, inançsız yapılabilir, aday belirlemek son saatlere bırakılırdı?

Daha üç gün önce bir araya gelip ikişer aday açıklayan Ecevit ve Bahçeli değil miydi?

Ne oldu İsmail Cem'e, Prof. Dr. Mehmet Haberal'a, Sabahattin Çakmakoğlu ve Prof. Dr. Kamil Turan'a?

Madem bu isimlerin arkasında durulmayacaktı, kamuoyuna niçin açıklandı?

Bizi işlettiler mi, yoksa zaman kazanmak için bu dört ismi mi kullandılar? Ya da ne yapacaklarını bilmiyorlardı da, göstermelik bir iş mi yaptılar?

Bu ne biçim ciddiyetsizliktir?

Anlayan beri gelsin!

* * *

Ecevit hastaydı ve evinde dinleniyordu. Bir başka açıklama yaptı ve eğer cumhurbaşkanı adayı Meclis dışından olacaksa, onu aynen şöyle tanımladı:

‘‘Partisiz, siyasal deneyimi olan ve dış ilişkiler alanında birikimi bulunan biri olmalıdır.’’

Önceki gün birkaç tur liderler zirvesi yapıldı ve sonuçta Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer üzerinde anlaşmaya varıldığı açıklandı.

Peki ama Sezer bu tanıma uyuyor mu?

‘‘Partisiz’’ olması dışında uymuyor.

Ne siyasal deneyimi var, ne de dış ilişkiler alanında birikim sahibi!

O halde Ecevit'in bu açıklaması neyin nesiydi ve niçin yapılmıştı?

Bunları Sezer'i değil, Ecevit'i eleştirmek için yazıyorum.

Şu verdiğim iki örnek, cumhurbaşkanı seçiminde bize yaşatılan çelişkilerin inanılmaz bir göstergesidir.

Ciddiyetsizlik, tutarsızlık ve ilkesizliktir.

Anlayan varsa beri gelsin!

Bu genel başkanlardan bu çelişkilerin hesabını soracak milletvekilleri yok mudur?

Hepsi kapı aralığında konuşup eleştirir ama yüzlerine karşı bir şey söyleyemez.

Acıdır ama böyledir.

* * *

Şimdi gelelim Ahmet Necdet Sezer olayına. Yekta Güngör Özden'in emekli olmasından sonra 5'e karşı 6 oyla Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'na seçildi.

Mahkemenin 11 üyesi var. Tutucu üyeler kendisine oy verdi.

Madalyonun bir başka yanı, Sezer şaibesiz. İsmi bugüne kadar herhangi bir pisliğe, yolsuzluğa bulaşmadı.

Bu açıdan olumludur.

* * *

Fazilet Partisi'ne destek veren dinci medyada günlerden beri yaygara kopuyordu. Cumhurbaşkanlığı adayı olarak gönüllerinden geçen ilk isim, Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'tu.

İkinci isim ise Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer'di. Ama ikinci aday, birincinin gölgesinde kalmıştı.

Önceki gece adaylığı açıklandığında, en büyük mutluluğu Fazilet Partisi yaşadı. Dün bir Fazilet milletvekili şöyle diyordu:

‘‘Sezer'den iyisi olamazdı. Bu, Allah'ın Fazilet Partisi'ne bir lütfu oldu. Ecevit ve Bahçeli bir anlamda bize çalıştı.’’

Ahmet Necdet Sezer elbette ki dincilik açısından Fazilet kafasını yansıtmıyordu ama Fazilet için olabileceğin en iyisiydi.

Böyle bir piyangonun kendilerine çıktığını rüyalarında görseler hayra yormazlardı.

Sezer, Fazilet'in elde ettiği bir demokrasi zaferidir.

Bu nedenle, tam kadro oy verecekler.

* * *

Üç genel başkan bir araya geliyor, ikisinin onayı ile bir aday belirleniyor. Üçüncüsü kendi adaylığının peşinde olduğu için bunu benimsemiyor. Ama kendi adaylığının bu saatten sonra işe yaramayacağını görüyor ve ‘‘kerhen’’ destek veriyor. Dün beş adet genel başkan, ortak aday açıklaması yapıyor.

Güzel bir dayanışma, güzel bir olay.

Ama bütün bu süreç içerisinde hiçbir genel başkan kendi partisine danışmıyor. Parti gruplarının görüşü alınmıyor. Milletvekillerine bir isim bildiriliyor, hepsi o kadar.

Bu süreçte bitmez tükenmez pazarlıklar, kulisler... Çok küçük olasılıktır ama, sakın bu olay, Demirel olayında olduğu gibi Meclis'te geri tepmesin!.. Ve bazı genel başkanlar bir kez daha hezimete uğramasın!.. Göreceğiz bakalım...

Çünkü iktidar ortakları tarafından belirlenen adayın birikimi, deneyimi değil, sadece unvanı ön plana çıktı. Ecevit, birkaç gün önce yaptığı bütün tanımlamaları kendi eliyle çöpe attı.

Türk siyaset tarihi bu olayları yazacak. Gelecek kuşaklar bunları okuyunca acaba ne diyecek?

Yazarın Tüm Yazıları